Girdi yapan Nurköy

RİSALE İ NUR VE DİĞER KİTAPLAR

Bir suale cevap olarak yazdığım bir fıkrayı, size de fâidesi olur ihtimaliyle beyan ediyorum: Evliya divanlarını ve ulemanın kitaplarını çok mütalâa eden bir kısım zâtlar taraflarından soruldu: “Risaletü’n-Nur’un verdiği zevk ve şevk ve iman ve iz’ân onlardan çok kuvvetli olmasının sebebi nedir?” Elcevap: Eski mübarek zâtların ekseri divanları ve ulemanın bir kısım risaleleri imanın ve […]

GENİŞ VE DAR DAİRE

Ehemmiyetli, fakat bir derece mahremdir. Aziz kardeşlerim; Mahrem sırr-ı   اِنَّاۤ اَعْطَيْنَا  “Biz verdik.” (Kevser Sûresi,1 ayeti) da, cifirle istihracım aynen Münâzarat risalesinde, “Bir nur çıkacak ve göreceğiz?” diye gaybî müjdeler gibi, ilhamî ve hak bir hakikati fikrimle olan tatbikatımda bir kusur vardı. O kusur beni düşündürüyordu. Münâzarât ve Sünuhat gibi risalelerdeki müjde-i nuriyeyle Risale-i […]

TOHUM VE ÇEKİRDEKLER

  ”Ey muannid arkadaş! Gel, sana daha acibini göstereceğim. Bak, bu memlekette bütün bu işler, bu şeyler değişti, değişiyor. Bir halette durmuyor. Dikkat et ki, bu gördüğümüz câmid cisimler, hissiz kutular, birer hâkim-i mutlak suretini aldılar. Adeta herbir şey bütün eşyaya hükmediyor. İşte, bu yanımızdaki bu makineye bak.(HAŞİYE-1)Güya emrediyor; işte, onun tezyinatına ve işlemesine lâzım […]

GENÇLİK REHBERİ NAŞİRİ: ABDULMUHSİN ALEV

  Abdulmuhsin Alev, veya risalelerde bilinen adıyla Muhsin Alev 1931 Konya doğumludur. Muhsin Alev, 1944 senelerini takip eden okul yıllarında, Konya’da Risale-i Nur’ları tanır. Zübeyir Gündüzalp Ağabey’le beraber Nur hizmetlerini yürüten gençler içinde yer alır. Muhsin Alev, Nur hizmetlerinde olduğu kadar bazı mahkemelerde de Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin yanında bulunur. Afyon mahkemesinin bekleme koridorunda Üstad Hazretleri’nin […]

KİTAP İNMEMİŞ İNSANLARIN HALİ

İnsanlar Peygamber olmadan da Allah’ı tanıyıp bilebilir mi? İnsanlar, Peygamber olmadan da Allah’ı tanıyıp bilebilirler. Bu konuda Şems Suresindeki ayet-i kerime şöyle! بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَا    فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا     اقَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّاهَا “Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip sonra da ona hem kötülüğü, hem (ondan) sakınmayı ilham edene andolsun […]

MUSİBETTE MERHAMET VE MÜKAFAT VAR

Gayet ehemmiyetlidir. بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ     وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَ Şiddet-i şefkat ve rikkatten, bu kışın şiddetli soğuğuyla beraber mânevî ve şiddetli bir soğuk ve musibet-i beşeriyeden biçarelere gelen felâketler, helâketler, sefaletler, açlıklar şiddetle rikkatime dokundu. Birden ihtar edildi ki: Böyle musibetlerde kâfir de olsa hakkında bir nevi merhamet ve mükâfat vardır ki, o musibet […]

SARAY BİR SULTANI GÖSTERİR

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَيَضْرِبُ اللهُ اْلاَمْثاَلَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ وَتِلْكَ اْلاَمْثاَلُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ   “… Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misâller getirir.” (İbrahim, 25) “… Ve biz o misâlleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.” (Haşir, 21) BİR ZAMAN iki adam bir havuzda yıkandılar. Fevkalâde bir tesir altında kendilerinden geçtiler. Gözlerini açtıkları vakit gördüler […]

ZİYA NUR AKSUN

29 Mayıs 1930 tarihinde Konya’da doğan Ziya Nur Aksun Ankara Hukuk Fakültesi’nden 1955 yılında mezun oldu. Ziya Nur Aksun’un Risale-i Nur’u ve Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’ni tanıma serüveni Konya’da lise öğrenciliği dönemlerinde başlar. Zübeyir Gündüzalp Ağabey’in irtibat kurduğu talebeler içinde yer alan Ziya Nur Aksun, daha sonraki yıllarda Risale-i Nur eserlerinin neşrinde büyük gayret […]

CENNET VEYA CEHENNEM

Cennete nasıl girebiliriz, cennete girmek için neler yapmak gerekir? Cennete sadece mümin’ler mi girecek? Allah’tan başka kimse cennete ve cehenneme kimin gideceğini bilmez, bilemez. Sadece Asr-ı Saadet döneminde On Sahabi dünyada iken cennetle müjdelenmişlerdir. Cennetin anahtarı, ”La ilahe illallah Muhammedür resulullah” kelimesi ile ifade edilen imandır. Cennete girmenin şartı budur. Cennetteki makam ve dereceleri belirleyen […]

KUR’AN NURUNU ANLAMAK

Hulûsi Beyin fıkrasıdır. Bu defa, Kenzü’l-Arş duasının feyzinden gelen İkinci ve Üçüncü Nüktelerle, zeylini hâvi mübarek mektubunuzu almakla cidden bahtiyarım. Bu âciz kardeşiniz, gelen mektubunuzun, gerek muhterem Üstadıma ve gerekse o havâlideki kıymetli arkadaşlarıma olan tesiri bana ait olmadığına ve belki benim bir vasıta olduğuma delildir. Çok tecrübe ettim, zât-ı fâzılânelerine mektup yazmak için, bazan […]