ŞEYHÜLİSLAM MUSTAFA SABRİ

1869 yılında Tokat’ta doğan Mustafa Sabri Efendi, ilk eğitiminden sonra Kayseri’ye giderek medrese eğitimi alır. Daha sonra İstanbul’a giderek, Padişahın ders hocalarından Asım Efendi’den ilim tahsil ederek medrese eğitimini tamamlamıştır. Yirmi iki yaşında Fatih Camiinde ders vermeye başlayan Sabri Efendi, çok sayıda talebe yetiştirmiştir.

1908 yılında Tokat Mebusu olarak meclise girer ve istibdada karşı yola çıkan yeni idarenin eski dönemi aratması ve muhalefete hayat hakkı tanımaması üzerine muhalifler safında yer alan Mustafa Sabri Efendi, Ahali Fırkası ve Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın kurucuları arasında yer almıştır.

1913 Bab-ı Âli baskını sonrası iktidarın tutumu ve aldığı tehditler üzerine önce Mısır’a, oradan da Romanya’ya gider. Birinci Dünya Savaşı sonunda Bursa’ya gönderilerek mecburi ikamete tabi tutulur. 1918 yılında tekrar siyasi hayatın içine girer aynı yıl Darü’l-Hikmeti’l-İslâmiye azalığına seçilir. Bir yıl sonra da Şeyhülislam olur. Kısa bir süre sonra bu görevden ayrılır, fakat 1920 yılında tekrar bu göreve atanır.

Damat Ferit Paşa kabinesinde yer alması, Kuva-yı Milliyecilere karşı tutumu gibi sebeplerden dolayı 1922 yılında yurttan ayrılmak zorunda kalır. Önce Romanya’ya gider daha sonra Hicaz’a ve oradan da Mısır’a giderek Kahire’ye yerleşir. Ezher Üniversitesinde müderrislik yapmıştır.

Son Osmanlı ulemasından olup, önemli fikir ve din alimi olan Mustafa Sabri, özellikle İslâm’a yöneltilen haksız ithamlar karşısında fikirlerini beyan ederek karşı çıkmıştır.

Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Osmanlı Şeyhülislamlarının Yüz Yirmi Yedincisidir. Çok zor bir dönemde Şeyhülislamlık yapmıştır. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ile samimi dostlukları olup, Risale-i Nur’un Ezher’de okunup yayılmasına yardımcı olmuştur.

Mustafa Sabri Efendi, Kahire’de bulunduğu sıralarda hem Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, hem de Risale-i Nur ile alakasını kesmemiştir. Ezher Üniversitesinde Nurlara özel önem verip, burada ders kitabı olarak okunmasına büyük katkıda bulunmuştur.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, “Dârü’l-Hikmet’te benim arkadaşım” dediği Mustafa Sabri Efendi’ye verilmek üzere Camiü’l-Ezher’e “hediye-i vakfiye”, olarak On Bir tane hususî mecmualarını” gönderdiği, Emirdağ Lahikasında bulunan bir mektupta yer almaktadır.

Mustafa Sabri Efendi, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin çok sayıda talebesi olmasına rağmen neden cihat için harekete geçmediğini, Ezher’de okuyan talebeler aracığıyla sorar. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, bu dönem de en büyük cihadın iman dâvâsı, en önemli meselenin imanı kurtarmak olduğunu, dahilde müspet hareket ederek asayişe zarar verilmemesinin ehemmiyetine işaret ederek soruları cevaplar.

Mustafa Sabri Efendi, Bediüzzaman ve söyledikleri hakkında; “…Said Efendi gerçekten haklıdır! Evet söyledikleri doğrudur. O dâvâsında muvaffak oldu. Biz hata ettik. O memleketten hiçbir yere ayrılmadı, sebat etti.” ifadeleriyle Bediüzzaman’ı tasvip ve takdir ettiğini belirtti. (N. Şahiner, Son Şahitler, 4. C., s. 442)

Mustafa Sabri Efendi; “Yeni İslâm Müçtehidlerinin Kıymet-i İlmiyesi” ile “Mesele-i Tercemetü’l-Kur’ân” adlı eseri Beyanü’l-Hak ve Yarın gazetesi dışında Malumat, Yani Gazete, Tasisat, Alemdar, İkdam gibi muhtelif yayın organlarında çok sayıda makalesi yayınlanmıştırı.

Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendiye,  1954 ylında Kahire’de vefat etmiştir. Allah rahmet eylesin. Amin.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir