SANDIKLI TALEBELERİNDEN ADİL ÇELİK
1904 Afyon’a bağlı Sandıklı’da dünyaya gelen Adil Çelik, uzun yıllar Risale-i Nur’a hizmet edenler safında yeralmıştır. Hatıralarında 1926 yılında Risale-i Nur’ları tanıdığını dile getiren Adil Çelik, ”1927 yılında Barla’ya Üstad Hazretlerini ziyaret etmeye gittim. Orada dokuz gün kaldım. Nur Talebesi oldum. O günden bu yana Risale-i Nur’ları yetmiş beş senedir yazıyorum.”
Eskişehir, Denizli, Afyon Mahkemelerine de gittiğini anlatan Adil Çelik, bu ziyaretleri sırasında Afyon’da yaşadıklarını şöyle dile getirir:
” 1948 yılında Afyon Hapishanesine giderek Üstad Hazretlerini ziyaret ettik. O zaman şeker bulmak çok zordu. Biz de yanımıza bir kilo şeker aldık. Üstad, gardiyan odasındaymış.
”Esselamun Aleyküm, Ya Efendi Hazretleri.”dedik. Bize döndü, ”Aleyküm Selam, Siz hoşgelmişsiniz.” dedi. Biz, ”Üstadım bir okka şeker getirmiştik,” Üstad, ”Ben sizin şekeri aldım, kabul ettim, kardeşlerim çay için şeker yok derlerdi. Şekeri onlara dağıtın.” dedi.
Bu sırada bir adam geldi. ”Siz kazandığınızı niye bu kürde yediriyorsunuz?” deyince bizim Hacı Ahmed sinirlendi, adama sert sözlerle ”Bizim kazandığımızı sen mi veriyorsun çık ordan”deyince. Adam meğer Savcı imiş, polisler tuttu bizi içeri attılar. Bu arada Üstad Hazretlerinin sesini duydum, ”Ben, size dua ediyorum sizi tutamayacaklar” dedi.
Bir komiser ifademizi almaya çalışıyordu. Fakat bir türlü ifademizi alamıyordu. Daktilonun ”A” tuşuna basıyor, ”B” harfi çıkıyordu. Böylece bizim ifademizi alamadan Savcıya götürdüler. Savcı başını öbür tarafa çevirdi, eliyle yüzünü gözünü kapattı, sanki bizi görmek istemez gibi yapıp, bırakın bunları diye talimat verdi. Bizi bıraktılar.”
Adil Çelik, Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin 1948 yılında Afyon Mahkemesinde, ”ululemre itaat edin” ayetlerini hakimlere nasıl izah ettiğini ise yine hatıralarında şöyle anlatır:
”1948’de Sandıklı’dan Afyon’a mahkemeyi izlemeye gittik. O zaman iki aza, bir hakim, bir savcı oturuyordu kürsüde. Üstad kapıdan girdi, sarık aynen başında. Ben bunu gözümle gördüm. İnsanlar ayağa kalktı, yer gösterdiler. Üstad oturdu.
Bir ara hakim:
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَط۪يعُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ وَاُو۬لِي الْاَمْرِ مِنْكُمْۚ
Yâ eyyuhâ-llezîne âmenû atî’û(A)llâhe veatî’û-rrasûle veulî-l-emri minkum'(Nisa Suresi, 59 ncu ayeti) okudu,sonra “Madem bu hoca, niçin kabul etmiyor bu ayeti?” dedi. Ayette “Ulûlemre itaat edin.” şeklinde bir mana var. Bediüzzaman ayet bitinceye kadar boynunu kırdı, dinledi. Ayet bitince:
“Ey Heyet-i Hâkime! Şimdi ben size soracağım. Bana okuduğunuz ayet-i kerimede Cenab-ı Allah diyor ki: ‘Ey Resulüm! Söyle ümmetine bana itaat etsin, sana da itaat etsin, benden gelen Kur’anın hükmüyle mahkeme eden hâkimlere de itaat etsinler.’ diyor. Sizde ‘minküm’ var mı yok mu?” dedi. (Minküm = Sizden olan) Hâkim “Biz ‘minküm’ bilmiyoruz ki?” dedi.
“Ben söyleyeceğim, siz kızacaksınız?” dedi Üstad. Hakim,“Söyle kızmayacağım.” dedi. Üstad Hazretleri:
“Allah diyor ki: ‘Habibim söyle kullarım bana iman etsin, bana itaat etsin, sana da itaat etsin, bana itaat etmeyene ben rahmet etmem, sana itaat etmeyene sen şefaat etme.’ ‘Minküm’ diyor ki; benim Kur’anımla mahkeme etmeyen bir hakim gelirse, ona itaat etmeyin.’ diyor.” Şimdi sizler neyle muhakeme ediyorsunuz?” dedi.
Hakim,“Biz Kur’an’la muhakeme etmiyoruz.” deyince. Üstad Hazretleri de “Öyleyse onunla itaat etmeyen size, ben de itaat etmiyorum.” dedi.” (Derleme, Ö.Özcan, Ağabeyler anlatıyor)
107 yıllık ömrünün Yetmiş Beş yılını iman, Kur’an hizmeti Risale-i Nur’a feda eden Adil Çelik 25 Haziran 2011 yılında vefat etmiştir. Kendisine Allah’tan rahmet dileriz.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!