İNSAN DÜNYADA MİSAFİR
” Risale-i Nur’larda dünya hayatının geçici olduğu ve insanın dünyaya bir misafirhane olarak bakmasının sebebi nedir?”
”Görüyorum ki, şu dünya hayatında en bahtiyar odur ki, dünyayı bir misafirhane-i askerî telâkki etsin ve öyle de iz’an etsin ve ona göre hareket etsin. Ve o telâkki ile, en büyük mertebe olan mertebe-i rızâyı çabuk elde edebilir. Kırılacak şişe pahasına daimî bir elmasın fiyatını vermez; istikamet ve lezzetle hayatını geçirir. Evet, dünyaya ait işler, kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir. Bâki umur-u uhreviye ise, gayet sağlam elmaslar kıymetindedir.
İnsanın fıtratındaki şiddetli merak ve hararetli muhabbet ve dehşetli hırs ve inatlı talep ve hâkezâ şedit hissiyatlar, umur-u uhreviyeyi kazanmak için verilmiştir.
O hissiyatı şiddetli bir surette fâni umur-u dünyeviyeye tevcih etmek, fâni ve kırılacak şişelere bâki elmas fiyatlarını vermek demektir.” (Mektubat)
”İşte o beyaz kılların ihtarıyla vaziyet tavazzuh etti. Baktım ki, çok güvendiğim ve ezvâkına meftun olduğum gençlik elveda diyor. Ve muhabbetiyle pek çok alâkadar olduğum hayat-ı dünyeviye sönmeye başlıyor ve pek çok alâkadar ve adeta âşık olduğum dünya bana uğurlar olsun deyip, misafirhaneden gideceğimi ihtar ediyor. Kendisi de Allahaısmarladık deyip, o da gitmeye hazırlanıyor.”(Lem’alar)
”Hem kendini başıboş zannetme. Zira şu misafirhane-i dünyada, nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gayesiz göremezsin.”(Sözler)
ASKERİ MİSAFİRHANE
Risale-i Nur’un birçok yerinde insanın dünyada misafir olduğu,fakat bu misafirhanenin de askeri bir misafirhane olduğuna dikkat çekilir. Evet dünya bir misafirhane,ama askeri bir misafirhane, niye bir takım kuralları var ona uymak zorundasın.Her misafirhane de böyle bir nizam ve kural yok. Onun için askeri misafirhane örneği verilmekte.
Askere giden insan bilir ki,burada şu kadar ay kalacam,sonra vatanıma,anama,babama,köyüme sevdiklerime dönecem. Bir takım kaidelere ise uymak zorunda. Vazifesi emir dairesinde hareket etmek,kendi isteği ile bir şey yapamaz. Geçici bir süre için buradayım diye düşünür. İşte,Üstad Hazretleri insanın da dünyayı böyle görmesini, ve buna göre hareket etmesini bize ders vermek için bu misali veriyor.
Düşünmeye devam edelim,şimdi o asker terhis olurken arkadaşlarından ayrılacağına,resmi elbisesinden soyunacağına üzülür mü? Üzülmez. Terhis olan o asker ise,sevinç ve neşe içinde asli vatanına gitmeye hazırlanır,artık o yere geri dönmez, dönsede onu tekrar içeri almazlar. Zira onun işi orada bitmiştir. Bizde dünyevi işlerimizde, Allah’ın rızası dairesinde emirlerini uygulayarak yaşar ve böyle bir ömür geçirirsek dünyadan da sevincle ayrılabiliriz.
Hem bu dünya her gün dolup boşalan bir misafirhane ve bir konaklama yeridir. Aklı başında olan bir insan bir iki saat misafir olacağı yere gönlünü bağlamaz. Dünya misafirhanesinde insan ortalama olarak altmış-yetmiş yıl kalıyor. Halbuki ebedi ve kalıcı yer Cennettedir. Öyle ise günde üç yüz bin insanın öldüğü ve bir o kadarının da doğduğu dünya hanında misafir gibi hareket etmeliyiz.
”Merhametlilerin en merhametlisi olan Allah’ım bizlere rahmetinle muamele eyle.”(Amin)
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!