Konya Risale-i Nur Talebelerinin ilklerinden olan Hüsmen Hüseyin Duran 1932 yılında Konya’da doğmuştur. Hüsmen Duran 1955 yılında Üstad Hazretlerini ziyaret ederek elini öpmüş ve duasını almıştır. Risale-i Nur okuduğu için tutuklanmış ve mahkemelere çıkmıştır.

1955 yılında Üstad Hazretlerini ziyaret etmek için Isparta’ya geldiğini anlatan Hüsmen Hüseyin Duman, o günkü hatırasını şöyle dile getirir:

”Isparta’ya geldik elimizde adres yok. Ulu Camiye gidelim orada birisine sorar öğreniriz dedik. Gittik birisi abdest alıyordu. Ona yanaşıp sorduk. O zat bize döndü.
”Siz nereden tanıyorsunuz Üstad’ı” dedi.
”Kitaplarını okuyoruz”dedim.
”Hangi kitaplarını okuyorsunuz?” dedi.
”Lem’alar, Şualar, Mektubat”dedim.
”Siz Sıddık Süleyman diye birisini duydunuz mu?” diye sordu.
”Evet, duyduk” deyince, ”İşte o benim.”dedi.

Sıddık Süleyman Ağabey ile birlikte Üstad’ın evine gittik. ”Siz merdivende bekleyin ben Üstad’a haber vereyim.”dedi. Ve ekledi, ”Üstad anlatacaklarını anlatır, konuşması bittiği zaman gitmenizi isteyince Esselamu Aleyküm der, siz de Aleyküm Selam dersiniz ve çıkarsınız.”dedi

İçeri girdim. Üstad yatakta, hasta sesi zor çıkıyordu. Söylediğini Zübeyr Ağabey bize tekrar ediyordu. Beni gösterdi ve ”İşte Zübeyr, bu benim yirmi senelik talebemdir.” Hafız olduğumu öğrenince, ”Kur’an’ı ezberleyen gözleri öpeyim.” dedi. Gözlerimden öptü. Üstad biraz daha konuştu ve ”Esselamu Aleyküm”dedi. Ben kalktım, içimden de Üstad ailemden hiç bahsetmedi diye geçirdim. Tam kapıdan çıkacam, Üstad ”Annen baban var mı?” diye sordu. ”Var” deyince,

”Madem onlar seni yetiştirmiş, sen benim talebem olduğun gibi onları da talebe olarak kabul ediyorum, her sabah dualarıma ortaktırlar. Madem sen beni ziyarete geldin. Senin yol paranı ben vermem lazım.” dedi. Ben, ”almam”dedim. Cüzdanımda 10 liram vardı. Baktım bir 10 lira daha var. Ayrıca bana 1 lira verdi. O 1 lirayı hala saklıyorum. Üstad’ı ziyaretten sonra Isparta’dan ayrıldım.”

Üstad Hazretlerini ilk ziyaretten 15 gün sonra tekrar Isparta’ya geldiğini ve Üstad’ın hizmetinde kalmak istediğini dile getiren Hüseyin Duman, ”Üstad bana Kardeşim git, Konya’da hizmet et.”dedi. Konya’ya dönüp hocalık yapmaya başladım.

Üstad Hazretlerini daha sonra Eğirdir’de tekrar ziyaret eden Hüseyin Duman o anları şöyle anlatır:

”Üstad bir liste çıkarmıştı. Bu listede Mesnevi’nin gittiği ülkeler yazılıydı. Üstad bana ”Arapça biliyor musun?”dedi. ”Bilmiyorum ama öğrenmek istiyorum.”dedim. Üstad,”Mesnevi’yi getir Zübeyr”dedi. Arapça Mesnevi’den bir kaç satır okudu, tercüme etti. ”Bunu sana hediye ediyorum. Konya’da kardeşim Abdülmecid Efendi var, ona götür sana ders versin” dedi. Abdülmecid Efendi’ye götürdüm. ”Bunları ben de anlamıyorum. Kardeşim”dedi. ”Anladığın kadar anlat.” dedim.

Üstad bir sene sonra bana ve kardeşine mektup yazmış, ”Kardeşim Hüseyin, sana verdiğim Mesnevi’yi Abdülmecid Efendi’ye ver, tercüme etsin. Abdülmecid Efendi’ye de aynı tarzda ”Hüseyin’den al tercüme et.” diye mektup yazmış. Ben Mesnevi’yi mektup gelince Abdülmecid Efendi’ye götürdüm, o da aldı okumaya ve bana da papağan gibi anlatmaya başladı. ”Anlamadığım kitabı anlamaya başladım.”dedi.”(Derleme,N. Şahiner, Son Şahitler)

16-21 Ocak 1960 yılında Konya’da Hüseyin Duman Risale-i Nur’ları okuduğu için tutuklanır ve Konya hapishanesine sevk edilir. Doktor Sadullah Nutku, Mustafa Kırıkçı, Mazhar İyidöner, Osman Yıldız, Said Gecegezen, Hasan Helvacılar, Hasan İlkbahar ve Hasan Nevroz’la beraber dokuz kişi hapis yatarlar.

Hapiste önce çok zor günler geçirirler. Daha sonra Konya Hapishanesi Medrese-i Yusufiye olur. Katiller, sarhoşlar, kumarbazlar tövbe edip namaz kılmaya başlarlar. Nur talebeleri onlara Kur’an okumayı öğretirler.

Ömrü iman Kur’an hizmeti Risale-i Nur’la geçen Hüsmen Hüseyin Duman 3 Aralık 2017 yılında 85 yaşında vefat eder. Kendisine Allah’tan rahmet dileriz.

 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir