DÖRT DİL BİLEN TALEBE : MUALLİM GALİP
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Barla döneminin, sadık, talebelerinden birisi de Yalvaçlı Ahmed Galip Keskin, Bitlis’in Ahlat ilçesinde 1900 yılında dünyaya gelmiştir. Aslen Ispartalı olmasına rağmen babasının kadılık görevi sebebiyle bulunduğu Ahlat’ta doğmuştur. Babası ölünce, 1916 yılında annesiyle beraber tekrar Yalvaç’a dönerler.
Şair, hattat ve ‘hakkak’tır.Fransızca, Arapça, Farsça ve Kürtçe bilmektedir. Ahmed Galip Bey önce Yalvaç Lisesinde kâtip ve daha sonra Barla nahiyesinde muallim olarak görev yapar. Muallim sıfatı vazifesinden dolayıdır.
Merhum Muallim Ahmed Galip Barla’da Risale-i Nur’un ilk on iki yazıcılarından biridir.Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, bunu şöyle ifade eder: “Galib Bey’in iki eli var; sağ elini bana vermiş, benim hesabıma yazıyor, sol eli de kendine kalmış.” (Barla Lahikası)
Risalelerde Muallim Galip diye ismi çokca yer almıştır. Mektûbat’ta ve Barla Lâhikasında Türkçe, Arapça, Farsça şiirleri vardır. Risalelerdeki,bazı suallerin sahibidir. Onuncu Lem’a Şefkat Tokatları Risalesinde Üstad Hazretleri tarafından yediği tokat anlatılmaktadır.
Muallim Galip Bey, 1935 Eskişehir Mahkemesi dolayısıyla Bediüzzaman Hazretleriyle beraber hapis yatmıştır. Bediüzzaman Said Nursî, Eskişehir müdafaası olan 27. Lem’a’da Muallim Galip Beyi şöyle anlatır:
“Muallim Galip, üç dört sene evvel Barla’da iken muallimliği münasebeti ile haftada, bazan yirmi günde bir defa ayak üstünde görüşüyorduk. Bu zat hattattır. Hüsn-ü hattından istifade etmek için kendime mahsus eskiden yazdığım Mu’cizat-ı Ahmediye ve İ’caz-ı Kur’ân risalelerini yazdırdım. Odamda talik ettiğim bir-iki levhayı da bana yazdı.”
“İşte münasebetimiz bu kadardır. Bu zatın şiire hevesi bulunduğundan, ben de şâir olmadığımdan, hiç bir risalemi Onuncu Söz’den başka vermedim. Onuncu Söz’ü de başkasına vermiş. Yanında hiç bir eserim bulunmadığı halde benim mevhum suçumdan elbette hakikî bir hisse ona ifraz edilmez. Bunun gibi çoklar var. Men-i muhakeme ile haklarında adaletin tecellisini bekliyorlar.” (Tarihçe-i Hayat)
Muallim Ahmed Galip Türkçe, Arapça ve Farsça olarak şiirler yazmış ve bunlar Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri tarafından Külliyata dâhil edilmiştir. Barla Lâhikasındaki mektubu Farsçadır. (Galib’in Farisî fıkrası. Keramat-ı Gavsiye münasebetiyle yazmış.) Mektûbat’taki şiiri ise [Sözler’in tebyizinde kıymetdar hizmeti sebkat eden muallim Ahmed Galib’in fıkrasıdır.] Muallim Galip Bey’in Barla Lâhikasında bulunan bir şiiri de Arapçadır ve şöyle başlar: (Ahmed Galib’in Sözler hakkındaki arabî fıkrasıdır.)
“Muallim Galib’dir (R.H.). Evet bu zât, sadıkane ve takdirkârane, risalelerin tebyizinde çok hizmet etti ve hiçbir müşkilât karşısında za’f göstermedi. Ekser günlerde geliyordu, kemal-i şevk ile dinliyordu ve istinsah ediyordu. Sonra kendine, otuz lira ücret mukabilinde umum Sözler’i ve Mektubat’ı yazdırdı. Onun maksadı, memleketinde neşretmek ve hem hemşehrilerini tenvir etmek idi. Sonra bazı düşünceler neticesinde risaleleri tasavvur ettiği gibi neşretmedi, sandığa bıraktı. Birden elîm bir hâdise yüzünden bir sene gam ve gussa çekti. Risalelerin neşri ile ona adavet edecek resmî
birkaç düşmanlara bedel, zalim insafsız çok düşmanları buldu; bir kısım dostlarını kaybetti.” (Lem’alar 146)
14 Şubat 1939 tarihinde Yalvaç’ta çayhanede Yüzbaşı arkadaşı ile oturan Muallim Ahmed Galip, arkadşının yere düşen tabancasından çıkan kaza kurşunuyla,midesinden vurularak şehit olmuştur. Mezarı Konya’da bulunmaktadır. Nurkoy olarak merhuma Allah’tan rahmet dileriz.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!