Girdi yapan Nurköy

İSRAF’TA BİR HAYIR YOKTUR

”İsrafta hayır olmadığı gibi, hayırda da israf yoktur.” ifadesini nasıl anlamalıyız? İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretlerine ait bir tabirdir. İktisat, israf ve lüks harcamaları terk etmektir. Hayır ve hasenattan kısmak demek değildir. Bu manayı İmam Azam Hazretleri şu cümleler ile özetlemiştir: لاَ اِسْرَافَ فِى الْخَيْرِ كَمَا لاَ خَيْرَ فِى اْلاِسْرَافِ   demiş. Yani, “Hayırda ve […]

İMAN, BÜTÜN VÜCUDUMUZA YAYILIRSA

BİRİNCİ MESELE: Birinci Şuada iki üç âyetin işârâtında, Risaletü’n-Nur’un sadık talebeleri imanla kabre gideceklerine ve ehl-i Cennet olacaklarına dair kudsî bir müjde ve kuvvetli bir beşaret bulunduğu gösterilmiştir. Fakat bu pek büyük meseleye ve çok kıymettar işarete tam kuvvet verecek bir delil ister diye beklerdim, çoktan beri muntazırdım. Lillâhilhamd, iki emâre birden kalbime geldi: Birinci […]

İNSANLARIN TAKDİR ETMESİNİ BEKLEME

”Bu kardeşimin bu hissine iştirak etmiyorum. Rıza-yı İlâhî kâfidir. Eğer o yâr ise, herşey yârdır. Eğer o yâr değilse, bütün dünya alkışlasa beş para değmez. İnsanların takdiri, istihsanı, eğer böyle işte, böyle amel-i uhrevîde illet ise, o ameli iptal eder. Eğer müreccih ise, o ameldeki ihlâsı kırar. Eğer müşevvik ise saffetini izale eder. Eğer sırf […]

”KÜÇÜK ABDURRAHMAN” TAHSİN AYDIN

Tahsin Aydın, 1917 Siirt’e bağlı Tillo kasabasında dünyaya gelir. Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam’ın amcası Hazret-i Abbas (RA) neslindedir. Tahsin Aydın, o yıllarda doğu vilayetlerinden Kastamonu’da mecburi ikamete tabi olanlardandır. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin Kastamonu hayatındaki talebelerindendir. risale yazma ve tashih hizmetleriyle meşgul olmuştur. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin,’Küçük Abdurrahman’ iltifatına mazhar olan Tahsin Aydın ile ilgili Risale-i Nur’daki bazı […]

İKTİSAT İLE CİMRİLİK ARASINDAKİ FARK

İktisat ile cimrilik arasındaki fark nedir? Hangi hallerde insanın cimri veya iktisatlı olduğu anlaşılır? Günlük hayatımızda kullandığımız bazı kelimeler bazen aynı gibi görünürler. Cimrilik ile tutumluluk, cömertlik ile israf gibi kelimeler bunlardandır. İktisat ile hısset, cimrilik birbirine benzeyen insan ahlakıdır. İktisat güzel ve ilahi bir ahlak iken, cimrilik kalbi bir hastalıktır. Bir nevi mal sevgisidir. […]

NASIL YAŞARSANIZ ÖYLE….

Aziz, sıddık, tam metin kardeşlerim; Şehid merhumun berzahta okumasıyla mesrurâne meşgul olduğu Nur Risalelerini dünyada kendi yerinde çalışmak ve beni de çalıştırmak için yazılmışlar gibi tam vaktinde yetişti ve medrese-i Yusufiyenin üç tatlı meyvesini ve Kur’ân’ın kudsî ve Firdevsî binler meyveler veren üç hizbini beraber getirdi. İki kahraman mübarek, yazdıkları güzel iki Meyvelerinin tarzında ve […]

AHİRETTE, CENNETTE REKABET YOK

“Fakat, âhirette tek bir adama beş yüz sene mesafelik bir cennet ihsan edilmesi ve yetmiş bin kasır ve huriler verilmesi ve ehl-i Cennetten herkes kendi hissesinden kemâl-i rıza ile memnun olması işaretiyle gösteriliyor ki, âhirette medar-ı rekabet bir şey yoktur ve rekabet de olamaz. Öyleyse, âhirete ait olan a’mâl-i salihada dahi rekabet olamaz; kıskançlık yeri […]

KASTAMONU TALEBELERİNDEN YUSUF TOPRAK

Siirt’in, Kurtalan ilçesine bağlı Garzan’da dünyaya gelen Yusuf Toprak, burada idadi ve medrese tahsili görmüştür. Bir müddet Garzan PTT Müdürlüğü görevini de yapan Yusuf Toprak Garzan’a, Belediye Reisi olarak da hizmet etmiştir. Barla Lahikasında bir mektubu bulunan Yusuf Toprak, ” çok nüfuzlu şahıstır, bölgede kalması tehlikelidir” raporu ile Kastamonu’ya sürgün edilmiştir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi […]

RİSALE İ NUR’DA HERŞEY YAZILIDIR

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin, ”Nurcuların Ağabeyi” diye iltifat ettiği, Merhum Abdullah Ağabey’den bizlere önemli bir ders. Yıllar önce bir vesile ile biraraya gelen Nur Talebeleri, Ağabey’lerden hatıra dinlemek isterler. En son Merhum Sungur Ağabey “Abdullah Ağabey sen de bir hâtıra anlat” deyince Abdullah Ağabey normalden biraz yüksek sesle şu konuşmayı yapar: “Muhterem kardeşlerimiz! Koskocaman […]

BANA NE YAPARSANIZ YAPINIZ

Aziz, sıddık kardeşlerim; Sizin gayet mübarek ve Cennet meyveleri gibi şirin hediyelerinizi ve Denizli cihetindeki beşaretinizi aldım. Şimdi bu dakikada pek çok işler beni uzun konuşturmayacak; kısa kesmeye mecbur oldum. Çünkü, hediyeyi getiren çabuk gidecek diye acele yazdım. Evvelâ: Son parçada, başta بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقٰى  bin üç yüz kırk dört sehivdir. Eğer okunmayan iki hemze ve […]