Girdi yapan Nurköy

MADENİ MENBAI KUR’AN’DIR

Aziz, sıddık kardeşlerim; Gayet ehemmiyetli bir meseleyi -bundan evvel size icmalen beyan ettiğim meseleyi- tekrar size söylememe kuvvetli, mânevî bir ihtar aldım. Şöyle ki: Perde altındaki düşmanımız münafıklar, şimdiye kadar yaptıkları gibi, adliyeyi ve siyaset ve idareyi zahirî dinsizliğe âlet edip, bize hücumları akîm kaldığı; ve Risale-i Nur’un fütuhatına menfaati olan eski plânlarını bırakıp daha […]

FATIMA BİNT-İ ESED (R.ANHA)

Kureyş’in Haşimoğulları kolundan olan Fatıma bint-i Esed, Mekke’de doğmuştur. Ebu Talip’in hanımıdır. Bu evlilikten Talip, Akıl, Ca’fer, Ali adlı dört oğlu ile, Ümmühan, Cümame, Reyta ve Esma adında dört kızı dünyaya gelmiştir. Peygamber Efendimiz(ASM), dedesi Abdulmuttalip’in ölümünden sonra amcası Ebu Talip’in himayesine girmiştir. Fatıma bint-i Esed, Peygamberimize sekiz yaşından itibaren annelik yapmış, O’na öz evladı […]

ET VE KEMİKTEN AKITILAN SU…

ÜÇÜNCÜ MİSAL: Gazve-i Buvat’ta, yine Buharî, Müslim başta, kütüb-ü sahiha beyan ediyorlar ki: Hazret-i Câbir dedi ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti: ناَدِ بِالْوُضُوءِ “Abdest almak için nida et” dediler. “Su yok” denildi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dedi: “Bir parça su bulunuz.” Gayet az su getirdik. Sonra, o az su üstüne elini kapadı, birşeyler […]

HAFIZ SAİD NURİ ERTÜRK

Hafız Said Nuri Ertürk, Isparta’nın Çobanisa köyünde 1933 yılında doğmuştur. Risale-i Nur’un neşrine ve tanıtımına büyük hizmetleri geçen, Kuleönlü Hafız Mustafa Ertürk’ün oğludur. Çocuk yaşında babasından aldığı eğitimle Risale-i Nur’ları yazmaya başlamıştır. Hafız Said Nuri Ertürk, yedi yaşında iken yazmış olduğu Altıncı Şua adlı eseri bir mektupla Üstad Bediüzzaman Hazretlerine hediye etmiştir. Bunun üzerine Üstad […]

MUHABBETİN KAYNAKLARI NELERDİR?

Muhabbet, daha doğrusu sevginin kaynakları nelerdir? İnsan niye birisini sever? Hepimiz güzel bir manzarayı severiz. Güzel bir sanat eserini över, şahsımıza yapılan bir ikrama hediyeye teşekkür ederiz. İnsanın bir şeyi veya bir kişiyi sevmesi için bazı sebebler olması lazımdır. Sevginin üç kaynağından bahsedilir. İnsan güzelliği olan şeyleri sevmek ister. Kendisine yardım edene karşı bir sevgi […]

KALBİM NURLARLA DOLUYOR

Ahmed Hüsrev’in bir fıkrasıdır. Üstadım Efendim; Bir hafta evvel “Hikmetü’l-İstiâze” isimli risalenin bir kısmını ve birkaç gün evvel de diğer kısmıyla, On Dördüncü Lem’anın Birinci Makamını aldım. Hikmetü’l-İstiâzenin Birinci Kısmını müteaddit defalar kardeşlerimle okudum. Dedim: Ey sevgili Üstadım; Bu kıymettar risaleyle mücahid talebelerinize öyle güzel bir ilâç takdim ediyorsunuz ki, bu ilâçlarla mânevî yaralarımızı o […]

NUAYM BİN ABDULLAH (RA)

Nuaym bin Abdullah, Kureyş kabilesinin Adi bin Kab koluna mensuptur. İslam davetinin başladığı ilk günlerde, dini kabul edip kelime şehadet getirip, Rasulullah’a biat etmiştir. Müslümanlığını uzun süre gizlemiş daha sonra açık tebliğle birlikte imanını beyan etmiştir. Kavmi kendisini müşriklere karşı korumuş bu sebeble onların işkencelerine uğramamıştır. Mekke’nin sayılı zenginlerinden olan Nuaym, fakir, dul ve yetimlere […]

ÖLÜM HAKİKATI İLE YAŞAMAK

Bir zaman rabıta-i mevtten ve اَلْمَوْتُ حَقٌّ kaziyesindeki tasdikten ve âlemin zeval ve fenâsından gelen bir hâlet-i ruhiyeden, kendimi acip bir âlemde gördüm. Baktım ki, ben bir cenazeyim, üç mühim büyük cenazenin başında duruyorum. Birisi: Benim hayatımla alâkadar ve mazi kabrine giren zîhayat mahlûkatın heyet-i mecmuasının cenaze-i mâneviyesi başında bir mezar taşı hükmündeyim. İkincisi: Küre-i […]

RİSALE-İ NUR SEVDALISI İBRAHİM CANAN

İbrahim Canan, 1940 yılında Karaman’a bağlı Ermenekte, dünyaya geldi. Ortaokulu Ermenek’te okurken Risale-i Nur’ları ve Bediüzzaman ismini duyar. Canan, o yılları hatıralarında ”Henüz kitaplarını okumamıştım. Sadece büyük bir zat çıkmış diye duydum”diye dile getirir. Lise tahsili için Konya’ya gelir, 1958 yılında liseden mezun olur. Lise yıllarında Üstad Hazretlerinin kardeşi Abdülmecid Ağabey ve diğer Ağabeylerle tanışır. […]

BEDEVİ’NİN DUASI

  Aylardan Ramazan Ayı, ibadetin zirveye çıktığı zamanlardan bir an. Mescid-i Nebi, Rasulullah’ın kabrini ziyaret etmek için oraya gelen Hz. Ömer(RA) kabre doğru ilerler. Bir bedevi, yani köylü kabrin önünde durmuş dua ediyor. Usulca yaklaşır Hz. Ömer(RA), başlar bedevinin duasını dinlemeye. Allah’a, huşu içinde dua eden bedevi adeta kendinden geçmiş bir halde şöyle hitap etmektedir: […]