Girdi yapan Nurköy

MÜMİNLER ARASINDA AYRILIK OLMAZ

Müminleri Kur’an birbiriyle irtibatlandırırmı? Doğu da, batı da olsa nasıl aynı olabilirler? Aynı düşünebilirler? Kur’an’a talebe olmuş müminlerin  farklı mekanlarda, farklı zaman dilimlerinde, hatta farklı boyutlarda olması, onların kardeşliğine ve manevi münasebetine mani değildir. Birisi batıda birisi doğuda birisi dünyada birisi ahirette de olsa, aralarındaki manevi ilişki ve irtibat asla kopmaz ve bozulmaz. Samimi ihlas […]

YÜZ CİDDİ TALEBE

Hulûsi Beye hitaben yazılmış bir mektuptur. بِاسْمِهِ وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حِسَابِ اَبْجَدِ اَعْدَادِ حُرُوفِ مَا قَرَأْتَهُ مِنْ اَجْزَۤاءِ رِسَالَةِ النُّور Sevgili kardeşim; Seni teşvik için değil, çünkü teşvike muhtaç değilsin. Hem medar-ı fahr olmak için değil; çünkü fahr ise ucb ve riyâya medardır. Belki sana medar-ı […]

TOPRAK SU HAVA

”Öyle ise, bu san’atlı şeylerin herbirisi, o gizli zâtın bir ilânnâmesi hükmünde, onu gösteriyor. Güya herbir çiçekli kumaş, herbir san’atlı makine, herbir tatlı lokma, o mu’ciznümâ zâtın birer sikkesi, birer hâtemi, birer nişanı, birer turrası hükmünde, lisan-ı hâl ile herbirisi der: “Ben kimin san’atıyım; bulunduğum sandıklar ve dükkânlar da onun mülküdür.” Ve herbir nakış der: […]

DOKTOR TAHİR BARÇIN AĞABEY

Doktor Tahir Barçın, l906 senesinde Ermenek’in Sarıveliler köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Başdereli Mahmud Hoca Efendi, annesi Fatma Hanımdır. Bir ara Mısır’a gitmiş ve orada da tahsil yapmıştır. l935 senesinde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmiş, Viranşehir ve Emirdağ’da uzun seneler hükûmet tabibliği yapmıştır. Daha sonra Bitlis ve kazalarına Sağlık Müdürü olarak tayin olur. Risale-i Nur’ları Bitlis’in […]

YOLCULUKTA NAMAZ KILMAK

Üstad Hazretlerinin, seferilik yani yolculuk konusundaki görüşü nasıldır? Seferilik, yolculuk konusu çok farklılık göstermektedir. Bu konuda ulemanın tam bir ittifakı yoktur. Üstad Hazretleri Şafii mezhebindendir. Bu mezhepte seferde namazı kısa kılmak bir ruhsattır. Yani isteyen iki kılar isteyen de dört kılar, bir problem yoktur. Namazın kısaltılması, öne alınması veya sonraya bırakılması gibi şer’i ruhsatlar, ulaşım […]

VÜCUD BİZE EMANET VERİLMİŞ

”Ey insan ve ey nefsim, muhakkak bil ki: Cenâb-ı Hakkın sana in’âm ettiği vücudun, cismin, âzaların, malın ve hayvânâtın ibâhadır, temlik değildir. Yani, istifaden için kendi mülkünü senin eline vermiş, istifade et diye ibâha etmiş. Senin gibi, idare etmekten hakikaten âciz ve tedbirden cidden câhil bir şahsa temlik etmemiş. Çünkü, mülk olarak verseydi, idaresini sana […]

HAYALE CEZA VERİLMEZ

”BİRİNCİ VECİH – BİRİNCİ YARA Şeytan, evvelâ şüpheyi kalbe atar. Eğer kalb kabul etmezse, şüpheden şetme döner. Hayale karşı şetme benzer bazı pis hatıraları ve münâfi-i edep çirkin halleri tasvir eder. Kalbe “Eyvah!” dedirtir, ye’se düşürtür. Vesveseli adam zanneder ki, kalbi, Rabbine karşı sû-i edepte bulunuyor. Müthiş bir halecan ve heyecan hisseder. Bundan kurtulmak için […]

NEŞRİYATLA GEÇEN BİR ÖMÜR: SAİD ÖZDEMİR

1930  yılında Siirt’te bağlı Til­lo da dünyaya gelen Mehmed Said Özdemir, 1938 yılından itibaren ailesiyle birlikte Ankara’ya gelir, ilkokulu, ortaokulu ve liseyi Ankara’da bitirmiştir. 1950 yılında Diyanet İşleri Başkanlığının açtığı memur imtihanını kazanan Said Özdemir Ağabey, Di­ya­net İş­le­ri Baş­kan­lı­ğı bünyesinde “An­ka­ra Ge­zi­ci Vaiz­li­ği” dâhil muhte­lif va­zi­fe­ler yapmış ve emek­li ol­muş­tur. O yıllarda tanıştığı Mustafa Sungur, […]

BİLGİLERİ FAYDALI HALE GETİRME

Geçmişe ait bilgilerimizi faydalı şekle getirebilir miyiz? Bunu yapmanın bir yolu var mı? İnsan hafızası arşiv gibidir. Bunun içinde kullanmadığımız bilgiler çoktur. Her öğrendiğimiz bilgi her zaman işimize yaramaz. Fakat bunlar yok da olmaz, kullanılmadığı için zihnimizin ücra köşelerinde yer alırlar. Bize faydası olmayan bilgilerimizi, faydalı bilgilerle yer değiştirebiliriz. İlim ve fenne ait bilgileri, iman […]

KIZ ÇOCUĞU KENDİNİ SEVDİRİR

بِاسْمِهِ – وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ Aziz, sıddık, müdakkik, meraklı kardeşim Re’fet Bey; Senin bende bir üstadın, bir kardeşin, bir dostun var. Üstadını her risale içinde görüp görüşürsün. Kardeşini sabah akşam dergâh-ı İlâhîde, mânen ve hayâlen, o seni duayla gördüğü gibi, sen de onu o suretle görebilirsin. Bendeki […]