Girdi yapan Nurköy

DOKTOR TAHİR BARÇIN AĞABEY

Doktor Tahir Barçın, l906 senesinde Ermenek’in Sarıveliler köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Başdereli Mahmud Hoca Efendi, annesi Fatma Hanımdır. Bir ara Mısır’a gitmiş ve orada da tahsil yapmıştır. l935 senesinde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmiş, Viranşehir ve Emirdağ’da uzun seneler hükûmet tabibliği yapmıştır. Daha sonra Bitlis ve kazalarına Sağlık Müdürü olarak tayin olur. Risale-i Nur’ları Bitlis’in […]

YOLCULUKTA NAMAZ KILMAK

Üstad Hazretlerinin, seferilik yani yolculuk konusundaki görüşü nasıldır? Seferilik, yolculuk konusu çok farklılık göstermektedir. Bu konuda ulemanın tam bir ittifakı yoktur. Üstad Hazretleri Şafii mezhebindendir. Bu mezhepte seferde namazı kısa kılmak bir ruhsattır. Yani isteyen iki kılar isteyen de dört kılar, bir problem yoktur. Namazın kısaltılması, öne alınması veya sonraya bırakılması gibi şer’i ruhsatlar, ulaşım […]

VÜCUD BİZE EMANET VERİLMİŞ

”Ey insan ve ey nefsim, muhakkak bil ki: Cenâb-ı Hakkın sana in’âm ettiği vücudun, cismin, âzaların, malın ve hayvânâtın ibâhadır, temlik değildir. Yani, istifaden için kendi mülkünü senin eline vermiş, istifade et diye ibâha etmiş. Senin gibi, idare etmekten hakikaten âciz ve tedbirden cidden câhil bir şahsa temlik etmemiş. Çünkü, mülk olarak verseydi, idaresini sana […]

HAYALE CEZA VERİLMEZ

”BİRİNCİ VECİH – BİRİNCİ YARA Şeytan, evvelâ şüpheyi kalbe atar. Eğer kalb kabul etmezse, şüpheden şetme döner. Hayale karşı şetme benzer bazı pis hatıraları ve münâfi-i edep çirkin halleri tasvir eder. Kalbe “Eyvah!” dedirtir, ye’se düşürtür. Vesveseli adam zanneder ki, kalbi, Rabbine karşı sû-i edepte bulunuyor. Müthiş bir halecan ve heyecan hisseder. Bundan kurtulmak için […]

NEŞRİYATLA GEÇEN BİR ÖMÜR: SAİD ÖZDEMİR

1930  yılında Siirt’te bağlı Til­lo da dünyaya gelen Mehmed Said Özdemir, 1938 yılından itibaren ailesiyle birlikte Ankara’ya gelir, ilkokulu, ortaokulu ve liseyi Ankara’da bitirmiştir. 1950 yılında Diyanet İşleri Başkanlığının açtığı memur imtihanını kazanan Said Özdemir Ağabey, Di­ya­net İş­le­ri Baş­kan­lı­ğı bünyesinde “An­ka­ra Ge­zi­ci Vaiz­li­ği” dâhil muhte­lif va­zi­fe­ler yapmış ve emek­li ol­muş­tur. O yıllarda tanıştığı Mustafa Sungur, […]

BİLGİLERİ FAYDALI HALE GETİRME

Geçmişe ait bilgilerimizi faydalı şekle getirebilir miyiz? Bunu yapmanın bir yolu var mı? İnsan hafızası arşiv gibidir. Bunun içinde kullanmadığımız bilgiler çoktur. Her öğrendiğimiz bilgi her zaman işimize yaramaz. Fakat bunlar yok da olmaz, kullanılmadığı için zihnimizin ücra köşelerinde yer alırlar. Bize faydası olmayan bilgilerimizi, faydalı bilgilerle yer değiştirebiliriz. İlim ve fenne ait bilgileri, iman […]

KIZ ÇOCUĞU KENDİNİ SEVDİRİR

بِاسْمِهِ – وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ Aziz, sıddık, müdakkik, meraklı kardeşim Re’fet Bey; Senin bende bir üstadın, bir kardeşin, bir dostun var. Üstadını her risale içinde görüp görüşürsün. Kardeşini sabah akşam dergâh-ı İlâhîde, mânen ve hayâlen, o seni duayla gördüğü gibi, sen de onu o suretle görebilirsin. Bendeki […]

ŞEYTANIN ELİNE FIRSAT VERME

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ – وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ ”İkinci  Vecih Budur ki, mânâlar kalbden çıktıkları vakit, suretlerden çıplak olarak hayale girerler, oradan suretleri giyerler. Hayal ise, her vakit bir sebep tahtında bir nevi suretleri nesceder. Ehemmiyet verdiği şeyin suretlerini yol üstünde bırakır. Hangi mânâ geçse, ya ona […]

SEYYİD SALİH ÖZCAN AĞABEY

1929 yı­lın­da Ur­fa’nın Ak­ça­ka­le il­çe­sin­de dünyaya gelen Salih Özcan Ağabey, iyi de­re­ce­de Arap­ça bi­lirdi. Tarihçe-i Hayat adlı eserde, “Hariç Memleketler” bölümünde ismi çokça geçen  Sa­lih Özcan Ağa­be­y, İs­lâm âle­mi­nin ta­nın­mış si­ma­la­rıy­la sıkı dost­luk mü­na­se­bet­le­ri kurmuştur. Nur hiz­me­tleri­nin de daha çok dış mem­le­ket­le­re ba­kan kı­sım­la­rıy­la alâ­ka­dar­dır. Eserlerde adı daha çok “Seyyid Salih” olarak geçer. Üstad Bediüzzaman […]

İLAHİ RAHMETİN ÇOŞTUĞU ÜÇ AYLAR

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ Aziz, sıddık kardeşlerim, Bugün mânevî bir ihtarla sizin hesabınıza bir telâş, bir hüzün bana geldi. Çabuk çıkmak isteyen ve derd-i maişet için endişe eden kardeşlerimizin hakikaten beni müteellim ve mahzun ettiği ayni dakikada bir mübarek hatıra ile bir hakikat ve bir müjde kalbe geldi ki: Beş günden sonra çok mübarek ve çok sevaplı […]