ÖLÜM BİR TESADÜF DAĞILMA DEĞİLDİR
Risale-i Nur’un çeşitli Risalelerinde ölüm ile ilgili olarak vazife-i hayattan terhis, paydos, tebdil-i mekan tabirleri yer almaktadır neden?
Risale-i Nur’da hedef inanan bir insanın imanını zirveye çıkarmaktır. Allah’a, Peygambere, Ahiret gününe iman etmiş bir müminin ölüm gerçeği karşısında neler yapması ele alınır ve bu gerçek öğretilir.
Evet, ”Mevt vazife-i hayattan bir terhistir.” Zorlu bir talim terbiye gören bir askerin terhis olması anında yaşadığı sevinç ile ölüm anında bir müminin yaşayacağı sevinç dile getiriliyor. Ölüm ile bir mümin, dünya hayatının bütün zorluk ve sıkıntılarından kurtulmaktadır. Ölüm, Allah’ın yarattığı düzenli bir terhistir. Fani boğucu, üzüntülü, sıkıntılı dünya hayatından ebedi saadet yurdu olan cennete gitmenin kapısıdır.
Ölüm olayına mümin bir insan olarak bakmamız lazım. İman etmiş insan için, ölüm bir paydostur. Zira ağır işi bitmiş, ebedi istirahatgahına kavuşacağı bir kapı ölümdür. Ölüm, mümin için yok olmak, hiçliğe düşmek değil sadece mekan değişikliğidir. İnsanları ebedi yok eden bir idam ve hiçlik dost ve ahbabtan ayrı düşmek değildir. Mümin için ölüm sonsuz hayata başlangıç, bir giriştir.
Başta Peygamber Efendimiz (ASM) olmak üzere bütün enbiya, evliya, asfiya, alim, üstad ve dostlarımıza kavuşmaktır. Ölüm yüzde doksan dokuz ahbab ve dostlarımızın toplandığı ahiret alemine açılan bir kapıdır. Hayatın faili Allah’ın Muhyi ismi olduğu gibi, ölümün faili de Allah’ın, Mümit ismidir.
Daha bunun gibi birçok misallerle bizlere Risale-i Nur adlı eserinde ölüm gerçeğini anlatan Üstad Bediüzzaman Hazretleri, iman ehline kabirden ölümden korkmamayı öğretiyor. Ölüme bu gözle bakan inanmış bir mümin ölümden, kabirden korkmaz merdane ölümünü imanla karşılamaya çalışır. Ölüm şerbetini bir su gibi içer, asli vatanına giriş yapar.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!