RÜYALARI İLE MEŞHUR KATİB OSMAN

Katib Osman Yıldırımkaya, l900 yılında Isparta’da dünyaya geldi. Risale-i Nur Külliyatında Katib Osman ismi ile tanınmıştır. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ile birlikte Denizli’de hapis yatmıştır.

Katib Osman, 1934 yılında Üstad Hazretlerinin Barla’dan Isparta’ya getirildiği zamanda bir rüya görür. Üstad Hazretleri Isparta’ya geldiği zaman, bu rüyayı anlatır. Üstad Hazretleri, “Kardeşim, rüyada sakal görmek sıkıntıya alamettir. Ben buraya sıkıntılı olarak geldim. Rüyan mübarektir,” der. Bir sohbet esnasında, Üstad Hazretleri, “Kalemin güzel, yazın güzel, imlân güzel!” diye kendisine iltifat eder. Bundan sonra, güzel yazısı ile Nur Risalelerine büyük hizmetlerde bulunur.

Yine bir gün Üstad’ın postacısı ve misafirleri Barla’ya getirip götüren Bekir Ağaya Üstad: “Hep senin mi katibin olacak, benim de katibim işte budur.” diye Osman Yıldırımkaya’yı gösterir. Bundan sonra Katib Osman olarak anılır.

Katib Osman, Üstad Bediüzzaman’la birlikte dokuz ay Denizli Hapishanesinde mevkuf kalır. Katib Osman birgün hapishanede rüyasında Sûre-i Fethi okurken, “ecren azima”dan sonra uyanır. Bu rüya üzerine, Üstad Hazretleri kendisine, büyük ecir ve sevap ile hapishaneden tahliye edileceklerini söyler. Hakikaten kısa zaman sonra hem tahliye olurlar hem de beraet ederler.

Katib Osman’nın rüyalarıyla alâkalı Risale-i Nur’un lahika mektuplarında birçok fıkraları neşredilmiştir. Bu mektublardan bazıları şöyledir:

”Kâtip Osman’ın hakikatli rüyası elhak büyük bir hakikate işaret veriyor, çok mübarek ve müjdelidir. Rüşdü’nün rüyasında, Peygamberimizin (ASV) emriyle Hazret-i Sıddık (RA) minberde Yirmi Dokuzuncu Söz’ü hutbesinde göstermesi gibi; o gökten inen huriye de lâhikayı hutbe olarak okuması, Risale-i Nur’un makbuliyetine güzel bir işarettir.(Kastamonu Lahikası)

”Isparta’nın Hâfız Ali’si (Kâtip Osman) elhak ikinci bir Hüsrev olduğuna, benim de kanaatim geldi. Cenab-ı Hak onu ve Mehmed Zühdü gibi çok fedakârları ve Risale-i Nur’un hakiki sahiplerini Isparta’ya ihsan eylesin, âmin! (Kastamonu Lahikası)

Üçüncüsü: Risale-i Nur’un eski ve ehemmiyetli ve çalışkan bir şakirdi olan Kâtip Osman’ın sadık ve hikmetli rüyası ve mutabık tabiri onları müferrah ettiği gibi bizleri de mesrur eyledi. Ve o mektubuyla, merak ettiğim şeyleri ve Hüsrev ve Rüşdü, Hâfız Ali, Zühdü Bedevî, Nuri ve Nur Fabrikası sahibi, Tahirler, mübarekler heyeti, medrese-i nuriye ve ümmi ihtiyarlar ve masum çocuklar, umumlarının selâmlarını yazıyor. Biz de onlara birer birer selâm ediyoruz. Muvaffakıyetlerine ve selâmetlerine dua ediyoruz.(Kastamonu Lahikası)

”Umum kardeşlerime birer birer selâm ve selâmetlerine dua ederiz. Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun, en eski şakirdlerden olan Kâtip Osman ve Halil İbrahim, hiç sarsılmadan, değişmeden sadakatlerinde demir gibi devam edip çoklara da hüsn-ü misal oluyorlar.(Emirdağ Lahikası)

”Hâşiye: Memleketimizde medrese talebelerinden birisi bir kitabı bitirse veya başlasa bir tatlı veya yemek meftuhane veya mahtumane diye vermek âdettir. Aynen bu kaideyi Kâtip Osman’ın üzümünde gördük. Onun yazdığı Asâ-yı Musa’nın tashihini bitirdiğim aynı vakitte mahtumanesi olarak bu üzümün gelmesi, tatlı bir latîfe ve şirin bir hatıra-i hayat-ı medresiye oldu.(Emirdağ Lahikası)

Sâlisen: Nur’un demirbaş kâtibi ve şakirdi Kâtip Osman’ın Risale-i Nur bahçesinden gönderdiği yaş üzüm teberrükünü ve Medresetü’z-Zehranın çok ehemmiyetli bir şubesi ve bir merkezi olan Sava’nın gayet mübarek teberrüklerini kaideme muhalif olarak onların hatırı için kabul ettim. Ve kime yedirsem de onların hayrı olarak yedireceğim.(Emirdağ Lahikası)

Isparta Nur Talebeleri içinde yeralan Katip Osman, İstiklal Harbinde İzmir cephesinde çarpışmış, büyük hizmetlerde bulunmuş gazilerimizdendir. Ekim l99l’de vefat eden Katib Osman’a, Allah’tan rahmet dileriz..

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir