KAYIŞZADE HAFIZ OSMAN EFENDİ

Kayışzade Hafız Osman Nuri Efendi, 1834 yılında Burdur’da doğmuştur. İlk öğrenimiyle beraber hıfzını Burdur’da tamamladıktan sonra medrese tahsili için İstanbul’a gelir. Dini ilimler tahsiline başlar. Yazdığı eserlerinde Burduri Kayışzade Es-Seyyid El-Hac Hafız Osman Nuri ibareleri yeralmaktadır. Medrese eğitimi sırasında Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den sülüs ve nesih öğrenip icazet alır. Bir süre sıbyan mekteplerınde hüsn-ü hat öğretmenliği yapar.

Kayışzade Hafız Osman Efendi, bir süre sonra vazifelerinden ayrılarak memleketi Burdur’a dönerek kendini tamamıyla Kur’an yazmaya hasreder. Yazdığı nüshaları isteklilerine vermek için de İstanbul’a gelir. Hafız Osman Efendi 106 adet mushaf yazmıştır.

Hafız Osman hattı diye tanınan şekli, Allah’ın izni,ilhamı ve lütfuyla Kayışzade Hafız Osman keşfetmiştir. Ölçü, Kur’an’ın en kısa süresi ile en uzun ayetine dayanarak yazılan bir tarzdır. Kayışzade Hafız Osman Efendi, Kur’an’ın sayfa ölçüsünü Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin tabiriyle Kur’an’dan ilhamen keşfetmiş ve bu ölçüsü ”Ayetberkenar” adıyla meşhur olmuştur. Daha sonra bu ölçü bütün hattatlar tarafından yaygınlaştırılmıştır.

Kayışzade Hafız Osman Efendi, Kur’an’dan ilhamen keşfettiği ayetberkenar özelliğini dünya’da ilk kez keşfeden hattat olmuştur. Bu özelliğin manası ise, bütün sayfalar ayetle başlar ve ayetle biter. Ayetler sayfa sonunda bölünerek diğer sayfaya geçmez. Bu sayfa düzeni bütün İslam aleminde kabul görmüş ve dünyada mushaflar böyle yazılmaya başlamıştır. Şu an gördüğümüz Kur’anlar hep bu ölçü ile yazılmıştır.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Hafız Osman’dan ve onun ölçüsünden Risale-i Nur’un Mektubat adlı eserinde şöyle bahseder:

”Hafız Osman hattıyla ve basmasıyla olan Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın yazılan kelimeleri birbirine bakıyor.

Kur’ân-ı Hakîmin umum sahifeleri âhirinde âyet tamam oluyor. Güzel bir kafiye ile nihayeti hitam buluyor. Bunun sırrı şudur ki: En büyük olan Müdayene âyeti sahifeler için, Sûre-i İhlâs ve Kevser, satırlar için bir vahid-i kıyasî ittihaz edildiğinden, Kur’ân-ı Hakîmin bu güzel meziyeti ve i’câz alâmeti görülüyor.

Ayetlerin en büyüğü olan ‘Müdayene ayeti’ sahifeler için ve (birer satır olan) Sure-i İhlas ve Kevser, satırlar için bir ölçü kabul edildiğinden, Kur’an-ı Hakim’in bu güzel meziyeti ve mucizelik alameti görülmektedir. Demek bu hüner Kur’an’ındır. Yoksa Hafız Osman gibi zatların değil. Çünkü bu vaziyet, Kur’an’ın ayetinden ve suresinden ortaya çıkmıştır.” (Mektubat, On Dokuzuncu Mektup)

Hayatını mushaf yazmaya adayan Kayışzade Hafız Osman Efendi, 107 nci mushafını yazarken Ramazan’ın 4. ncü gecesi 11 Mart 1894 yılında Teravih Namazı kıldırırken vefat etmiş ve Merkez Efendi Kabristanı’na defnedilmiştir.  Allah’tan kendisine rahmet dileriz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir