KAHRAMAN TAHİRİ’NİN ANNESİ ZÜBEYDE HANIM

İman kurtarma davasının sarsılmaz, tereddüte düşmez kahraman bahadırlarından Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle ”Kahraman Tshiri” Tahiri Mutlu’nun annesi Zübeyde Hanım, Risale-i Nur’a, Kur’an’a hizmet eden bahtiyar bir ailenin ferdidir.

Zübeyde Hanım kocası Hüseyin Hüsnü Efendi ve evlatları ile birlikte o dönemin ağır şartları içinde canla başla hizmet etmiştir. Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Lahika Mektublarında bir kaç yerde ismi geçen Zübeyde Hanım ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Üstad Hazretlerinin,”Tahirî gibi kahraman bir şakirdi Risale-i Nur’a yetiştiren ve o vasıta ile defter-i a’mallerine daima hasenat yazdıran bir şakirdi bize kardeş veren o mübarek zatlar, inşâallah bu saadeti daima idame ettirecekler.” iltifatına mazhar olan Zübeyde Hanımla ilgili Lahika mektupları ise şöyle:

”Aziz, sıddık, mübarek, fedakâr kardeşlerim;

Dün, altı ehemmiyetli mektuplarınızı aldım. Her mektubunuza uzun bir mektup yazmak cidden arzu ederdim. Hem de hakkınızdır; fakat bu hurufatı yazan Feyzi şahittir ki, altı gecedir altı saat yatamadım. Yalnız bu altıncı gece, bir buçuk saat kadar yatabildim. Onun için, bu ehemmiyetli mektuplara kısacık birer cümleyle iktifa ediyorum.

Evvelâ: Risale-i Nur santralı ve Hulûsi, Hakkı, Süleyman’ı temsil eden Sabri kardeşim; Öşür, şer’î zekâttır. Zekât ise, müstehaklaradır.

Saniyen: Gül fabrikası gülistanlarını ve merhum bedevî bülbüllerini konuşturan Hüsrev kardeş; Risale-i Nur, Isparta’yı, âfât-ı semaviye ve arziyeden muhafazasına sebep olduğunu, çok hâdisatla beraber, bu yeni zelzele hadisesi ve muarız hocanın dolularla başının tokatlanması, yeni bir hücceti oluyor. Ve Mu’cizât-ı Kur’âniye lâhikasını, sizin isabetli fikrinize havale ediyoruz. Hem siz, yazdığınız miktarı gönderiniz. Biz burada tekmil eder, size de sonra haber veririz.

Salisen: Nur fabrikasının sahibi Hâfız Ali kardeş; Senin Risale-i Nur’a karşı harika ihlâs ve irtibat ve itikadın, inşaallah o Nurları o havalide daima parlattıracak. Senin, o büyük zelzelenin gürültüsünü işitmemen ve zelzeleyi hissetmemen, tokadını yiyen hoca gibi, Risale-i Nur’un bir nevi kerametidir. Demek, değil şakirtlere zarar vermek, belki inâyetkârâne, vücudunu da bazı haslara bildirmiyor, korkutmuyor.

Rabian: Bizi ve Kastamonu şakirtlerini kıyamete kadar minnettar eden ve müstesna kalemiyle Risale-i Nur’un hemen umumunu bu havaliye yetiştiren ve evlât ve peder ve vâlideleri ve refikasıyla Risale-i Nur’a hizmet eden kahraman Tâhirî kardeşim; Cenâb-ı Hak, hanenizdeki hemşireme, hem bana şifa ihsan eylesin. Hastalığıma ait bir parça size geliyor. Peder ve validenize de benim tarafımdan deyiniz ki: “Tâhirî gibi kahraman bir şakirdi Risale-i Nur’a yetiştiren ve o vasıtayla defter-i â’mâllerine daima hasenat yazdıran bir şakirdi bize kardeş veren o mübarek zâtlar, inşaallah bu saadeti daima idame ettirecekler. Dünyanın cam parçalarını, o elmaslara tercih etmeyecekler. Onlar, hususî duamızda dahildirler.”(Kastamonu Lahikası)

”Aziz, sıddık kardeşlerim;

Evvelâ: Tahirî’nin İstanbul’a gitmesi, inşaallah hayırdır. Ve Hüsrev’in pek çok vazifelerini tamamen yapması, kanaatim geldi ki, Barla’da bulunduğum zaman bütün yazanların tashihatını ve telif hizmetini yapmamda tahakkuk eden büyük inayet ve harika muvaffakiyet, aynen Hüsrev’de, yardımcılarında dahi nümunesi var.

Saniyen: Tahirî’nin, Denizli hapsinde, unutulmaz hâlisane hizmetiyle ve Nurlara sarsılmaz sadakatiyle ve yanılmaz zekâvetiyle ve çekilmez bahadırlığıyla daire-i Nurda ehemmiyetli makamı için, bütün bu defaki mektubunu Lâhikaya geçirdik.

Başta Nurun şakirtlerinden validesi Zübeyde olarak, akrabasına ve rüfekasına selâm ederim. Cenâb-ı Hak onlardan ebeden razı olsun. Âmin!(Emirdağ Lahikası)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir