İSİMSİZ KAHRAMANLARDAN BİRİ : HAFIZ MUSTAFA

Hacı Hâfız Mustafa Hilmi Kocayaka, ‘Yakalı Hâfız Mustafa’ 1893’de Burdur’un Yeşilova İlçesinin Kocayaka Köyünde doğmuştur. 1928 yılında Denizli’ye taşınır. Ticaretle uğraşan Hafız Mustafa, müteahhitlik, zahire ticareti, un ve ekmek fabrikası kurar ve işletir.

1943 Denizli mahkemesinde yargılanan Bediüzzaman Said Nursi ve talebelerine sahip çıkan, onlara kahramanca kol kanat geren isimsiz kahramanlardan birisi de Hafız Mustafa Hilmi Kocayaka’dır. Kendisi hapse girmediği halde, bu hizmetleri bizzat Üstad Bediüzzaman Hazretleri tarafından takdir ve sena ile Risale-i Nur’un birçok yerinde anlatılmaktadır.

Hafız Mustafa Denizli Hapsi boyunca ve  tahliyeden sonra Üstad Bediüzzaman Hazretleri ve talebelerine yemek, iaşe ve diğer konularda korkmadan, kahramanca sahip çıkmıştır. Denizli Hapsi sonrası tahliye olan Nur Talebelerine de memleketlerine gitme konusunda büyük yardımlarda bulunmuştur. Risale-i Nur’larda, Hafız Mustafa’nın eserleri Medine ve Mekke’ye götürdüğü de yazılıdır.

Hafız Mustafa ile alakalı, Denizli hapsinde bulunan Selahaddin Çelebi, ondan şöyle bahsetmekte:

”Nur Talebeleri trene binmeden evvel, Denizli halkının içlerinden seçtiği Mustafa Bey (Hafız Mustafa) ismindeki zat, elinde bir mendil para ile gelmiş, talebelere dağıtmak istemişti. Fakat hiç kimse bu paraları kabul etmedi. Eşyalarımızı trene yüklerken birçok tüccar ve mevki sahibi zatlar yardımcı olmuşlardı.”

Yine Denizli Hapsi maznunlarından İbrahim Fakazlı’nın da bu konudaki hatıraları şöyle:

”Gittim, Atıf Ağabey,kahvede bir zat ile oturuyor; selâmdan sonra bana, “Bak, bu ağabey fakir Nur şakirdlerine yardım ediyor. Senin de tanıdığın böyle kimse varsa söyle” “Ben de bizim İzzet Efendi için koşuyorum çok iyi oldu” deyince, bu zat masanın üzerinde kocaman bir mendilin bağlı olan uçlarını çözdü, açtı. Mendilin içi demet demet parayla doluydu. Bir demet aldı, bana uzattı. İçinde kaç lira olduğunu sordum. Yüz adet bir liralık banknot olduğunu söyledi. O zaman bu yüz kuruşla l5 tane somun ekmeği alınıyordu. Demeti saydım, içinden 36 lira aldım, gerisini kendisine uzattım. Fakat almadı. Benim almam için rica etti, yalvardı. Ben de dedim: “Bu parayı ben de emaneten alıyorum. Bakın, benim cebimde 36 liram var, bana İnebolu’ya kadar yol parası ve harçlık olarak kâfidir. Sizden ancak İzzet kardeşimiz için 36 lira alabilirim, yoksa hiçbirisini almam.” Çok üzüldü, fakat sonunda razı oldu, “Daha başka fakirler varsa gönder” dedi.

Ben artık kimseye bakamadım, ancak trene yetişebildik. Tren akşam namazı vakti hareket edecekti. Baktım ki o zat elinde para bohçası, istasyonda dolaşıyor ve istediği gibi bağış yapamadığı için ağlıyordu.”

RİSALE-İ NUR’A HİZMETİ

Hâfız Mustafa ile alakalı Emirdağ Lâhikasında geçen bir mektupta Üstad Bediüzzaman Hazretleri Hâfız Mustafa’nın yaptığı hizmetlerin kıymetini ve büyüklüğünü minnet ve dualarla anlatmakta ve kendisini ziyarete gelen bu kahraman zatı safalarla karşılamaktadır. Mektup aynen şöyledir:

“Denizli tüccarı aslı Burdur’lu Hâfız Mustafa’ya hitabdır.

Bismihi subhanehu. Esselamü aleykum ve Rahmetullahi ve berakatühü bi adedi hurufati Risale-in Nur.

Aziz, Sıddık Kardeşim Ve Hizmet-i Kur’aniye’de Muvaffakıyetli Arkadaşım! Sen binler safalarla geldin, beni ebedî minnetdar ettin ve sadık arkadaşlarınla Risale-i Nur’un serbestiyetine hizmetiniz o derece büyük ve kıymetlidir, değil yalnız bizi ve Risale-i Nur’un şakirdlerini, belki bu memleketi, belki âlem-i İslâm’ı manen minnetdar ettiniz ki; ehl-i imanın imdadına yetişmeye Risale-i Nur’un yolunu serbestçe açtınız.” (Emirdağ Lâhikası)

Üstad Bediüzzaman Hazretleri yine başka bir mektupta; Risale-i Nurların tamamına beraat veren, Hâkim-i Âdil Denizli Ağır Ceza Reisi ve diğer hizmeti geçenlere şöyle dua etmektedir:

“Evet hâkim-i âdil, Muharrem ve Feyzi ve Hâfız Mustafa, bir-iki senede, yirmi sene kadar hizmet-i Nuriyeyi yaptılar; Nur’un şakirdlerini ebede kadar minnetdar eylediler. Cenab-ı Hak onlardan ve beraberlerinde Nur’a hizmet edenlerden ebeden razı olsun, âmîn!” (Emirdağ Lâhikası)

“Denizli Tüccarı” Hafız Mustafa Kocayaka’nın 3l Temmuz l944 tarihinde Sadık Bey’e yazdığı mektubu ise, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini merak eden talebelerini bakın nasıl aydınlatmaktadır:
“Sevgili ve Muhterem Sadık Bey Kardeşimize,

25 Temmuz l944 tarihli iltifatkâr mektubunuzu aldım. Üstadımız Efendimiz Hazretlerine ait olan kısmını takdim ettim. Pirinci de aldım. Merak etmeyiniz. Sıhhati ve afiyeti yerindedir. Yapılması lâzım gelen hürmeti halk yaptı. Çok memnun ve mesrur olarak bugün Afyon vilayetine ikamete memur olarak gönderildi. Kendileri memnundur. Hükümet büyük iltifat gösterdi. 400 lira harcırah gönderdi. Bir komiserin refakatinde hareket etti. İki defa hapishanede, bir defa da kabristanda Hafız Ali Efendi merhumun kabrini ziyarete gitti.”

Yakalı Hâfız Mustafa, 28 Şubat 1979 senesinde 86 yaşında iken vefat etmiştir. Kabri Denizli Mezarlığındadır. Nurkoy olarak Hafız Mustafa Hilmi Kocayaka’ya rahmet, minnet ve dualar ederiz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir