FATİHA SURESİNDEKİ DOĞRU YOL EHLİ
Fatiha Suresin de geçen ”İhdinas sıratal mustakim” ayeti ile işaret edilen sıratal müstakim doğru yol ehli kimlerdir?
Sırat-ı mustakim, saadet-i ebediyeye,sonsuz mutluluğa, Cennete giden nurani bir yoldur. Mümin bir insanın günde beş vakit namaz kılarken kırk kere okuduğu Fatiha Suresinde işaret edilen doğru yol ehli, Kur’an-ı Kerim’de Nisa Suresi 69 ncu ayetinde ”Peygamberlerin, Sıddıkların, Şüheda ve Salihlerin yolu” olarak tarif edilmektedir. Biz mümin olarak heran okuduğumuz Fatiha Suresi ile Rabbimizden bu yolda yürümemizi niyaz etmiş oluyoruz.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur’un birçok eserinde bu konuya dikkatimizi çekmektedir. Lem’alar da bu konu şöyle dikkatimize sunuluyor:
”Şu âhir-i Feth’in işaret-i gaybiyesini teyid eden, hem Fâtiha-i Şerifedeki sırat-ı müstakim ehli ve رَاطَ الَّذِينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ
“Kendilerine in’âmda bulunduğun kimselerin yolu.” Fâtiha Sûresi, 7.nci ayeti” âyetindeki murad kimler olduğunu beyan eden, hem ebedü’l-âbâdın pek uzun yolunda en nuranî, ünsiyetli, kesretli, cazibedar bir kafile-i rüfekayı gösteren ve ehl-i iman ve ashab-ı şuuru şiddetle o kafileye tebaiyet noktasında iltihak ve refakate mucizâne sevk eden şu âyet,
فَاُولٰۤئِكَ مَعَ الَّذِينَ اَنْعَمَ اللهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاۤءِ وَالصَّالِحِينَ وَحَسُنَ اُولٰۤئِكَ رَفِيقًا
“İşte onlar, Allah’ın kendilerine pek büyük nimetler bağışladığı peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salih kimselerle beraberdirler. Ne güzel arkadaştır onlar!” Nisâ Sûresi, 69.ncu ayeti”
….. …..
Nasıl ki şu âyet, mânâ-yı sarihi ile, nev-i beşerde niam-ı âliye-i İlâhiyeye mazhar olan, ehl-i sırat-ı müstakim olan kafile-i enbiya ve taife-i sıddıkîn ve cemaat-i şüheda ve envâ-ı salihîn ve sınıf-ı tâbiîn, muhsinîn olduğunu ifade ettiği gibi; âlem-i İslâmda dahi o taifelerin en ekmeli ve en efdali bulunduğunu ve Nebiyy-i Âhirzamanın sırr-ı veraset-i nübüvvetten teselsül eden taife-i verese-i enbiya ve Sıddık-ı Ekberin maden-i sıddıkiyetinden teselsül eden kafile-i sıddıkîn ve hulefâ-i selâsenin şehadet mertebesiyle merbut bulunan kafile-i şüheda,
وَالَّذِينَ اٰمَنوُا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ
“İman eden ve güzel işler yapanlar.” Bakara Sûresi,82.nci ayeti” sırrıyla bağlanan cemaat-i salihîn ve
قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللهَ فَاتَّبِعُونِى يُحْبِبْكُمُ اللهُ
”De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.” Âl-i İmrân Sûresi, 31.nci ayeti” sırrını imtisal eden ve Sahabelerin ve Hulefâ-i Râşidînin refakatinde giden esnaf-ı Tâbiîni ihbar-ı gaybî nev’inden gösterdiği gibi, وَالصِّدِّيقِينَ kelimesiyle, mânâ-yı işarî cihetinde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdan sonra makamına geçecek ve halifesi olacak ve ümmetçe “Sıddık” ünvanıyla şöhret bulacak ve sıddıkîn kafilesinin reisi olacak Hazret-i Ebu Bekri’s-Sıddık’ı ihbar ediyor.
وَالشُّهَدَاۤءِ kelimesiyle, Hulefâ-i Râşidînden üçünün şehadetini haber veriyor. Ve Sıddıktan sonra üç şehid halife olacaklar. Çünkü شُّهَدَاۤءِ cem’dir; cem’in ekalli üçtür.
Demek Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali (Radıyallahu Anhüm) Sıddıktan sonra riyaset-i İslâmiyete geçecekler ve şehid olacaklar. Aynı haber-i gaybî vuku bulmuştur.(Lem’alar)
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!