DÖRT HALİFEYE İŞARET

BEŞİNCİSİ

مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ اَشِدَّاۤءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاۤءُ بَيْنَهُمْ تَرٰيهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا

“Muhammed Allah’ın Resulüdür. Onunla beraber olanlar da kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında ise pek merhametlidirler. Sen onların rükû ve secde ettiklerini görürsün.” Fetih Sûresi, 29 ncu ayeti) ilâ âhir. Şu âyetin başı, Sahabelerin enbiyadan sonra nev-i beşer içinde en mümtaz olduklarına sebep olan secâyâ-yı âliye ve mezâyâ-yı galiyeyi haber vermekle, mânâ-yı sarihiyle, tabakat-ı Sahabenin istikbalde muttasıf oldukları ayrı ayrı mümtaz has sıfatlarını ifade etmekle beraber, mânâ-yı işarîsiyle, ehl-i tahkikçe vefat-ı Nebevîden sonra makamına geçecek Hulefâ-i Râşidîne hilâfet tertibiyle işaret edip, herbirisinin en meşhur medar-ı imtiyazları olan sıfât-ı hassayı dahi haber veriyor. Şöyle ki:

وَالَّذِينَ مَعَهُ “Onunla beraber olanlar.” Fetih Sûresi, 29 ncu ayeti) maiyet-i mahsusa ve sohbet-i hassa ile ve en evvel vefat ederek yine maiyetine girmekle meşhur ve mümtaz olan Hazret-i Sıddık’ı gösterdiği gibi, اَشِدَّاۤءُ عَلَى الْكُفَّارِ “Kâfirlere karşı şiddetli.” Fetih Sûresi, 29 ncu ayeti)ile, istikbalde küre-i arzın devletlerini fütuhâtıyla titretecek ve adaletiyle zalimlere sâika gibi şiddet gösterecek olan Hazret-i Ömer’i gösterir.

Ve رُحَمَاۤءُ بَيْنَهُمْ “Kendi aralarında merhametli.” Fetih Sûresi, 29 ncu ayeti) ile, istikbalde en mühim bir fitnenin vukuu hazırlanırken, kemâl-i merhamet ve şefkatinden, İslâmlar içinde kan dökülmemek için ruhunu feda edip teslim-i nefis ederek Kur’ân okurken mazlumen şehid olmasını tercih eden Hazret-i Osman’ı da haber verdiği gibi; تَرٰيهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلاً مِنَ اللهِ وَرِضْوَانًا ”Sen onların rükû ve secde ettiklerini görürsün. Onlar Allah’ın lûtfunu ve rızasını ararlar. Fetih Sûresi, 29ncu ayeti) saltanat ve hilâfete kemâl-i liyakat ve kahramanlıkla girdiği halde ve kemâl-i zühd ve ibadet ve fakr ve iktisadı ihtiyar eden ve rükû ve sücudda devamı ve kesreti herkesçe musaddak olan Hazret-i Ali’nin (r.a.) istikbaldeki vaziyetini ve o fitneler içindeki harpleriyle mes’ul olmadığını ve niyeti ve matlubu fazl-ı İlâhî olduğunu haber veriyor.

ALTINCISI

ذٰلِكَ مَثَلُهُمْ فِى التَّوْرٰيةِ Onların Tevrat’taki vasıfları budur. Fetih Sûresi, 29 ncu ayeti fıkrası, iki cihetle ihbar-ı gaybîdir.

BİRİNCİSİ: Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm gibi ümmî bir zâta nisbeten gayb hükmünde olan Tevrat‘taki evsâf-ı Sahabeyi haber veriyor.

Evet, Tevrat‘ta, On Dokuzuncu Mektupta beyan edildiği gibi, âhirzamanda gelecek Peygamberin Sahabeleri hakkında Tevrat‘ta bu fıkra var: “Kudsîlerin bayrakları beraberlerindedir.” Yani, onun Sahabeleri ehl-i taat ve ibadet ve ehl-i salâhat ve velâyettirler ki, o vasıfları “kudsîler,” yani “mukaddes” tabiriyle ifade etmi?tir. Tevrat‘ın pek çok ayrı ayrı lisanlara tercüme edilmesi vasıtasıyla o kadar tahrifat olduğu halde, şu Sûre-i Feth’in مَثَلُهُمْ فِىالتَّوْرٰيةِ hükmünü müteaddit âyâtıyla tasdik ediyor.

İKİNCİ CİHET ihbar-ı gaybî şudur ki: مَثَلُهُمْ فِىالتَّوْرٰيةِ fıkrasıyla ihbar ediyor ki, “Sahabeler ve Tâbiînler, ibadette öyle bir dereceye gelecekler ki, ruhlarındaki nuraniyet yüzlerinde parlayacak ve cephelerinde kesret-i sücuddan hâsıl olan bir hâtem-i velâyet nev’inde, alınlarında sikkeler görünecek.”

Evet, istikbal bunu vuzuhla ve kat’iyetle, parlak bir surette ispat etmiştir. Evet, o kadar acip fitneler ve dağdağa-i siyaset içinde, gece ve gündüzde Zeynelâbidin gibi bin rekât namaz kılan ve Tâus-u Yemenî gibi kırk sene yatsı abdestiyle sabah namazını edâ eden çok mühim pek çok zatlarمَثَلُهُمْ فِىالتَّوْرٰيةِ sırrını göstermişlerdir. (Lem’alar, Yedinci Lem’a)

Üstad Hazretleri bu bölümde, ayetlerin dört halifeye işaretine dikkat çekerek, ”Onunla beraber olanlar” Hz. Ebubekir (RA), ”Kafire karşı şiddetli” Hz. Ömer(RA), O’nun adil ve kudretli bir halife olacağı, döneminin fetihle, haşmetle İslamı yücelteceğine,”Merhametli” Hz. Osman(RA), halim, selim, şefkatli bir halife olacağı, müminler için ruhunu feda edeceğine, ”Ruku ve secde” Hz. Ali(RA), zühd ve takvası, ibadeti ile tanınacaktır. Bütün alimler ittifakla Fetih Suresinin bu ayeti ile hilafet sıralaması yapmışlardır.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir