CELAL VE CEMAL’İ ANLAMAK

Risale-i Nur’larda sıkça geçen, Cenab-ı Hakk’ın iki tecellisi, Celal ve Cemal’i nasıl anlamalıyız?

Cenab-ı Hakk’ın külli manada iki çeşit Celali ve Cemali tecelliyatı ve tezahüratı vardır. Bu iki tarzdaki tezahürat ile bütün mahlukat yaratılır, sevk ve idare edilir, geliştirilir ve kemale erdirilir. Bu iki tezahüratın olmadığı yer, zaman, mekan, eşya ve şahıs yoktur.

Kısaca bakacak olursak, Cemal ismi Allah’ın lütuf, şefkat, af, ihsan, cömertlik, ikram gibi sıfatlarını temsil eder. Celal ismi ise Allah’ın ceza, azamet, haysiyet, kahır gibi isim ve sıfatları temsil eder.

Kainat Celali, insan ise fert olarak Cemali. Gece Celalidir, gündüz Cemalidir. Kış mevsimi Celale bakar, yaz mevsimi ise Cemal ile ilgilidir. Hastalıklar Celaldendir, sağlık ve sıhhatler Cemaldendir. Hayat Cemalindir, memat, ölüm Celalindir.

Cennet Cemalin tecelligahıdır, cehennem ise Celalin. Melekler Cemale bakarlar, şeytanlar ise Celal ile ilgilidir. Atomlarda ve sistemlerde çekme gücü Cemalidir, itme hali Celalidir.

İnsanın kalbinde korku, sıkıntı halleri Celalidir, ümid, arzu ise Cemalidir.

Demek ki; alemin her yerinde bu iki çeşit tecelliyat ve tasarrufat mevcuttur. Fakat tezahür ettikleri yer ve eşyaya göre isimleri değişebilir.

İyi kötü, güzel çirkin, ümid korku, gece gündüz v.s. Bu iki tasarrufat olmaz ise, mahlukat sevk ve idare edilmez, kemale eremezler. Alem bu şekilde muhafaza edilir ve dengede tutulur.

Bütün birbirine zıt sistemler ve tarzlar tamamen, Cemal ve Celal dediğimiz iki çeşit tecelliyat ve tezahürün neticeleridir. Böylece maddi ve manevi varlıklar ve hayatlar korunur, dengeler saglanır.

İnsan ise, kainatın özü ve özeti olduğundan aynı tezahürat bizlerde de vardır. Cenab-ı Hak insanı her cihetle, Celali ve Cemali tasarrufuna tabi tutuyor. İnsanın merkezi olan kalbini, maddeten sıkıp gevşeterek maddi hayatın temeli olan kanı harekete geçirerek hayatı sagladığı gibi, korku ve ümid halleriyle de, manevi kalbi harekete geçirerek, ruhun maneviyat ve latifelerine yardım ediyor. Ve bu şekilde imtihana tabi tutulan insanın gelişmesi sağlanıyor.

Celal ve Cemal’in tecellisi olan korku hali ile insanın sabrı, sebatı test ediliyor. Daha sonra ümid hali ile de şükrü, hamdi ve gayreti ölçülüyor. Her ikisi de insanın faydası, hayatını dengelemesi için verilmiş. Bu iki imtihanı da geçen insan ise manevi alemde mertebeler kazanıp yükseliyor. Ulvi hisleri yükselen insan, ibadet ve tefekkürde gelişip kemale ulaşıyor.

Risale-i Nur’da Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Celal ve Cemal’i şöyle izah etmekte:

”Celal vahidiyetin tecellisinden, Cemal dahi ehadiyetin tecellisinden zahir olur. Bazanda Cemal, Celalden tecelli eder. Evet Cemalin gözünde Celal ne kadar Cemildir, Celalin gözünde dahi Cemal o kadar Celildir.”(Mesnevi-i Nuriye, Onuncu Risale)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir