Çanakkaleli olan Abdullah Canakay, 1951 yılında Devlet Demiryollarında çalışırken Risale-i Nur’lar ile tanışır. Risale-i Nur hizmetine giren Canakay, 1954 yılında gördüğü bir rüyada Üstad Hazretlerinin kendisini talebeliğe kabul ettiğini söyler. Rüyada gördüğü yer Barladır. Bu rüyadan sonra Üstad Hazretlerini ziyaret etme arzusu ile yanan Abdullah Canakay, 1956 yılı İlkbahar aylarında çalıştığı yerden izin alarak Üstad Hazretlerini ziyarete gider. Abdullah Canakay, o günü hatıralarında şöyle anlatır:

”Nevruzun birinci günü Emirdağ’ına geldim. O gün Üstad kıra çıkmıştı. Bolvadin’den gelen Abdurrahman isimli bir muallimde ziyarete gelmişti. Mehmed Çalışkan Ağabey bizi misafir etti. Öğleden sonra Çalışkan Ağabey, bizi çağırdı.”Her ikinizin de adını Üstad’a söyledim Kabul etti. Evi filan yerdedir. Hemen ziyaretine gidin.”dedi.

Üstad’ın evine geldik. Kapıdan girince merhum Zübeyr Ağabey bizi karşıladı. Bize, ”Evvela Şark’tan gelen kardaşımızı Üstad kabul edecek.” Abdurrah Efendiyede, ”Siz benim odamda istirahat edin.”dedi.

Tahta merdivenleri çıkarken acaip bir heyecan içine girdim. İçeri girene kadar heyecanım had safhaya ulaştı. Kapıda durdum. Biz de küçükler babaya, büyüğe selam vermeden sessizce geçip oturduğu için Üstad’a selam vermekte tereddüt ettim. Kendim işitecek kadar selam verdim.

Üstad, aşikar olarak, başını uzandığı yataktan kaldırdı, ”Aleyküm Selam” dedi. Üç defa elini öptüm. Minder getirtip, beni yanına oturttu. Yirmi dakika kadar benimle sohbet etti. ”Arkadaşlarından alim, hoca var mı?”dedi. ”Evet” diyerek birkaç isim zikrettim. Bütün Şarkın kendisinin talebeliğini manen kabul ettiğini söyledi.

Sohbetimiz bitince Üstad Hazretleri, ”Sizin gidiş-dönüş yol masrafınızı verelim dönün. Buraya gelen giden çok olduğundan, burada kalmanız doğru olmaz.” dedi. Ben de masrafım olmadığını Demiryolunda çalıştığım için, tren ile ücretsiz seyahat ettiğimi söyledim. Üstad’a ait olan, kitap satışından bende kalan parayı Zübeyr Ağabey’e takdim ettim. Üstad, parayı bana geri iade ederek, zekat olarak vermemi istedi. Üstad tekrar bana dönüp, ”Bu akşam bu şehirde kalmayın. Hemen gidin.” buyurdular.

Üstad’ın ellerini tekrar öptüm ve yanından ayrıldım. İkindi namazını kıldım. Bu sırada bir otobüs Emirdağ’dan Bolvadin’e gidiyordu, hemen bende bindim ve Bolvadin’e oradan da memleketime gittim.” (Derleme, N.Şahiner, Son Şahitler)

Uzun yıllar Risale-i Nur talebesi olarak hizmet eden Abdullah Canakay, Demiryollarından emekli olunca Diyarbakır’a yerleşir. 1990 yılında burada vefat eder. Kendisine, Allah’tan rahmet dileriz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir