BU ZAMANDA İLİM TALEBESİ OLMAK

”Eski talebeliğim zamanında mevsuk zâtlardan, onlar da mühim imamlardan naklederek işittim ki: “Ciddî, müştak, hâlis talebe-i ulûm, tahsilde iken vefat ettikleri zaman, berzahta aynı tahsil misâli ve bir medrese-i mâneviyede bulunuyor gibi, o âleme muvafık bir vaziyet ihsan ediliyor” diye, o zaman talebe-i ulûm içinde çok defa medâr-ı bahs oluyordu. Şimdi bu vakitte, talebe-i ulûmun en hâlisleri Risale-i Nur talebeleri olduğundan, elbette merhum Mehmed Zühtü, Âsım ve Lütfü gibi zâtların vazifeleri devam ediyor. Defter-i a’mallerine hasenat yazmak için, manevî kalemleri inşaallah işliyorlar. Cenâb-ı Hakka hadsiz şükür ediyoruz ki, sizdeki fevkalâde gayret ve çalışmak matbaaya ihtiyaç bırakmıyor. Bu defa gönderdiğiniz risaleler çok güzel, çok mükemmel, çok da lüzumlu. Fakat ben sehvetmiştim. On Birinci Lem’a ile Telvihat-ı Tis’ayı yazmadığımız halde, yazmışım zannediyordum.”(Kastamonu Lahikası, 163 ncü mektub)

”Şimdi bu vakitte, talebe-i ulûmun en hâlisleri Risale-i Nur talebeleri olduğundan” Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin bu ifadesinden  Nur talebelerinin bu zamanda ilim talebesi kapsamında olduğunu anlıyoruz. Nur Talebesi olmak, ilim talebesi olmak için bu zamanda yeterlidir.

Nur Talebesi olmanın şartlarını ise Üstad Bediüzzaman  Said Nursi Hazretleri çeşitli risalelerde şu şekilde tarif ve izah  ediyor:

“Talebeliğin hâssası şudur ki: Yazılan Sözlere kendi malı gibi sahip olmalıdır. Kendisi telif etmiş ve yazmış nazarıyla bakıp neşrine ve ehil olanlara iblâğına çalışmaktır.”(Barla Lahikası 252 ncı mektub)

“Dostun hassası ve şartı budur ki: Kat’iyen Sözlere ve envâr-ı Kur’âniyeye dair olan hizmetimize ciddî taraftar olsun; ve haksızlığa ve bid’alara ve dalâlete kalben taraftar olmasın; kendine de istifadeye çalışsın.

“Kardeşin hassası ve şartı şudur ki: Hakikî olarak Sözlerin neşrine ciddî çalışmakla beraber, beş farz namazını edâ etmek, yedi kebâiri işlememektir.

“Talebeliğin hassası ve şartı şudur ki: Sözleri kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini onun neşir ve hizmeti bilsin.”(Yirmi Altıncı Mektub, Dördüncü Mebhas)

Bir insan için en önemli olan ilim talebesi olmaktır. İnsan,  iman ve Kur’an hizmeti için, Nur Talebeliğine niyet edip, bu yolda elden gelen gayret ve çabayı göstermelidir. İnşaallah, bu niyet ve gayret içine girenler ilim talebesi olurlar. İlim talebeleri de, İnşaallah, imanla kabre girip sonsuz mutluluğa ulaşırlar.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir