Girdi yapan Nurköy

ÇALIŞKAN HANEDANINDAN HÜSEYİN ÇALIŞKAN

Hasan Çalışkan’ın oğlu Hüseyin Çalışkan 1938 yılında Emirdağ doğumludur. Altı yaşında Üstad Bediüzzaman Hazretlerini görmüştür. Üstad Hazretlerinin ”ehl-i tahkik” iltifatına mazhar olmuştur. ”Ehl-i tahkik” iltifatına nasıl mazhar olduğunu ise Hüseyin Çalışkan şöyle anlatır: ”Çucuktum, bir gün babam Hasan Çalışkan’ı arıyordum. Komşu dükkanlara baktım, bulamadım. Sonra aklıma babamı bulabileceğim bir yer geldi. Doğru oraya gittim. Kapı […]

RABBİMİZİN ÜÇ İSMİ YER ALMAKTA

Besmele ne demektir ne zamandan beri kullanılmaktadır? Besmele ”Bismillahirrahmanirrahim” demektir. Bütün Peygamberler tarafından kullanılmıştır. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla anlamınadır, ”Bismillahirrahmanirrahim” ayetinin adıdır. Neml Suresinin 30 ncu ayetiyle nazil olmuştur. Tevbe Suresi hariç bütün sureler besmele ile başlar. Besmele de, Rabbimizin üç ismi yer almaktadır. Allah, Rahman ve Rahim. Rahman adı, dünyadaki bütün yaratıklara […]

FERMAN GELDİ KUR’AN ÇIKTI

Isparta’daki kardeşlerimize; Lâtif bir rüyanın kadere ait bir meseleyi, şuhud derecesinde bize kanaat verdiği gibi, o lâtif rüyanın ciddî ikinci parçası bizlere mânevî bir müjde ve beşaret verdiği cihetle, siz kardeşlerimize beyan ediyoruz. Şöyle ki: İki gün evvel Üstadımız rüyada görüyor ki: Ben, yani Feyzi ile beraber gezmeye çıkıyoruz. Giderken, birden ben Üstadıma söylüyorum ki: […]

MEDİNELİ HUREYM BİN FATİK(RA)

Medine civarında hüküm süren Esedoğulları kabilesine mensup Hureym bin Fatik, Bedir Gazvesinden önce Medine’ye gelerek iman edip müslüman olmuştur. Hureym bin Fatik’in müslüman oluşu siyer kitaplarında gaybten bir ses duyduğu ve bu sesin kendisinin müslüman olmasına vesile olduğu dile getirilmekte. Hureym, İslamiyeti nasıl seçtiğini şöyle anlatır. Hureym bir gün gece vakti karanlığın iyice bastırdığı, göz […]

KUR’AN’IN TILSIMINI AÇMAK

Üçüncü Hakikat: Mevcudatın ve bilhassa nebatat ve hayvanatın, sür’at-i mutlaka içinde kesret-i mutlaka ve intizam-ı mutlak ile ve sühulet-i mutlaka içinde gayet hüsn-ü san’at ve maharet ve ittikan ve intizam ile ve mebzuliyet-i mutlaka ve ihtilât-ı mutlak içinde gayet kıymettarlık ve tam imtiyaz ile icadlarıdır. Evet, gayet çokluk ile gayet çabukluk, hem gayet san’atkârâne ve […]

VANLI TALEBE CAHİD ÜNSAL

Cahid Ünsal, 1921 yılında Van’da dünyaya gelmiştir. Babası Sami Bey Aydın’ın Kuşadasında vaiz ve imamlık yaparken I Dünya Savaşı sonrasında Van’a gelip yerleşmiş ve burada bir okulda din dersi hocalığı yapmıştır. Asıl mesleği ise PTT’ciliktir. Cahid Ünsal da baba mesleği PTT’de uzun yıllar memur olarak çalışmış ve buradan emekli olmuştur. Cahid Ağabey, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin […]

HAFIZ HALİD AĞABEY’DEN BİR HATIRA

Barla’da güzel sesli ve müdakkik bir hoca olarak tanınan Hafız Halid Ağabey, Üstad Bediüzzaman Hazretlerini Barla’ya geldiği ilk yıllarda tanır ve hemen ona talebe olur. Risale-i Nur’un ilk telif yıllarında müsvedde katibi olarak hizmet eder. Hafız Halid Ağabey için Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Barla Lahikasında yeralan bir mektubunda şu ifadelere yer verir, ”Risale-i Nur’un tesvidinde çok […]

MÜSBET VE FENA HABERLER KARŞISINDA

Aziz, sıddık kardeşlerim ve hakikat yolunda arkadaşlarım; Bu defa, sizin beş altı mübarek mektuplarınıza yalnız bir tek müşevveş mektupla cevap vermemden gücenmeyiniz. Evvelâ: Halil İbrahim’in mektubu, şahsıma verdiği fevkalâde meziyetler için kabul etmemek mesleğimizce lâzım gelirken, iki mânidar tevafuku bana hem kendini kabul ettirdi, hem Lâhikaya girdi. Fakat şahsıma ait kısmını bazan tayyettim ve bazısının […]

ÜMMÜ’L-MESAKİN ZEYNEP BİNTİ HUZEYME(R.ANHA)

Cahiliye döneminde ve İslam döneminde de cömertliği ve yardım severliği ile tanındığından ”Ümmü’l-Mesakin” (Muhtaçların annesi) lakabıyla bilinen Zeynep bint Huzeyme, Arabistanın en güçlü kabilesi Beni Amir Bin Sasa kabilesinin Hilal koluna mensuptur. Annesi Hind binti Avf’tır. Hind binti Avf’ın dokuz kızı vardı. Dokuz kızının hepsi de İslamı ilk tebliğ yıllarında İslamı kabul etmişlerdi. Rasulullah bu […]

NE YAPIYORSUN CEZA ÇEKECEKSİN!

Haşir Bahsi İHTAR: Şu risalelerde teşbih ve temsilleri hikâyeler suretinde yazdığımın sebebi, hem teshil, hem hakaik-ı İslâmiye ne kadar makul, mütenasip, muhkem, mütesanit olduğunu göstermektir. Hikâyelerin mânâları, sonlarındaki hakikatlerdir. Kinâiyat kabilinden, yalnız onlara delâlet ederler. Demek hayalî hikâyeler değil, doğru hakikatlerdir. بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ فَانْظُرْ اِلٰٓى اٰثَارِ رَحْمَتِ اللّٰهِ كَيْفَ يُحْـيِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَاؕ […]