Girdi yapan Nurköy

HER VARLIĞIN LEZZET ALMASI FARKLI

”Ey sa’y ve ameldeki lezzet ve saadeti bilmeyen tembel insan! Bil ki, Cenâb-ı Hak, kemâl-i kereminden, hizmetin mükâfâtını hizmet içinde derc etmiştir. Amelin ücretini nefs-i amel içine koymuştur. İşte bu sır içindir ki, mevcudat, hattâ bir nokta-i nazarda câmidat dahi, evâmir-i tekviniye tabir edilen hususî vazifelerinde, kemâl-i şevkle ve bir çeşit lezzetle evâmir-i Rabbâniyeyi imtisal […]

MUANNİD NURCU, MEHMED AĞABEY

Mehmet Çalışkan, l905 yılında Afyon’a bağlı Emirdağ’da dünyaya geldi. Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin, Emirdağ hayatında önemli yeri olan Çalışkanlar Hanedanının bir mensubu olan Mehmed Çalışkan Ağabey, hatıralarında Üstad Hazretlerinin Emirdağ’a gelişini ve ziyaretini şöyle anlatmaktadır: “l944’ten önce, ticaret için Denizli’ye seyahatlerimde Üstad Bediüzzaman’ın ismini duymuştum. Ama o günlerde kendileriyle görüşme imkânım olmamıştı.l944’ün Ağustos sonuydu. […]

AZA KANAAT ET, HARAMA GİRME

كُلُوا وَاشْرَبُوا وَلاَ تُسْرِفُو     “Yiyin, için, fakat israf etmeyin.” (A’râf Sûresi,31 nci ayet) ŞU ÂYET-İ KERİME, iktisada kat’î emir ve israftan nehy-i sarih suretinde gayet mühim bir ders-i hikmet veriyor. Şu meselede Yedi Nükte var. BİRİNCİ NÜKTE: Hâlık-ı Rahîm, nev-i beşere verdiği nimetlerin mukabilinde şükür istiyor. İsraf ise şükre zıttır, nimete karşı hasâretli bir […]

DÜNYA SIKINTILARI SEVAP KAZANDIRIR

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ     وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِاَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُ“Hiçbir şey yoktur ki Allah’ı hamd ile tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 44 ayet)                                                           […]

RİSALE-İ NUR’ U MATBAA DA NEŞREDEN AĞABEY : ATIF URAL

Âtıf Doğan Ural, 1933’te Kars’ta doğmuştur. Babası Ali Baha Ural uzun seneler hakimlik yapmış, Rizeli bir zattır. Ankara Hukuk Fakültesi mezunudur. Talebeliği esnasında Sözler, Mektubat, Lem’alar gibi risalelerin yeni yazı ile matbaalarda ilk neşredenlerdendir. 1957 yılında Ankara’da Risale-i Nur’lar matbaalarda resmen basılmaya başlamıştır. Sözler adlı risalenin basımında büyük emeği geçen Atıf Ural’ın ismi, neşredenler kısmında […]

KUR’AN’DA EBU LEHEP

“Ebu Leheb’in elleri kurusun, kurudu da… Ne malı ne de kazandığı ona fayda vermedi. O, alevli bir ateşe girecektir. Karısı da odun hamalı olarak onunla beraber girecektir. Boynunda da hurma lifinden bir ip olacaktır.” (Tebbet Suresi, 1-5 ayeti) Kur’an-ı Kerim’in 111 nci  suresi olan Tebbet Suresi ile ilgili Nurkoy olarak yaptığımız bazı tespitler : Kur’an-ı […]

ÖLÜM ANINDA İNSANIN İMDADINA YETİŞİR

”Aziz, sıddık ve fedâkâr ve vefâkâr kardeşlerim ve hizmet-i Kur’âniye ve imaniyede kuvvetli ve kıymetli ve çalışkan ve muktedir arkadaşlarım; Bu dünyada benim için medâr-ı tesellî sizlersiniz ve hakkınızda büyük ümitlerimi doğru çıkardınız. Cenâb-ı Hak sizden ebeden razı olsun. Âmin. İrsâlâtınız ve bilhassa Onuncu Söz buraya o derece fâide verdi ki, herbir sahifesine mukabil, elimden […]

İNSANIN GAYESİ NE OLMALI?

لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ يُحْيِى وَيُمِيتُ وَهُوَ حَىٌّ لاَ يَمُوتُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ وَاِلَيْهِ الْمَصِيرُ     ”Kat’iyen bil ki, hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi, iman-ı billâhtır. Ve insaniyetin en âli mertebesi ve beşeriyetin en büyük makamı, iman-ı billâh içindeki […]

ALİM BİR KARDEŞ: ABDÜLMECİD ÜNLÜKUL

Abdülmecid Ünlükul, 1884 yılında Bitlis’in Hizan Kazasının İsparit nahiyesine bağlı Nurs köyünde dünyaya geldi. Nurs köyünde ilk eğitimini alır ve sonra Arvas’ta eğitimine devam etti. 1900 yılında Van’a gitti. Van’da Horhor Medresesinde Ağabeyi Bediüzzaman Hazretlerinin nezaretinde iki yüzü aşkın talebe ile birlikte eğitim ve Arap Dili ve Edebiyatı dalında dersler aldı. Birinci Dünya Savaşında Bediüzzaman […]

SENİN ARKADAŞIN YOK MU?

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, tevekkül, (sebebleri yaptıktan sonra neticeyi Allah’a bırakmak ve neticeye razı olmak), konusunda çok hassas olduğu için kendi üzerine düşeni yapmayı çok iyi analiz etmiş ve Kur’an’dan almış olduğu düsturlarla ehl-i dalaletin cemaatle hücumuna karşı bir cemaat meydana getirmenin gayretine girmiştir. İnsan sıfatını taşıyan herkesi kendine yakın görmüş, onlarla birlikte kalıcı manevi […]