UHUD’UN İLK ŞEHİDİ ABDULLAH BİN AMR BİN HARAM(RA)
Abdullah bin Amr bin Haram el-Ensari es-Selemi künyesi ile tanınan Abdullah, Hazreç Kabilesine menssup Beni Seleme oğullarının reisidir. Çevresinde sevilen, sayılan güvenilir bir insandır.
Peygamber Efendimiz(ASM) tarafından Medine’ye tebliğ vazifesi ile gönderilen Musa’b bin Umeyr, Peygamberliğin 13 yılında Hac mevsiminde 2 si kadın 75 kişilik bir heyet ile Mekke’ye gelir. Medine’li kafile 500 kişiliktir, çoğunluğu müşriklerdendir. Müslümanlar müslüman olduklarını diğer Medinelilerden gizli tutuyordu. Hac ibadetinden sonra Peygamber Efendimiz ile Akabe’de buluşmaya söz vermişlerdi.
Kab bin Malik ve birkaç müslüman o sırada müşrikler safında bulunan Selem oğullarının reisi Abdullah bin Haram’a giderek ona Kur’an’dan, İslam’dan bahsederek, onu İslam’a davet ettiler. Ona şöyle hitap ettiler:
”Ey Cabir’in babası! Sen bizim büyüğümüz, liderimizsin. Sen akıllı, zeki bir insansın. Biz senin gibi şerefli bir insanın cehenneme odun olmasını istemeyiz. Seni İslam’a davet ediyoruz.”
Kab bin Malik’i dinleyen Abdullah bin Haram söylenenlere itiraz etmedi, onları doğru ve samimi bularak İslam’ı kabul etti. O gece Medineli müslümanlar Akabe’de Peygamberimizle buluştular. Peygamberimiz içlerinden 12 kişiyi seçmelerini istedi. Hazreçlileri temsil eden dokuz kişiden birisi de Abdullah bin Haram olmuştu.
Abdullah bin Haram, bilgili, dirayetli, okuma yazma bilen biriydi. Peygamberimizin Medine’ye hicretinden sonra ondan ilim ve hikmet dersi almaya sohbetlerine katılmaya başladı. Suffe Medresesi, talebeleri içinde de yer aldı. İlk savaş Bedir Gazvesine katıldı. İman küfür mücadelesinin en ön saflarında büyük kahramanlıklar gösterip cihat vazifesini yerine getirdi.
Bir sene sonra Uhud Gazvesi için Peygamberimiz mücahit toplamaya başladı. Abdullah bin Amr bin Haram cihat aşkıyla yanan, Allah yolunda şehid olma arzusu içindedeydi. Uhud’a çıkmadan önce bir rüya gördü. Rüyasını, Rasulullah’a anlatınca Efendimiz, ”Bu şehadet işaretidir, Ey Ebu Cabir!” buyurdu.
İkinci Akabe biatında kendisi ile birlikte müslüman olan oğlu Cabir de, Uhud’a katılmak istiyordu. Abdullah bin Haram, oğlu Cabir’i yanına çağırdı. Bu savaşın ilk şehitlerinden biri olacağını ümit ettiğini söyleyerek ona şöyle hitap etti:
”Vallahi oğlum Cabir, şu kızların(altı kız evladı vardı) kimsesiz kalmasını düşünmesem senin gözlerimin önünde şehit düşmeni isterdim’ Ben senin evde kalıp kardeşlerine bakmanı arzu ediyorum.”
Babasını dinleyen Cabir, aile reisliğine vekalet etti. Abdullah bin Haram da Uhud Gazvesine katıldı. Uhud da savaş başladı. Müşrik güruhunun üzerine atılan Abdullah,her kılıç darbesinde onlara kayıplar verdirdi. Abdullah bin Haram, Uhud’da şehit düşen ilk sahabi oldu. Kafirler burnunu, kulaklarını ve diğer uzuvlarını kestiler. Savaştan sonra Uhud’a gelen oğlu Cabir babasının cesedi ile karşılaştı. Rasulullah, Abdullah bin Haram’ın eniştesi Amr bin Cemuh ile birlikte defnedilmesini emretti: ”Bunlar hayatta iken birbirlerini seven en iyi iki dosttu.” buyurdu.
Şehid olma arzusuyla yanan Abdullah bin Haram, Uhud Gazvesinin ilk şehidi olarak bu isteğine kavuşmuş oldu. Allah, ondan razı olsun.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!