NURUN FEDAKARLARINDAN SANİYE HANIM
Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin Barla’daki talebeleri ve dostları ile irtibatını çok canlı ve sımsıkı bir şekilde tuttuğunu Kastamonu Lâhikası’nın satırları arasında görmek mümkündür. Kastamonu’da Nurun hizmetinde bulunan hanım talebelerinin de Barla ve civarı köylerdeki hanımlara gönderdikleri selâmları, onlara iletmesi de bunun açık delillerindendir.
Kastamonu Lahikasında ismi yeralan Saniye Hanım (Çolakgil)da insanların Said Nursi’nin yanında bulunmaktan çekindiği bir dönemde Risale-i Nur’ları büyük bir şevkle yazmış ve Üstad Hazretlerinin ”talebem lütfuna mazhar olmuş” ender hanımlardan biridir.
90 yaşında vefat eden Saniye Hanım’ı Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Lahika Mektublarında “Risâle-i Nur’a erkeklerden ziyade fedakârâne yapışan hanımlar”dan bir tanesi olarak nitelendirir. Hatıralarında en zor zamanlarda bile hanımlar olarak biraraya gelerek Risale okuduklarını dile getiren Saniye Hanım, Kur’an hattı ile Risaleleri çoğaltıklarını anlatır.
Üstad Hazretlerinin yazma işine ve gizliliğe o dönemde çok dikkat ettiğine de işaret eden Saniye Hanım, ”Vesvese Risâlesini yazdığımda Üstadım altına şu duâyı ekledi: ‘Bu risâleyi yazan Saniye ve zevcini dünya ve âhirette mes’ut eyle!’
“Hafız Ali’nin mektubunda yazdığı Ümmühan ve Şahide değerinde, burada Risâle-i Nur’a bütün kuvvetiyle çalışan çok hemşirelerimiz var. Meselâ, Asiye, Saniye, Ulviye, Lütfiye, Aliye gibi Risâle-i Nur’un şakirtleri, oradaki hemşirelerine ve kardeşlerine selâm ve duâ ediyorlar” (Kastamonu Lâhikası)
”Hem latif, hem güzel, zarif bir hâdiseyi söyleyeceğim: Bu memlekette Risâle-i Nur’a erkeklerden ziyade fedakârane yapışan ihtiyare hanımlar ve ihtiyare hükmünde masume genç hanımlar, eski zaman sırmalı ve yaldızlı gelinlik cihazatının içinde kıymetdar parçaları Risâle-i Nur’un eczalarının cildleri üstüne çekip, bütün Risâleler altun yaldız ile cildlemiş gibi bir tarza girdi. Risâle-i Nur’un manen güzelliğine ve Husrev ve Tahirî ve Ali’lerin ve Hasan Âtıf ve Âsım gibi kardeşlerimizin yaldızlı yazılarının cemaline, cildi üstünde de şirin bir güzellik daha ilâve ettiler. Hâfız Ali’nin mektubunda yazdığı Ümmühan ve Şahide değerinde, burada Risâle-i Nur’a bütün kuvvetiyle çalışan çok hemşirelerimiz var. Meselâ Âsiye, Sâniye, Ulviye, Lütfiye, Aliye gibi Risâle-i Nur’un şakirdleri, oradaki hemşirelerine ve kardeşlerine selâm ve dua ediyorlar. (Kastamonu Lahikası)
”Ramazanınızı, Leyle-i Kadrinizi, hem bayramınızı tebrik ederim. Kastamonu’da iken nasıl her gün duâlarımda ve manevî kazançlarımda Nur’un has şakirdlerinden Âsiye, Ulviye, Lütfiye’ler, Zehra’lar, Şerife’ler, Hacer’ler, Necmiye’ler, Nimet’ler, Aliye’ler hissedar olmak için mânen yanımda bulunuyordular; aynen şimdi de öyledirler. (Emirdağ Lâhikası)
Saniye Hanım, 1960 İhtilâlinden kısa bir süre sonra risale dersinde Ankara’da tutuklanır, 2 gece tutuklu kalır,daha sonra iki seneden fazla süren mahkeme 1963 yılında çıkarılan afla sona erer. 03.01.2016 yılında vefat eden Saniye Hanım (Çolakgil)e Allah’tan rahmet dileriz.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!