NUR İSMİ, ONUN İÇİN İSM-İ AZAMDIR

Risale-i Nur’un tesvidinde çok hizmeti sebkat eden temiz kalbli, ihlâslı, güzel bir hafız, müdakkik bir hoca olan Hafız Halid’in bir fıkrasıdır.

Risale-i Nur’un müellifi Bediüzzaman, nâdire-i cihan, hâdim-i Kur’ân Said Nursî (r.a.) hakkında hissiyatımdan binden birini beyan ediyorum:

Üstadım, kendisi Nur ism-i celîline mazhardır. Bu ism-i şerif, kendileri hakkında bir ism-i âzamdır. Kendi karyesinin adı Nurs, validesinin ismi Nuriye, Kadirî üstadının ismi Nureddin, Nakşî üstadının ismi Seyyid Nur Muhammed, Kur’ân üstadlarından Hafız Nuri, hizmet-i Kur’âniyede hususî imamı Zinnûreyn; fikrini, kalbini tenvir eden âyet-i Nur olması ve müşkil mesâilini izaha vasıta olan nur temsilâtı gayet kıymettardır. Resâilin mecmuuna Risale-i Nur tesmiyesi, Nur ismi onun hakkında ism-i âzam olduğunu teyid etmektedir.

Risale-i Nur adlı harika telifatının bir kısmı Arabî olmakla beraber, Risale-i Nur eczaları şimdiye kadar yüz on dokuza bâliğ olmuştur. Herbir risale, kendi mevzuunda harikadır.

Gayet yüksek olmakla beraber, Onuncu Söz ismiyle iştihar eden haşre dair olan risalesi pek harikadır, câmidir. Ulemaca sırf naklî olan haşri ve neşri, gâyet kuvvetli ve kat’î delâil-i akliyeyle ispat etmiştir.Onunla çokların imanını kurtarmışlar.

هُوَ الَّذِي جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَۤاءً وَالْقَمَرَ نُورًا “Güneşi bir ışık, ayı bir nur yapan Odur.”(Yûnus Sûresi, 10:5) âyetinin sırrıyla diyebilirim ki, Risale-i Nur bir kamer-i marifettir ki, şems-i hakikat olan Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın nurunu istifâza eylemiş ki,

نُورُ الْقَمَرِ مُسْتَفَادٌ مِنَ الشَّمْسِ olan meşhur kaziye-i felekiyeye mâsadak olmuştur.

Hem diyebilirim ki, Üstadım Kur’ân hakkında bir kamer hükmünde olup, semâ-i risaletin şemsi olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdan nuru istifade edip Risale-i Nur şeklinde tezâhür etmiş.

Üstadım, başkalarında nadiren bulunan mümtaz hasletlerinden, zahirî tavrının pek fevkinde bir vaziyet gösteriyor. Zahir hale bakılsa, ilmihali bilmiyor gibi görünüyor; birden, bakarsın, bir derya kesiliyor. Mezun olduğu miktarı ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdan istifade derecesi nisbetinde söyler. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdan cihet-i istifadesi olmadığı vakitlerde, yeni ay gibi mahviyet gösterir.“Bende nur yok, kıymet yok” der.Hafız Halid(r.h.)” (Barla Lahikası)

Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin, Barla dönemi talebeleri arasında yer alan, temiz kalbli, ihlâslı, güzel bir hafız, müdakkik bir hoca olan Hafız Halid Ağabey, yazılan risalelere ”Nur” isminin verilmesinin hikmetini bu mektubun da dile getirmiştir.

Hafız Halid Ağabey, Üstad Hazretlerinin fikrini, kalbini  âyet-i Nur’un aydınlattığını, geçmiş asırların birçok zor ve müşkil meselelerini nur temsilinin izah ettiğini belirttiği mektubunda,”Resâilin mecmuuna Risale-i Nur tesmiyesi, Nur ismi onun hakkında ism-i âzam olduğunu teyid etmektedir.” görüşüne yer vermiştir.

İnsanlar bilim ve sanayi asrında ilme ve fenne yönelmiş, ikna ve ispat olmadan bir şeye inanmaz hale gelmiştir. İslam ve Kur’an, asrın fikri eğilimlerine ve anlayış yapısına göre yeniden yorumlanıp bu asrın insanlarına arz edilmesi ihtiyaç halini almıştır.

Nur imsine mazhar olan Risale-i Nurlar, ortaya koyduğu temsil ve teşbihlerle bu asrımızı manen aydınlatmaktadır. İlim ve fen asrını manen Risale-i Nur’lar aydınlatıyor denilebilir.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir