MEHMED TAHİRİ MUTLU
1900 yılında Isparta’ya bağlı Atabey ilçesinde doğdu. Hüseyin Hüsnü Efendi ile Zübeyde hanımın evladıdır. Askerlik çağına kadar memleketinde kalıp iyi bir eğitim aldığı anlaşılmaktadır. Vatani görevini yaptığı yıllarda Kurtuluş Savaşına katıldı. Dört yıl askerlik yaptı. Savaş sonunda gazi ünvanı ve madalyası aldı. Maaş bağlandıysa da o bu maaşı kabul etmedi. Madalyasını ise ceketinin içinde hep yanında taşıdı.
1931 yılında akrabaları vasıtasıyla Risale-i Nurlarla tanıştı. Nur talebesi olan Hafız Zühtü’nün oğlu Eşref ile birlikte Barla’da Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini ziyaret etti. 1935 yılından itibaren de Nur Talebeleri arasında yerini alıp hizmete başladı.
1942 yılında Ayet’ül Kübra Risalesinin basımı için İstanbul’a geldi. Bozkurt matbaasında bu risaleyi bastırdı. Bu arada sık sık Sahaflar Çarşısına gidip Bediüzzaman Hazretlerinin daha önce den basılmış eserlerini aradı. Sonunda İşaratül İ’caz, Hakikat Çekirdekleri ve Lemeaat adlı eserleri buldu ve satın aldı. Ayetül Kübra Risalesini bastıran Tahiri Mutlu, İstanbul’dan vapurla İnebolu’ya oradan da Kastamonu’da bulunan Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini yanına gitti. Bu görüşmede basılan risaleleri ve İstanbul’dan aldığı üç kitabı takdim etti. Bediüzzaman Hazretleri özellikle Lemeat adlı eserini görünce çok sevindi.
1943 de Denizli, 1948 de Afyon hapislerinde Said Nursi Hazretleriyle beraber Medrese-i Yusufiyede yattı. Keza 1958 yılında Ankara ve 1960 da Isparta da hapis yattı. Hapis hayatında da devamlı risale yazımıyla meşgul oldu. Karşılaştığı sıkıntıları kendisine dert edinmedi. Her zaman Kur’an ve iman hizmetini birinci planda tuttu.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri Tahiri Mutlu Ağabeyin bu samimi ve ihlaslı halini birçok mektuplarında kaydettirdi. ( Şualar s.282)Bediüzzaman Hazretlerine talebe olmakla iftihar eden Tahiri Mutlu Ağabey bu yüzden hapis yatmasına mukabil mahkelerde bunu açıkça dile getirdi. Afyon Ağır Ceza Mahkemesi müdafaasında eserleri bastığını, bir kısmını sattığı ifade etmiştir. ( Şualar 466-467)
Üstad, Emirdağ Lahikasında talebesine ‘’ Kahraman Tahiri ’’ diye hitap etmiştir. Hizmetlerinden dolayı tebrik etmiş, aile efradına da yakın alaka göstermiş, selam ve duasını eksik etmemiştir.
Üstad bir mektubunda :
‘’ Başta nurun şakirtlerinden Zübeyde olarak akrabalarına ve rüfekasına selam ederim. Cenab-ı Hak onlardan ebeden razı olsun. Amin.’’ Diye dua atmektedir.
Afyon hapsinde bazı üzücü hadiseler dolayısıyla el açıp yalvaran Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri:
‘’ Ya Rabbi ! Yok mu bir talebem ? diye. Cenab-ı Hakk’a iltica ettiği zaman birden bana Tahiri gösterildi Tahiri o zaman seni bir veliy-i azim, bir kutup tahayyül ettim. Sonra baktım sen istihdam olunuyorsun ‘’ demekte.
1953 yılında Üstad ile birlikte Barla’ya gitti. Burada beraber kaldıkları makamları ziyaret ettiler. Kendisini Kur’an ve iman hizmetine vakfeden Tahiri Mutlu Ağabey sonuna kadar böyle yaşadı Tahiri Mutlu Ağabeyin sadakati, vefası, iman ve Kur’an hizmetindeki duruşu örnek alınacak özelliklerdir.
Bir ömrü Kur’an’a hizmet ile geçiren Tahiri Mutlu 3 Nisan 1977 günü vefat etti. Kabri vasiyeti üzerine Eyüp Sultan’dadır.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!