MANEVİ ŞAHSİYETİNİN BÜYÜKLÜĞÜ
”Rabbimizi bize tarif eden üç büyük, küllî muarrif var: Birisi şu kitab-ı kâinattır ki, bir nebze şehadetini on üç Lem’a ile Arabî Nur Risalesinden On Üçüncü Dersten işittik. Birisi şu kitab-ı kebîrin âyet-i kübrâsı olan Hâtemü’l-Enbiyâ Aleyhissalâtü Vesselâmdır. Birisi de Kur’ân-ı Azîmüşşandır. Şimdi, şu ikinci burhan-ı nâtıkı olan Hâtemü’l-Enbiyâ Aleyhissalâtü Vesselâmı tanımalıyız, dinlemeliyiz.
Evet, o burhanın şahs-ı mânevîsine bak:
Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrap, Medine bir minber; o burhan-ı bâhir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imana imam, bütün insanlara hatip, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkep bir halka-i zikrin serzâkiri; bütün enbiya hayattar kökleri, bütün evliya tarâvettar semereleri bir şecere-i nuraniyedir ki, herbir dâvâsını, mu’cizatlarına istinat eden bütün enbiya ve kerametlerine itimat eden bütün evliya tasdik edip imza ediyorlar.
Zira, o Lâ ilâhe illâllah der, dâvâ eder. Bütün sağ ve sol, yani mazi ve müstakbel taraflarında saf tutan o nuranî zâkirler, aynı kelimeyi tekrar ederek, icmâ ile, mânen Sadakte ve bilhakkı natakte derler.
Hangi vehmin haddi var ki, böyle hesapsız imzalarla teyid edilen bir müddeâya parmak karıştırsın?”(On Dokuzuncu Mektub, Birinci Zeyl,On Dokuzuncu Söz)
Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, burada önce Allah’ı bize tarif edip tanıtan delilleri, üç sınıfa ayırıyor.
Birisi, kâinattır. Kainatta herbir şey, Allah’ı bize isim ve sıfatları ile tanıtıyor. Bütün fen ilimlerinin ortaya koyduğu faydalar, Allah’ı bize isimleri ve sıfatları ile tarif edip ispat ediyor.
Allah’ı bize tarif eden ikinci delil ise; Peygamber Efendimiz (ASV)’dır. Evet Peygamber Efendimiz (ASV)’ın getirdiği nur ve din, insanlığa Allah’ı tanıtmıştır.
Allah’ı bize tarif eden üçüncü ve en büyük delil ise; Kur’an-ı Kerim’dir. Evet Kur’an, hem Peygamber Efendimiz (ASV)’ın rehberi ve muallimi, hem de kainat kitabının nasıl ve ne şekilde okunacağını anlatan, kainatın adeta bir kullanım kılavuzudur.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri bu sınıflamayı yaptıktan sonra, ikinci büyük delil olan Peygamber Efendimiz (ASV)’ın manevi şahsiyetini izah ediyor. O’nun ne denli azametli ve haşmetli bir kul olduğu, O’nun şahs-ı manevisini bir nebze tarif edip, onun büyüklüğüne ve Allah katındaki makamına işaret ediyor.
Bütün dünya bir mescit kabul edilmiştir. İslam’da, temiz olan her yer mescittir. Bu durum peygamberler içinde, sadece Peygamberimize ve ümmetine mahsustur. Diğer dinlerde, kilise ve havranın dışında ibadet yasaktır.
Mekke ise bu mescidin mihrabıdır. Peygamberimizin (ASV), bütün ümmetine imamlık ettiği mevkidir. İbadetin kıblesi olan Kabe’ye de işaret ediliyor.
Medine ise, minberdir. Bütün insanlığa Peygamberimiz (ASV)’in hakkı ve hakikati beyan edip, hitap ettiği yer Medine’dir. Dinin esası ve teferruatı Medine’den insanlığa duyurulmuştur.
Peygamber Efendimiz (ASV), Hazreti Adem (AS)’den bu yana, bütün iman ehline imamdır, önderdir. Dini ve hitabı, bütün insanlığadır. Bütün peygamberlerin reisi ve lideridir. Bütün evliyaların efendisidir. Peygamberler ve evliyalardan oluşmuş zikir halkasının başıdır. Geçmiş peygamberler, onun kökü ve esası, ona tabi olan evliya ve asfiyalar ise; onun meyve ve neticeleridir. Bütün peygamber ve evliyalar, gösterdikleri binlerce mucize ve kerametlerle, onun davasının tasdik ve ispat edicileridir.
Bütün insanlara hitap etmesi ise, onun nübüvveti, sadece kavmine olmayıp, bütün insanlığadır.
Bütün enbiyaya reis olması ise, fazilet ve kulluk noktasında hepsinden ileri olmasına işaret eder.
Bütün evliyaya seyyid olması ise, onun sünneti dışında hak bir yolun olmadığına, Allah’a dost ve evliya olmanın yolu, onun sünnetine tabi olmaktan geçtiğine işarettir.
Bütün enbiya ve evliyadan meydana gelen zikir halkasının, baş zakiridir. Bütün kainat, bütün enbiya, bütün evliya, büyük ve geniş bir kulluğun halkasıdır. Bu halkanın başı ve temsilcisi ise Hazreti Peygamberimiz(ASV)’dır.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!