KUŞ YUMURTASININ UÇMAYI ÖĞRENMESİ

İKİNCİ HAKİKAT

Rububiyet-i mutlakadır.
Evet, bütün kâinatta, hususan zîhayatlarda ve bilhassa terbiye ve iaşelerinde, her tarafta aynı tarzda ve umulmadık bir surette, beraber ve birbiri içinde, hakîmâne, rahîmâne, bir dest-i gaybî tarafından olan bir tasarruf-u âmm, elbette bir rububiyet-i mutlakanın tereşşuhudur ve ziyasıdır. Ve tahakkukuna bir burhan-ı kat’îdir.

Madem bir rubûbiyet-i mutlaka vardır; elbette şirk ve iştirakı kabul etmez. Çünkü, o rububiyetin, kendi cemâlini izhar ve kemâlâtını ilân ve kıymetli san’atlarını teşhir ve gizli hünerlerini göstermek gibi en mühim maksat ve gayeleri, cüz’iyatta ve zîhayatta temerküz ve içtimâ ettiğinden, en cüz’î birşeye ve en küçük bir zîhayata kendi başıyla müdahale eden bir şirk, o gayeleri bozar ve o maksatları harap eder. Ve zîşuurun yüzlerini o gayelerden ve o gayeleri irade edenden çevirip esbaba saldığından ve bu vaziyet rububiyetin mahiyetine bütün bütün muhalif ve adavet olduğundan, elbette böyle bir rubûbiyet-i mutlaka, hiçbir cihetle şirke müsaade etmez.

Kur’ân’ın kesretli takdisatı ve tesbihatı ve âyâtı ve kelimatı, belki hurufatı ve hey’âtıyla mütemâdiyen tevhide irşadatı bu büyük sırdan ileri gelmiştir.(Şualar)

Allah’ın her zaman, her yerde, her mahluka muhtaç olduğu, ihtiyacı olan şeyleri vermesine, terbiye ve idare etmesine Rububiyet denilmekte.

Cenab-ı Hakk’ın terbiye ve idare etmesi mutlaktır. Yani her şeyi kapsayan, idaresi altına almış olan Allah’ın rububiyeti manasına gelir.

Çekirdeğin muhteşem bir ağaç olması, dallarında yüzlerce meyve vermesi, beslemesi, kuş yumurtasının uçacak şekle gelmesi, balık yumurtasının yüzmeyi öğrenmesi terbiye fiilinin bir neticesi ve Rububiyetin bir nevi sergilenmesidir.

Kur’an, Allah’ın eksiksiz ve kusursuz olduğunu bildirerek insanı tevhide yöneltmesi Rububiyet sırrından ileri gelmekte.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir