KONYA TALEBELERİNDEN AHMED ATAK (AHMED REMZİ HATİP)

Ahmed Remzi Hatip, ya da Risale-i Nur’daki ismiyle Ahmed Atak, 31 Mart 1930 da Aydın Bozdoğan’da dünyaya gelmiştir. Babası İstiklal Savaşı Gazilerinden Kerküklü Miralay Hüseyin Cemaleddin Bey, annesi Sadiye Hanımdır. Cumhuriyet Senatosu Konya üyeliği ve 19. ncu dönem Konya Milletvekilliği yapmıştır.

Lise yıllarında Konya’da Sabri Halıcı ve Zübeyr Gündüzalp’ın vesilesi ile Risale-i Nur’larla tanışmıştır.Ahmed Atak, o günleri anlattığı hatıralarında, Zübeyr Ağbey’in o yıllarda terbiye ve disiplini altına girdiğini, risaleleri elle yazmaya başladığı dile getirerek,”İstihsan ettiğim risalelerin altında Üstad’ın, ”Ya! Erhamerrahimin, bu nüshayı yazan Ahmed Atak’ı ve annesi Sadiye’yi Cennetinde mesut eyle Said Nursi” diye duaları vardır, Elhamdülillah”

1947 yılında Konya’da lise talebesiyken Emirdağı’na gidip Üstad Hazretlerini ziyaret ettiğini de anlatan Ahmed Atak o günleri şöyle dile getirir:

”Lise talebesiyim, yalnız başıma Emirdağ’a gittim. Çalışkanları buldum. Onlar beni Üstad’ın evine çıkardılar. İlk defa gördüm Üstad’ı. Bir huzur kapladı içimi. O’nun manevi büyüklüğünü görüp, hissediyorsunuz. Başkalarının yanında duymayacağınız rahatlığı ve huzuru duyuyorsunuz. Üstad, ”Bu Risaleleri okuyan benim talebemdir. Siz de benim talebemsiniz, hizmet için gayret ediniz.”diye konuştu.

1948 yılında Afyon Mahkemesine Zübeyr Gündüzalp ile beraber giden Ahmed Atak, Haziran Ayında yapılan ilk duruşmayı dışarıdan takip etmiştir.

”Ey mübarek müşfik ve muazzez Üstadımız Hazretleri;

Bu acip madde ve dinsizlik asrında, nazarlar kısalmış; kalbler, fenalıklar ve kötülüklerle dolmuş. Yalnız ve yalnız, Kur’ân-ı Hakîmin bu zamandaki en hakikî ve kat’î tereşşuhatı olan Risale-i Nur, o kısalmış nazarları, âdeta maddenin ruhuna nüfuz ettiriyor; o kötü kalblerin zindan gibi karanlık olan içini, nurla dolduruyor. Bunun için, bu asra “Nur asrı” denmesi münasiptir.

Risale-i Nur, beşeriyetin bu tamiri imkân olmayan yarasını uhrevî ilâçlarla tedavi ediyor. Risale-i Nur ve onun harika müellifi siz mübarek Üstadımız, binlerce münevver gence halâskârlık vazifenizi yapmış ve yapmaktasınız. Bunun böyle olduğuna imanları kurtarılan bu âcizler canlı şahitleriz. Bu dehşetli asırda, materyalizmi, maddeciliği temelinden yıkan, mason ve komünistlerin bâtıl ideolojilerini bütün ilim ve idrak muvacehesinde zîr ü zeber eden Risale-i Nur, okuyucularına—bu asrın talihli insanlarına—bu dünya ile, hattâ kâinatla bile değişilmez âb-ı hayatı, ebedîlik suyunu, yani beka âleminin bileti olan imanı bahşediyor.

Ey aziz ve mübarek Üstadımız! Bu kadar kıymetli bir hediyeyi bizlere veren siz Üstadımıza ne kadar hürmet ve muhabbet beslesek azdır. Siz kurtarıcı Üstadımızla Risale-i Nur talebeleri arasındaki bağ, ebedî bir bağlılıktır. Bunu hiçbir kuvvet çözemez. Hürmetle mübarek ellerinizden öper, dualarınızı beklerim.

Üniversite Nur talebeleri namına
Siyasal Bilgiler Fakültesinden
Ahmet Atak”(Emirdağ Lahikası)

”Aziz, sıddık kardeşim Osman Nuri;

Madem Cenâb-ı Hak, senin kudsî niyet ve ihlâsınla Ankara’da en mühim genç Said’leri senin etrafına toplamış. Madem Ankara’da benim bulunmamı lüzumlu görüyorsunuz. Ben de şimdi nafakamla tedarik ettiğim nüshalarımı o küçük medrese-i Nuriyeme benim bedelime gönderiyorum. Onların adedince Said’ler, seninle komşu olurlar.

Hem fedakâr evlâdın çok fevkinde sadakatle şimdiye kadar hizmetleriyle herbiri birer genç Said olarak beş-on Abdurrahmanlarım hükmünde Sungur, Ceylân, Tillolu Said, Salih, Abdullah, Ahmed, Ziya gibi genç ve çalışkan Saidleri senin yanına hem benim vekilim, hem senin talebelerin olarak benim bedelime o küçücük medrese-i Nuriyeye nezaret ve bir nevi dershane olarak reyinize bırakıyorum.
اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Kardeşiniz
Said Nursî(Emirdağ Lahikası)

Ahmed Hatip Tahir, ya da Ahmed Atak 18 Mayıs 2016 yılında Ankara’da vefat etmiştir. Kendisine Allah’tan rahmet dileriz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir