KİTAP YAZARINI GÖSTERİR

”Bir kitap el yazısıyla yazılırsa, yalnız bir adama ve bir kaleme ihtiyaç vardır. Fakat matbaada basılırsa, kalem işini gören pek çok demir kalemler lâzımdır. Ve o demir harfleri yapmak için ustalar ve âlât ve edevat ve mürettipler gibi çok şeylere ihtiyaç olur. Kezalik, şu kitab-ı kâinatta yazılı satırlar, kelimeler ve harflerin bir Vahid-i Ehadin kalem-i kudretiyle yazılmış olduğu cihete hükmeden adam, pek rahat ve kolay ve mâkul bir yola sülûk etmiş olur. Fakat, o yazıları, o harfleri tabiata ve esbaba isnad eden herifler, imtina ve muhalin en suubetli ve çıkmaz bir yoluna zehab etmiş olurlar. Çünkü, bu yola zehab edenler için tek bir zîhayatın tab’ ve bastırılması için ekser kâinatın tab’ına lâzım olan teçhizat lâzımdır. Bu ise, vehmin kabul edemediği bir hurafedir.

Ve keza, toprağın, suyun, havanın herbir cüz’ünde, nebatat adedince mânevî gizli matbaalar lâzımdır ki, mahiyetleri ve cihazları mütehalif sayısız meyve ve çiçeklerin teşkilâtını yapabilsinler. Veyahut o nebatatı o kadar ziynet ve intizamlarıyla beraber yeşillendirmek için, o üç unsurun herbir cüz’ünde bütün ağaçların, meyvelerin ve çiçeklerin hassalarını, cihazlarını ve mizanlarını bilip yapabilecek bir kudret, bir ilim lâzımdır. Çünkü, bu üç unsurun herbir cüz’ü, herbir nebatın teşkiline medar ve menşe olabilir. Evet, bir saksıdaki toprak, cihazları ve şekilleri ve sair sıfatları muhalif olan herhangi bir nebatın tohumunu yeşillendirmeye kabiliyeti vardır. Binaenaleyh, ikinci yola zehab edenlerce, o küçük saksı içerisinde sayısız gizli makine ve fabrikaların vücudu lâzım gelir ki, hurafeciler dahi bundan utanıyorlar.” (Mesnevi-i Nuriye, Lem’alar)

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Tevhid, yani Allah’ın varlığının, birliğinin ispatını, iki delille aklımıza sunuyor. Bir kitap elimize geçse, hemen onun yazarını araştırırız. El yazması bir kitap için, bir katibe ihtiyaç vardır. Bu kitap el yazması değilse, bu sefer onu basan bir matbaaya ihtiyaç vardır. Demek ki bir el yazması kitap için katip, matbaada basılan kitap için de harfler, alet, edevat ve onları dizen, kelime haline getiren ustalara ihtiyaç vardır. Buna itiraz etmek için insanın aklının olmaması gerekir.

Şimdi kainat kitabına bakalım. bu kitabın harfleri kedi,köpek, kuş, balık, ağaç. Dağ, deniz, toprak ise kelimeleri, dünya güneş, ay ise satırları. Şimdi kitabı yazmak için neler lazım bir düşün. Bu yazıları harfleri, satırları tabiata isnad etmek çıkmaz sokak. Bir olan ve birliği her şeyde tecelli eden Allah’a vermek ise en güzel yol. Zira elma ağacı bir kelime meyvesi, çiçeği, yaprağı, dalı ise harf. Bu kitabı bastırmak için lazım olan malzemeleri ancak, Allah yaratabilir. Gerisi boş ve hiçbir aklın kabul etmeyeceği inançlardır.

Üstad Bediüzzaman Hazretleri burada bir şeye daha dikkat çekiyor. Toprak, su, hava bu üç unsur ile bitkilerin kalıbı lazım ki, eşya vücuda gelsin. Eşyanın meydana gelmesi için de, o topraktan çıkan bitki, meyve adedince kalıplar, bütün bunları bilecek ilim ve kudret lazım. Bütün bunları ise, nihayetsiz bir ilim ve kudrete sahip olan Allah yaratabilir.

Yaratan inkar edilirse, eşyanın vücudu mümkün olmaz. Bu kitap misaliyle ispat edilmiştir. Kitap varsa, onu yazan bir katibi inkar etmek akıl dışıdır.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir