EĞİRDİRLİ DEMİRCİ SALİH

1914 Eğirdir doğumlu olan Salih Gündüz, mesleğinden dolayı Risale-i Nur’da Demirci Salih ismiyle tanınır. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin, Barla talebelerinden Bahri Çağlar’ın damadıdır.

Geçimini demircilik yaparak sağlayan Demirci Salih bir zaman Eğirdir gölünde dinamitle balık avlarken dinamitin elinde patlaması sonucu ağır yaralanır. Hasta yatağında yatarken gördüğü bir rüya üzerine Barla’ya giderek, Üstad Bediüzzaman Hazretlerini ziyaret eder, O’na talebe olur. Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Eğirdir’e geldiği zaman onun dükkanına uğrar burada talebeleri ve esnaflarla görüşürdü.

Demirci Salih, Emir­dağ Lâ­hi­ka­sında Üs­tad Bediüzzaman Said Nursi ta­ra­fın­dan an­la­tı­lan ”mo­tor­lu ka­yık” ha­di­se­si­ndeki kişilerden birisinin kendisi olduğunu hatıralarında bahsetmektedir. 1954 se­ne­sin­de Eğir­dir Gö­lü’nde ce­re­yan eden hadise şöyledir:

Aziz kardeşlerim!

Bu defa motorlu kayık içinde Eğirdir’den Barla’ya giderken denizin dehşetli emsalsiz fırtınası leyle-i kadirdeki dehşetli hastalık gibi zahmet noktasını kaldırıp büyük bir rahmete vesile olduğunu sizlere müjde veriyorum. Altı arkadaş ile beraber şehid olmak, yedi ihtimalden altı ihtimal ile deniz bize geniş bir kabir olmak için zemin hazırlandı.

Fakat o hal altında mükerrer tecrübelerle yağmurun Risale-i Nur’la alâkadarlığı ve şimdi çok zamandır yağmura şiddetli ihtiyaç olduğu bu zamanda, Risale-i Nur’un gizli düşmanlarının tehlikesinden ve geniş plânından kurtulmasına bir işaret olarak o dehşetli haletimiz bir sadaka-i makbule hükmüne geçtiği remziyle, o rahmet-i İlahîden gelen emr-i Rahmanîyi imtisalindeki iştiyak ile yağmurun bir annesi olan bu deniz, o rahmete dair emr-i İlahîyi gayet heyecanla ve iştiyak ile acelelik ile getirmek için, bir şefkat tokadı nev’inden Nur Talebeleri olan bizim başımızı tokat ile yüzümüzü ve gözümüzü yağmurla okşadı. Biz bu haleti zahiren hiddet, manen şefkatkârane okşamak nev’inde gördük. Ben daha fırtına ve yağmur başlamadan evvel hiss-i kabl-el vuku’ ile hazine-i rahmete bir anahtar olacak dehşetli ve heyecanlı bir musibet hissettiğimden mütemadiyen Cevşen’i ve Şah-ı Nakşibend’in virdini okuyordum. Denizin o dehşeti içinde kemal-i şevk ile o mübarek denizi kabir olarak kabul ediyordum. Böyle kaza ile vefat eden şehid hükmünde olduğu gibi, şehid de veli hükmünde olmasından altı arkadaşıma acımadım. Yalnız içinde bulunan çocuğa bir parça acıdım. O kayığın makinası bozulduğu ve yelkeni de rüzgâr onun aksiyle geldiği için faide vermediğini ve denizin mevcleri de pek büyük; evvelâ kayığa ve zahiren bize hücum etmesiyle beraber kayığın içine girmediği için kemal-i sabır ve şükürle karşıladık ve sâlimen sahile çıktık. “Elhamdülillahi alâküllihal” dedik. Said Nursî (Emirdağ Lahikası)

3 Eylül 1992 tarihinde ve­fat eden Demirci Salih’e, Al­lah’tan rah­met dileriz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir