DENİZLİ HAPİSHANESİ

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Isparta Savcısının talimatı üzerine 20 Eylül 1943 te Kastamonu’da tutuklanır, 13 Ekim 1943 tarihinde de Isparta’ya gönderilmek üzere yola çıkarılır. Kastamonu’dan alınan Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Ankara üzerinden Isparta’ya sevk edilir. Yolculuk sırasında, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin sağ omuzunda muhafaza torbası içinde bir Kur’an’ı Kerim, sol omuzunda ise rulo yapılmış bir namaz seccadesi ve ibrik. Isparta’da toplanan diğer vilayetlerdeki Nur talebesiyle birlikte Denizli hapishanesine gönderilir.

BİR RÜYA

Denizli Hapsinin başlangıç günlerinde Sinoplu Hasan Atıf Egemen, gördüğü bir rüyayı arkadaşlarına şöyle anlatır:

”Hapiste dokuz ay on gün yatacağız. Anamızın karnında durduğumuz müddet kadar da burada kalacağız. Sonra hapisten günahsız olarak çıkacaksınız.” diye arkadaşlarına müjde verir.

Gerçekten de Denizli Hapsi Dokuz Ay sürer, masum ve mazlum bir şekilde hapis hayatı yaşayan insanlar memleketlerine günahsız olarak dönerler.

O günleri yıllar sonra Selahaddin Çelebi, hatıralarında şöyle anlatır:

“İnebolu Cezaevine girdik. Hapishanede diğer İnebolu’lu Nur Talebeleri ile bir araya geldik. Onların isimleri şöyle idi. Pederim Ahmed Nazif Çelebi, İbrahim Fakazlı, Ziya Dilek, Büyük İbrahim, Gülcü Hüseyin, İzzet Turgut, Ahmed Köroğlu, Zühtü İşeri, Ömer Gedikoğlu, Halil Enercan, Ahmed Şaşmaz.

Manevî gözü açık olan İzzet, adeta bir manevi radyo gibi bize haberler verirdi.

“İzzet Turgut ara sıra yaptığı murakabelerde Ziya Beye: ‘Daha buradayız, gideceğimiz zaman ben size haber veririm’ diyordu.

Denizli’ye sevk emri gelmeden bir gün evvel: ‘Yarın gidiyoruz, hazır olun. Fakat merak etmeyiniz. Beraat edip geleceğiz’ dedi. Ertesi gün Anafarta vapuru ile İstanbul-İzmir vapuruna aktarma edilerek İzmir’e ve İzmir’den trenle Denizli’ye hareket ettik.

Denizli’de trenden çıktığımız zaman bizi karşılayan halk teessür içinde, sakin bir halde selâmladılar. Etrafımızı saranlardan bazıları ”Sizin başınızda öyle bir Hoca Efendi var ki; sorgu hakimi sual sormadan sorularına cevap verdi. Sizlerin hiç bir kabahatiniz yoktur, merak etmeyin. Beraat edeceksiniz” diyorlardı.

Bir gün sonra Ağır Ceza koğuşunun bir odasını İnebolu, Kastamonu ve İstanbul’dan gelen Nur Talebelerine tahsis ettiler. Üstad kibrit kutusu içinde bir kağıda ‘Hoş geldiniz’ diye bir pusula yazarak mahkûmlardan meydancı Âdem Ağa ile gönderdi.”

O günleri yaşayan Tahiri Mutlu Ağabey’de hatıralarında şunları anlatır:

”9 Ramazan günü 5 kardeşimize tevkif kesiyorlar. Başta Üstad Hazretleri, Hüsrev, Rüştü, Nûri Benli.. ondan sonra peyderpey bizleri de topluyorlar. Biz hep Isparta’da birikiyoruz. Vakta ki Üstad geldi Kastamonu’dan evraklar tekemmül etti; bir gün sabah ”sizi Denizliye sevk ediyoruz” dediler. Herkes yükünü sırtına aldı, hapishaneden istasyona gidiyoruz, neyse istasyona vardık. Bir gün evvelden içinde saman gelen bir vagona doldurdular bizi, 65 kişi hepimizi birden, bütün eşyalarımız da içeride. Akşama yakın Denizliye vardık. Bizi hapishaneye götürüyorlar, Hazret-i Üstad, 75-80 yaşlarında ihtiyar Hasan bey var onunla kelepçelendi. Daha sonra hapishaneye girdik.”

Daha sonraları 6 Ekim 1943’te Kastamonu’da tevkif edildikten bir müddet sonra Mehmed Feyzi Efendi, Emin Bey (Çaycı Emin), Taşköprülü Sadık Bey, Hilmi Bey, Mehmed Migenli de Denizli’ye getirilirler.

Bu hapiste Sultanahmet İmamı Seyyid Mehmet Şefik Efendi (Eryuvası) ve Gönenli Mehmet Efendi (Öğütçü) gibi ehli zatlar da Üstad Bediüzzaman Hazretleri ile beraber bulunmuşlardır.

Denizli hapsine 73 kişi olarak giren Nur Talebelerinin, hapis hayatı dokuz ay sürmüştü. Hapishaneye 73 kişi olarak giren Nur talebeleri buradan Yetmiş Bir kişi olarak çıkmışlardı. İki Nur Talebesi, Yusuf  Medresesinden ebediyete intikal etmişti. 20 Eylül 1943 günü başlayan Denizli Hapsi 15 Haziran 1944 günü mahkemenin verdiği beraat kararı ile sona ermişti.

Denizli Hapsinin, Nur Talebelerine bir hediyesi de, ”Medrese-i Yusufiye” tabiri olmuştur. Üstad Bediüzzaman Hazretleri, bu tabiri  Meyve Risalesinin, baş kısmında yazarak ilk defa burada kullanmıştır.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir