BİR ADAMIN İMANINI KURTARMAK

Risale-i Nur hizmeti neden önemli, hedef nedir?

Yaşadığımız asırda ve ondan önceki asırlarda da en önemli hizmet insanların imanını kurtarmak yolunda yapılan işlerdir. Bütün Peygamberlerin davası, insanların imanını kurtarmak olmuştur. Zira iman hizmeti insanın ebedi hayatının kurtuluşuna vesiledir. İman hizmeti insanları kurtarma hizmetidir. İman kişiyi cehennemden kurtarıp ebedi bir cenneti kazanmayı nasip eder.

Yüce Rabbimiz Kur’an’da binlerce ayette bize, ”Ey iman edenler, iman ediniz” diye bizlere hitap ediyor. İmansız bir kişinin imana girmesi Peygamber Efendimiz(ASM)ın bir hadisinde şöyle ifade ediliyor:

“Cenab-ı Hak, bir ademi senin elinle (vasıtanla) hidayete getirmesi, güneşin üzerine doğduğu her şeyden daha çok sana hayırlıdır.”(Müslim, F.Sahabe 2406; Buhari, Cihad,4/58)

Kur’an-ı Kerim’in hedefinde insanlar var, Risale-i Nur’da bu asırda bir iman tefsiri olduğu için hedefinde insan var. Onu ele alıp ona hitap ediyor, Ona içinde yaşadığı alemi gösterip imanını güçlendiriyor. İnsana eşyanın mahiyetini ve gayesini öğretiyor. İnsanın gözündeki ülfet perdesini kaldırıyor. Hedef ise, imanı tehlikede olan muhtaç gönüllere imanı ulaştırmak, yetiştirmek, onların ahiretini kurtarmaktır.

Üstad Bediüzzaman Hazretleri eserlerinin tamamında ele aldığı iman konusunu açık bir şekilde şöyle dile getiriyor:

“… Eskiden kırk günden tut, tâ kırk seneye kadar bir seyr ü sülûk ile bazı hakaik-i imaniyeye ancak çıkılabilirdi. Şimdi ise, Cenâb-ı Hakkın rahmetiyle, kırk dakikada o hakaike çıkılacak bir yol bulunsa, o yola karşı lâkayt kalmak elbette kâr-ı akıl değil. İşte, otuz üç adet Sözler, böyle Kur’ânî bir yolu açtığını, dikkatle okuyanlar hükmediyorlar.”    ( Mektubat, Beşinci Mektup)

“Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir.”(Lem’alar, Yirmi Birinci Lem’a)

”Risale-i Nur’la hizmet ise, imanı kurtarıyor; tarikat ve şeyhlik ise, velâyet mertebeleri kazandırıyor. Bir adamın imanını kurtarmak ise, on mü’mini velâyet derecesine çıkarmaktan daha mühim ve daha sevaplıdır. Çünkü iman, saadet-i ebediyeyi kazandırdığı için bir mü’mine, küre-i arz kadar bir saltanat-ı bakiyeyi temin eder. Velâyet ise, mü’minin Cennetini genişlettirir, parlattırır. Bir adamı sultan yapmak, on neferi paşa yapmaktan ne kadar yüksek ise, bir adamın imanını kurtarmak, on adamı velî yapmaktan daha sevaplı bir hizmettir.”(Kastamonu Lahikası)

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir