Girdi yapan Nurköy

TALEBE OLMAYA ÇALIŞMAK

بِاسْمِهِ – وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْد اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ Aziz kardeşim Re’fet Bey; Senin mektubunu ve kitabını memnuniyetle aldım. Gayet sevdiğim bir talebem olan Hulûsi Beyin ruhunu sizde hissettim. Seni yeni değil, Hulûsi gibi eski bir talebe olarak kabul ettim. Talebeliğin hâssası şudur ki: Yazılan Sözlere kendi malı gibi sahip olmalıdır. […]

NASIL BİR MEDRESE

”Bahtiyar kardeşim Hüsrev, Şu Risale  bir meclis-i nuranîdir ki, Kur’ân’ın şu münevver, mübarek şakirtleri, içinde birbiriyle mânen müzakere ve müdavele-i efkâr ediyorlar. Ve yüksek bir medrese salonudur ki, Kur’ân’ın şakirtleri onda herbiri aldığı dersi arkadaşlarına söylüyor. Ve Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın hazine-i kudsiyesinin sandukçaları olan Risalelerin satıcı ve dellâllarına muhteşem ve müzeyyen bir dükkân ve bir menzildir. […]

MERT, TOK SÖZLÜ OSMAN ÇALIŞKAN

“Çalışkanlar Hanedanı” ünvanı Derviş Ali’nin altı evlâdının Risale-i Nur’a ve Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerine sahip çıktıkları için bizzat Üstad Bediüzzaman Hazretleri tarafından verilmiştir. Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin, “benim çok samimi akrabalarım” iltifatına mazhar olan altı kardeşin büyüğü olan Osman Çalışkan, 1899 yılında Emirdağ’da dünyaya gelmiştir. Hafız olan Osman, Çalışkanlar hanedanının ağabeyidir. Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Osman […]

İMAN VE ÜMİD EN BÜYÜK SERMAYE

”Heran endişe ve korku içinde, acaba bugün ibadetimi yapabilecek miyim? Günahlardan nuzak kalabilecekmiyim? diye kıvranmaktayım? Ne yapmam lazım.” İnsanın halim ne olacak, imanımı nasıl koruyacağım, ibadetimi yerine getirebilecekmiyim endişe ve korkusu içinde olması onun imanından gelir. İnsandaki bu telaş, endişe imanın delilidir. Zira çok büyük evliya ve alimler bile akıbetinden korkup telaş etmişken, bizim daha […]

RİSALELER İNSANA GIDA GİBİDİR

بِاسْمِهِ – وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُه Aziz, sıddık, müdakkik âhiret kardeşim ve mütefekkir ve hakikatli arkadaşım Re’fet Bey; Evvelâ: Mektubunuzda Risale-i Nur’un mizanlarını her okudukça daha ziyade istifade ettiğinizi yazıyorsunuz. Evet, kardeşim, o risaleler Kur’ân’dan alındığı için kut ve gıda hükmündedir. Hergün ihtiyaç gıdaya hissedildiği gibi, her vakit […]

NAMAZ SONU TESBİHATA TEMBELLİK YAPMA

”Bugünlerde iki ince mesele kalbe geldi, vaktinde kaleme alamadım. O vakit geçtikten sonra o ehemmiyetli hakikatlere birer işaret ederiz. Birincisi: Kardeşlerimizden birisinin namaz tesbihatında tekâsül göstermesine binaen dedim: Namazdan sonraki tesbihatlar tarikat-ı Muhammediyedir (a.s.m.) ve Velâyet-i Ahmediyenin (a.s.m.) evradıdır. O noktadan ehemmiyeti büyüktür. Sonra, bu kelimenin hakikati böyle inkişaf etti: Nasıl ki, risalete inkılâp eden […]

ÇALIŞKAN VE FEDAKAR, MUSTAFA ACET

Mustafa Acet 1924 yılında Emirdağ’da doğdu. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde imamlık, müezzinlik, hattatlık ve kütüphane memurluğu gibi farklı hizmetlerde çalışmıştır. Emirdağ’da hakkında haberler duyan Mustafa Acet, Bediüzzaman’ı ve Risâle-i Nur’u akrabası Ceylan Çalışkan vasıtasıyla tanıdı. Bu sırada askerlik hizmetini bitirmiş ve yirmi üç yaşındaydı. 1947 yılında Üstad Bediüzzaman Hazretlerine talebe olan, Mustafa Acet Ağabey’in, bu […]

DENİZLİ MAHKEMESİ, ALİ RIZA BEY

Risale-i Nur Külliyatının Alem-i islama,Anadoluya yayılmasında Denizli ve Ağır Ceza Mahkemesi önemli bir yer almaktadır. Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, çeşitli bahane ve planlarla itham edilerek Kastamonu’dan Denizli Ağır Ceza Mahkemesine 126 talebesiyle beraber 1943 senesinin Ekim ayında getirilir. Hiçbir hukuki esası olmayan iddianamede Risâle-i Nur Külliyatı içinde yer alan Beşinci Şuâ ile birlikte Tesettür […]

KALB ALLAH’IN EVİDİR

الَّذِينَ آمَنُواْ وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُم بِذِكْرِ اللّهِ أَلاَ بِذِكْرِ اللّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ “Kalpler ancak Allah’ın zikriyle tatmin olur.” (Rad,13/ 28) Kur’an-ı Kerim’de bu ayetle müminler ihtar ve ikaz edildiği gibi, insanın ruhunu, kalbini ve aklını tatmin edip doyuracak tek sevgi, Allah sevgisi ve Allah’ı zikirdir. Hazreti İbrahim (as) gibi  “La uhubbül afilin” (Fani şeyleri sevmeye değmez) […]

NEHİRLER, ÇAYLAR, IRMAKLAR

”Şimdi rüzgârlara bak ki: Sair hakîmâne, kerîmâne faidelerinin ve vazifelerinin şehadetiyle, gayet mühim ve kesretli vazifelere koşuyorlar. Demek o dalgalanmak, bir Sâni-i Hakîm tarafından bir tavziftir, bir tasriftir, bir kullanmaktır. Dalgalanmaları ise, emr-i Rabbânînin çabuk yerine getirilmesine sür’atle çalışmaktır. Şimdi bak çeşmelere, çaylara, ırmaklara: Yerden, dağlardan kaynamaları tesadüfî değildir. Çünkü onlara terettüp eden, âsâr-ı rahmet […]