TENEKECİ MEHMED EFENDİ
Mehmed Sözer, Risale-i Nur’larda, Tenekeci Mehmed Efendi adıyla bilinir. 1892’de Isparta’da doğmuştur. Tenekeci Mehmed diye bilinsede, asıl mesleği hattatlıktır. Isparta ve civarı camileri, onun levhalarıyla süslüdür. On İki Isparta Kahramanlarından ve Risale-i Nur’un ilk talebelerindendir.
Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri,Isparta’ya ilk gelişinde Müftü Tahsin Efendinin medresesinde kalır. O yıllarda medreseler Maarif tarafından satıldığı için bu medreseyi de Sadık Hoca satın almıştır.
Sadık Hoca, Müftü Şakir Efendi ile birlikte Tenekeci Mehmed Efendi de Üstad Hazretlerini ziyaret eder ve görüşür. Hattat olan Mehmed Efendi’nin yazılan levhalarla camileri tezyin ettiğini öğrenen, Üstad Hazretleri, “maşallah, maşaallah’ diye iltifat eder. Tenekeci Mehmed Efendi ile ilgili lahikalarda geçen bazı mektublar ise şöyle:
”Salisen: Tenekeci Mehmed Efendinin hıfza başlaması mübarektir. Allah muvaffak etsin. Biz ona duayla yardım ediyoruz. O da okudukça bize duayla yardım etsin.(Barla Lahikası)
”Şimdilik Hüsrev’le Tenekeci Mehmed Efendi, Bekir Ağada bulunan ölçüyle on beş tabaka kâğıt beraber, Hâfız Ali’nin haber gönderdiği vakit gelsinler.
Hamisen: Ben kolu kısa, boyu kısa cübbeme razı oldum; daha birşey lâzım değil. Hüsrev’in sakosu yanımda makbul misafirdi, gönderiyorum. Validesinin bir derece kesb-i âfiyet ettiğinden çok mesrur oldum. Cenâb-ı Hak sıhhat ve âfiyet versin. Orada Hüsrev’in kardeşi Ali Hasan ve Tenekeci Mehmed Efendi ve Hafız Ahmed gibi Sözler’le alâkadar olanlara selâm ediyorum.” (Barla Lahikası)
”Nümune için gönderilen kâğıt zâyi olmuş, göremedik. Beyaz kâğıttan siz intihap edersiniz. Sulfato geldi, fakat çoktur. Mehmed Efendi bana yeniden bir levha yazması beni minnettar ediyor. Cenâb-ı Hak yazdığı herbir harfe mukabil bin sevap ihsan eylesin. Âmin, âmin.(Barla Lahikası)
”Re’fet Beyin bizi hayrete düşüren hayretli ve garip mektubunun baştaki kısmı, Lâhikaya, medâr-ı ibret olarak yazıyoruz. Ve bilhassa “Ene ve Zerre namındaki Otuzuncu Sözü her mü’minin ezber etmesi zarurîdir” demesi; ve o eserin kıraatinden sonra Barla’da Abdurrahim namını kazanan ve “yâ Rahîm, yâ Rahîm” zikrini bize işittiren mübarek kedinin bir kardeşi olarak diğer bir kedi, ezan-ı Muhammedîyi (a.s.m.) müştâkane, insan gibi dinlemesi, bize de sizin kadar hayret ve sürur verdi. Ve ezan-ı Muhammedîyi (a.s.m.) tam zuhuruna işaret müjdesi telâkki ettik. Ve Kâtip Osman ve Mehmed Zühtü gibi hizmet-i Kur’âniyede eski ve ehemmiyetli ve kıymettar Tenekeci Mehmed’in de rüyası ehemmiyetlidir. Allah hayretsin. Isparta için çok hayırdır; onun içinde ehemmiyetli bir müjde var.(Kastamonu Lahikası)
Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin, Isparta hayatında, birçok kişinin Risale-i Nur’larla tanışmasına da vesile olan Tenekeci Mehmed Efendi, Üstad’ın, ”sen Isparta da kal’ işaretiyle Eskişehir Hapsine girmemiştir. 1960 ihtilalinde, Isparta Valisinin emriyle, Tenekeci Mehmed Efendi hasta yatağından kaldırılıp tutuklanır. Tahiri ve Hüsrev Ağabeyler başta olmak üzere, Mustafa Ezener, Ali İhsan Tola, Nuri Benli, Demirci Salih, Kâtip Osman ve diğer Nur Talebeleri de tutuklanır. Karakolda başlayan kötü muameler hapishane de devam eder. Risale-i Nur Talebelerine yapılan eziyetleri yerinde görmek için hapishaneye gelen Vali, doktorun Tenekeci Mehmet Efendiyi hastaneye yatırmak istediğini öğrenince kızar ve ” bırak ölecekse burada ölsün” diye bağırır. Bunu duyan Tenekeci Mehmed Efendi, ”70 yaşında bir ihtiyarım dünyadan ziyade ahirete müheyyayım ve kendime meşrû bir ölüm arıyorum, sehpanız, ipiniz, idam manganız nerede, gidip merdane göğüs gererek öleyim.” diye haykırır. Ne yapacağını şaşıran Vali, oradan usulca uzaklaşır.
l98l yılında vefat eeden Tenekeci Mehmed Efendi’ye, Allah’tan ruhuna binler rahmet dileriz.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!