1932 yılında Samsun’da dünyaya gelen Hamdi Sağlamer, yaşadığı gayriislami hayattan rüyasında yediği bir tokatla İslami hayata adım atar.

Hamdi Sağlamer, 1957 yılında gördüğü o rüyasını şöyle anlatır: ”Rüyamda bir işret alemindeyim. Nurani bir zat yanıma geldi. Şefkatle,”Evladım bu içkiyi bir daha sakın içme” dedi. Ben de ”Peki hocam, bir daha içmem” deyince o zat döndü gitti. Hoca gidince ben yine devam ettim. Biraz sonra o zat yeniden yanıma geldi. ”Ben sana bunu bir daha içmeyeceksin demedim mi?”deyip enseme bir tokat yapıştırdı. Tokadı yiyince, korkudan nefesim kesildi, nefes alamaz oldum. ”Bir daha içmeyeceğim”diye kanter içinde bağırarak uyandım. Tokadın yeri tam bir hafta ağrıdı. İşte o tokat benim hayatımın dönüm noktası oldu.

Hamdi Ağabey, o tokadın ardından İslamiyet’e ait meseleleri araştırmaya başlar. Vu araştırmalar arasında Risalei Nur eserleri eline geçer. Eserleri okumaya başlar ama, pek bir şey anlamaz. Yine bir rüya görür, rüyasında nur yüzlü sarıklı, cübbeli bir zat onu elinden tutar bilmediği görmediği yerlere götürür, risalelerden anlamadığı yerleri ona izah eder.

Risale-i Nur’ları okumaya başladıktan sonra, Üstad Bediüzzaman Hazretlerini ziyaret etmeye karar veren Hamdi Ağabey, Muammer Şenel Ağabeyle beraber ziyaret için yola çıkar. Isparta’ya gelirler. Rüştü Çakın Ağabey’in boyacı dükkanına giderler. Orada, Üstad Hazretlerini ziyarete gelenleri hasta olması sebebiyle kabul edemediğini öğrenirler. Duyduklarına Hamdi Ağabey çok üzülür. Bu sırada bir genç gelir ve onlara ”Üstad sizi bekliyor” der. Hemen o gençin peşine düşerler, bir bahçe kapısının önüne gelirler, kapı açılır. Bayram Ağabey onları karşılar. ”MaşaAllah, tebrik ederim, Üstad sizi kabul etti.”der. Ve Muammer abi ile Hamdi Ağabey’i, Üstad’ın yanına çıkarır.

Üstad’ı görünce bir yakınlık hissettiğini söyleyen Hamdi Ağabey daha sonra o karşılaşmayı şöyle dile getirir:

”Üstad’ı görünce hemen bir yakınlık hissettim. Daha evvel çokca görmüşüm gibi geldi. Ama nerede gördüm, bilemiyorum. Daha önce resmini dahi görmemiştim. sonra anladım, meğer gece rüyamda iki ay bana ders veren Üstad’ım imiş. Oturduğu karyolaya yanaştım. Eline uzandım, elini öptüm. Elini öpünce kenara çekilmek istedim. Üstad, ”Gel kardaşım” diyerek alnımdan öptü, beni kucakladı, yanı başında yer gösterip, ”Buraya otur.”dedi.

Üstad bana bazı sorular soruyor,fakat ben sesini duyamıyordum. Karşıda duvarın dibinde oturan birisi, ”Üstad’ımız Samsun’daki hizmetleri soruyor.”dedi. Ben de Samsun’ddaki hizmetleri anlattım. Üstad soru soruyor, ama ben yine duyamıyordum. Yine o ağabeyler bana soruları söyleyince, Üstad konuşamıyor da bunlar kendilerimi söylüyor diye içimden geçirdim. Birden Üstad karyolanın üstünde iki dizinin üzerine gelerek pürüzsüz bir şekilde konuşmaya başladı.

”Kardaşım, sen daha evvel buraya geldin mi hiç?” dedi. ”Hayır, Üstad’ım hiç gelmedim”dedim. Üstad, ”Fesubhanallah, Fesubhanallah! diyerek, Seni herzaman, sabah derslerinde burada görüyorum.”dedi. Daha sonra bana şunları söyledi:

”Seni otuz senelik talebelerimle birlikte talebeliğe kabul ettim. Abdülmecid, Abdurrahman ve Hamdi olarak Savlılarla beraber duamda dahilsin. Samsun’daki kardeşlere benden çok selam söyle. Ben Samsun’u ikinci Isparta olarak kabul ediyorum. Samsun’a gidince benim bedelime Karadeniz ve havalisini gez.”(Derleme,Ö.Özcan Ağabeyler anlatıyor)

Üstad Hazretlerinden Karadeniz havalisini gezme vazifesini alan Hamdi Ağabey, Karadeniz’i şehir, şehir, kasaba kasaba dolaşır ve Risale-i Nur eserlerinden okuyarak, onlara iman Kur’an davasını tebliğ eder. Bu dersler bazen sabahlara kadar devam eder.

İman, Kur’an hizmeti Risale-i Nur derslerine uzun yıllar devam eden Hamdi Sağlamer 23 Ekim 2017 yılında 85 yaşında iken vefat eder. Kendisine, Allah’tan rahmet dileriz.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir