PEYGAMBER EFENDİMİZ(ASM)IN AMCASI ABBAS (RA)
Peygamber Efendimiz(ASM)ın amcası Abbas bin Abdülmuttalip Mekke’de dünyaya gelmiştir. Babası Kureyş kavminin reisi Abdülmuttalip annesi Nutey’ledir. Rasululluh’tan iki yaş büyüktür. Künyesi Ebu’l- Fazl’dır. Çocukluk yıllarını Mekke sokaklarında Efendimiz ile birlikte geçirmiş, aynı yaştan iki genç olarak büyümüşlerdir. Efendimiz, Abbas’a ”İnsanın amcası babası gibidir.” buyurarak ona hürmet gösterirdi. Ticaretle uğraşan Abbas genç yaşta zengin olmuştur.
Kabe’yi ziyarete gelen hacılara su dağıtma (sikaye), onlara ziyafet verme (rifade) görevlerini Abbas yapardı. Su dağıtma görevi İslamiyetten sonra da Abbas’a verilmiştir. Peygamber Efendimiz (ASM) İslamı tebliğe başladığı zaman iman etmesine rağmen tarafsız bir tavır takınmıştır. Hanımı Ümmü Fazl Lübabe oğlu Abdullah ve kölesi Ebu Rafi ilk müslümanlar arasında yeralmıştır. Abbas onların müslüman olmalarını müsamaha ile karşılamıştır.
Abbas bin Abdülmuttalip, müslüman olmamasına rağmen İslam davetinde Peygamber Efendimiz (ASM)a yardımcı olmuştur. Akebe’de, Medineliler Rasulullah’a biat ettiklerinde Abbas’ta orada bulununup onlara şöyle hitap eder:
”Ey Medineliler! Bu kardeşimin oğludur. Eğer onu tasdik edip Allah’tan getirdiklerine inanıyor ve beraberinizde götürmek istiyorsanız, beni tatmin edecek sağlam bir söz vermeniz lazım.” dedi. Medineli müslümanlardan onun hayatını tehlikeye atmayacaklarına dair teminat aldı.
Bedir Savaşına giderken Mekkeli müşrikler Abbas’ı da zorla götürürler. Rasulullah, ”Abbas’a her kim rastgelirse sakın öldürmesin. O müşriklerin zoru ile yurdundan gönülsüz çıkmıştır.” buyurdu. Bedir’de esir düşen Abbas’a, Rasulullah fidye vermesi gerektiğini söyledi. Fidye verecek parası olmadığını söyleyince Efendimiz(ASM) ona şöyle hitap etti:
”Ümmü Fazl’a emanet ettiğin mallar ne oldu? Buraya gelirken, şayet kazaya uğrarsam işte bunları oğullarım Fazl, Abdullah ve Kusem için sakla, seni kendimden sonra zengin bırakıyorum.” diyerek gömdüğün altınlar ne oldu?”
Abbas şaşırdı, ”Vallahi senin Rasulullah olduğuna şehadet ederim. Bunu benden ve Ümmü Fazl’dan başka hiç kimse bilmiyordu.” dedi ve hemen iman edip şehadet getirerek müslüman oldu. İslam’la şereflenen Abbas, Mekke’ye döndü. Müslüman olduğunu gizledi. Müşriklerin yaptığı bütün plan ve hareketleri Rasulullah’a bildirmeye başladı. Mekke’nin fethinden kısa bir süre önce Medine’ye hicret etti. Yolda Mekke’yi fethe gelen Rasulullah ile karşılaştı. Rasulullah ona, ”Ben Peygamberlerin sonuncusu, sen de muhacirlerin sonuncususun.” dedi. En son hicret eden sahabi oldu.
Abbas, Mekke’nin fethinden sonra Rasulullah’ın yanında yer aldı. İri cüsseli gür sesli idi. Huneyn gazasında bozguna uğrayan ashabı gür sesiyle topladı. Rasulullah, O’na, ”Ey Abbas! Sen onlara: Ey Ensar topluluğu, ey biat edenler” diye seslen buyurdu. Peygamber Efendimiz(ASM)ın atının dizginlerini tutan Abbas, gür sesiyle dağılan insanlara seslendi. İnsanlar bu sesle yeniden toplandı. Şiddetli çarpışmalar sonunda düşmanın çoğu öldürüldü, bir kısmı da esir alındı ve savaş kazanıldı.
Peygamber Efendimiz(ASM)ın vefatından sonra Medine’de yaşamaya devam eden Abbas bin Abdülmuttalip, Hz. Osman (RA)ın halifeliği döneminde vefat etti. 88 yaşında vefat eden Hz. Abbas(RA)ın cenaze namazını Hz. Osman kıldırdı. Baki Kabristan’ına defnedildi.
Allah, O’ndan razı olsun.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!