NİÇİN DEVAMLI TEVHİD

”Bugünlerde mânevî bir muhaverede bir sual ve cevabı dinledim. Size bir kısa hülâsasını beyan edeyim.

Biri dedi: Risale-i Nur’un iman ve tevhid için büyük tahşidatları ve küllî techizatları gittikçe çoğalıyor. Ve en muannid bir dinsizi susturmak için yüzde birisi kâfi iken, neden bu derecede hararetle daha yeni tahşidat yapıyor?

Ona cevaben dediler: Risale-i Nur, yalnız bir cüz’î tahribatı, bir küçük haneyi tamir etmiyor; belki küllî bir tahribatı ve İslâmiyeti içine alan dağlar büyüklüğünde taşları bulunan bir muhit kaleyi tamir ediyor. Ve yalnız hususî bir kalbi ve has bir vicdanı ıslaha çalışmıyor; belki bin seneden beri tedarik ve teraküm edilen müfsit âletlerle dehşetli rahnelenen kalb-i umumî ve efkâr-ı âmmeyi ve umumun, bâhusus avâm-ı mü’minînin istinadgâhları olan İslâmî esaslar ve cereyanlar ve şeâirler kırılmasıyla, bozulmaya yüz tutan vicdan-ı umumîyi Kur’ân’ın i’câzıyla o geniş yaralarını, Kur’ân’ın ve imanın ilâçlarıyla tedavi etmeye çalışıyor.

Elbette böyle küllî ve dehşetli rahnelere ve yaralara hakkalyakîn derecesinde ve dağlar kuvvetinde hüccetler, cihazlar ve bin tiryak hâsiyetinde mücerrep ilâçlar, hadsiz edviyeler bulunmak gerektir ki, bu zamanda, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın i’câz-ı mânevîsinden çıkan Risale-i Nur, o vazifeyi görmekle beraber, imanın hadsiz mertebelerinde terakkiyat ve inkişafata medardır, diyerek uzun bir mükâleme cereyan etti. Ben de tamamen işittim, hadsiz şükrettim.” (Kastamonu Lahikası)

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nurların imana dair meselelerde çok tekrar ve yığınak yapmasını, bir yıkıma karşı umumi bir onarım, İslam alemine bir dayanak noktası, hem genel bir ıslah vazifesi, hem küfrün bütün birikimi ve hıncı ile İslam ve imana hücum etmesi, hem bütün insanlığa sarsılmaz ve kırılmaz bir kurtuluş ipi olması gibi sebeblere bağlıyor.

Risale-i Nurlar geniş ve genel bir yıkıma karşı külli bir onarım yapıyor. Bir küçük evin onarımı ile büyük bir kalenin onarımı aynı olurmu? Elbette bir kalenin onarımında çok alet, edevat ve malzemeler gerekir. Risale-i Nurlar maddecilik ile yara almış bir kalbi değil, bütün alem-i İslam’ın kalplerini tamir  etmiş, bu yüzden hakkalyakin derecesinde ve dağlar kuvvetinde delillerle küfrün önüne set olmuştur. İşte Risale-i Nurların iman ve tevhide dair yığınakları bu ihtiyaçtan ileri geliyor. Her yönden İslamiyete saldırılan bu asırda tevhidin bütün makam ve derecelerini ispat eden Risale-i Nur’lar bu inkarcı akımlara bir settir.

İslam aleminin iman ve ahlak noktasından maddeci, inkarcı felsefenin karşısında zor durumda kaldığı dönemde Risale-i Nur’lar yazılmıştır. İnkarcılığın, dünyanın yarısını etki altına aldığı bir zamanda, Risale-i Nurlar bu inkarcı akıma karşı Anadoluda Kur’an’i bir set olmuştur. Risale-i Nur, İslam aleminide Kur’an’ın ve imanın ilaçlarıyla tedavi etmiştir.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir