MİKDAD BİN ESVED(RA)
İslamın insanlara tebliğ edildiği, müşriklerin büyük baskı ve zulümlerinin başladığı o ilk yıllarda Mikdad bin Esved (RA) hiç tereddüde düşmeden iman edip müslüman olmuştu.
Mekke’li Esved bin Abdüyegûs’ün evlatlığı olduğu için, Mikdad bin Esved adıyla tanınmıştır. Mikdad (RA), herkesin endişe ettiği o dönemde imanını daha fazla gizleyemedi. İnancı uğrunda çilenin her türlüsüne razıydı. Hiçbir müşrikten korkmuyordu. İşte bu kararlılık içinde olduğu hâlde müşriklerin yüzlerine karşı imanını haykırdı.
Mikdad, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ammar, Ümmü Sümeyye, Süheyb ve Bilâl (RA) dan sonra imanını açığa vuranlardandı. Müşrikler Mikdad’ı ve diğerlerini yakalıyor, elbiselerini soyarak demirden zırhlar giydiriyorlar, saatlerce, kızgın güneşin altında bekletiyorlardı.
Öyle bir an geldi ki, artık işkenceler dayanılmaz bir hâl almıştı. Peygamber Efendimiz(ASV), Müslümanlar üzerindeki bu meşakkatleri hafifletmek için Habeşistan’a hicret etmelerini tavsiye buyurdu. İkinci hicret kafilesi içinde Mikdad (RA)da yer aldı. Habeşistan’da bir müddet kaldıktan sonra Medine’ye hicret etti.
Medine’ye hicretin ikinci yılında müşrikler, İslam’ın gelişmesine ve müslümanlara mani olmak için büyük bir ordu hazırladılar. Bedir meydanında toplanan mümin ordusu içinde yer alan Mikdad (RA) Efendimiz (ASV) dan izin alarak tarihe damga vuran şu kouşmayı yaptı:
“Yâ Resûlallah! Allah sana ne emrettiyse onu yerine getir. Biz seninle beraberiz ve senin yanındayız. Biz İsrâiloğullarının Mûsâ Aleyhisselam’a dediği gibi, ‘Git, sen ve Rabb’in onlarla çarpışınız da, biz burada oturalım!’ demeyiz. Fakat biz şöyle deriz: ‘Git, sen ve Rabb’in onlarla savaşınız. Biz de sizin yanınızda, sizinle birlikte çarpışırız. Seni Hak din ve kitap ile gönderen Allah’a yemin ederim ki, sen bizi Mekke’nin arkasında ve Yemen taraflarında, beş gecelik mesafede bulunan Berku’l-Gımad’a kadar yürütecek olsan oraya kadar yürür; senin sağında solunda, önünde arkanda çarpışırız!”
Hz. Mikdad’ın bu konuşması Peygamber Efendimizin çok hoşuna gitti. Ona hayır duada bulundu. Daha sonra da bu cesur sahabisini sol cenah kumandanlığına tayin etti. Müşriklerle yapılan bu ilk savaşta Hz. Mikdad büyük fedakârlıklar gösterdi. Neticede İslam ordusu kesin bir zafer kazandı.
Peygamber Efendimiz bir hadislerinde Mikdad (RA)a, olan sevgisini şöyle beyan buyurur:
“Allah bana Ashâbımdan hususi olarak dört kişiyi sevdiğini bildirip, benim de onları sevmemi emretti. Bunlar Ali, Mikdad, Selmân ve Ebû Zer’dir.”
Allah ve Resûl’ü uğrunda her şeyini tereddütsüz feda eden ve hayatının her ânını İslamiyet’in yücelmesi için harcayan Mikdad(RA), Hz. Ebû Bekir(RA) ve Hz. Ömer(RA) zamanında da büyük hizmetlerde bulundu. Hz. Ömer(RA) onun cesaretini takdir eder ve onu bin kişilik orduya denk tutardı.
İslam fütuhatının hızla yayıldığı yıllarda mücahitler Mısır hudutlarına dayanmışlardı. İslam ordularının kumandanı Amr bin Âs (RA), Mısır’ın fethi için Hz. Ömer(RA)dan yardım istedi. Hz. Ömer(RA) Amr’a (RA) şöyle bir mektup yazdı:
“Sana dört bin kişi gönderdim. Her binin başında bin kişiye bedel bir kumandan bulunmaktadır. Bunlar Zübeyr bin Avvam, Mikdad bin Esved,Ubâde bin Sâmit ve Mesleme bin Muhallad’dır.”
Şehit olmayı çok arzulayan ve bu arzusuna kavuşmak için ömrünün son anlarına kadar cihat ordularına katılmaktan geri durmayan Hz. Mikdad, Hicret’in 33. yılında Hz. Osman’ın hilafeti zamanında vefat etti. Allah ondan razı olsun!
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!