KARINCA İLE VERİLEN DERS

”Bilâhare Siirt’e bağlı Tillo kasabasına gitti. Meşhur bir türbeye kapandı. Orada harika olarak Kâmus-u Okyanus’u Bâbü’s-Sin’e kadar hıfzetti. Ne fikre binaen “Kâmus”u hıfzettiği sorulduğunda,

“Kâmus, her kelimenin kaç mânâya geldiğini yazıyor. Ben de bunun aksine olarak, her mânâya kaç kelime kullanıldığını gösterir bir kâmus vücuda getirmek merakına düştüm” cevabında bulundu.

Mezkûr türbeye kapandığı vakit küçük biraderi Mehmed yemeğini getiriyordu. Yemek içindeki taneleri, kubbenin etrafında bulunan karıncalara vererek, kendisi ekmeğini yemeğin suyuna batırarak kanaat ediyordu.

“Neden dolayı taneleri karıncalara veriyorsun?” denildiğinde,

“Bunlarda hayat-ı içtimaiyeye malikiyet ve fevkalâde vazifeşinaslık ve çalışma bulunduğunu müşahede ettiğim için, cumhuriyetperverliklerine mükâfaten kendilerine muavenet etmek istiyorum” cevabında bulunmuştur.”(Tarihçe-i Hayat, İlk Hayatı)

”Hayat sebebiyle karınca küreden büyük olur

Ger mizanü’l-vücutla karıncayı tartarsan, onda çıkan kâinat küremize sıkışmaz.

Bence küre hayevândır, başkaların zannınca meyyit olan küreyi ger getirip koyarsan,

Karıncanın karşısına, o zîşuur başının nısfı bile olamaz.”(Sözler, Lemaat)

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, ilk bölümde karınca ile cumhuriyeti ikinci bölümde de, karıncanın hayat üzerindeki kudret mucizesini bizlere ders veriyor.

Cisimce çok küçük ve basit gibi duran bir karıncanın, içindeki hayat ona öyle bir kıymet ve genişlik veriyor ki, hayatı olmayan dağları ve galaksileri sanat itibari ile geride bırakıyor.

Bir hayatın oluşması ve  devamı için hava, su, toprak, ateş ve bunların toplamından hasıl olan çok maddeler gereklidir. Bu unsur ve maddelerden birisi olmasa hayat oluşmaz. Bu yüzden hayat bütün kainatın bir neticesidir. Yani küçük bir karıncanın hayatlanması  ve hayatının devamı için bütün kainatın unsurları ile beraber işlemesi ve ona hizmetkar olması gerekiyor. Dünya üzerinde sadece bir karınca kalsa, yine de kainatın aynı kararlılıkla işleyip devam etmesi gerekiyor. Zira hayat, kainat fabrikasından süzülüp gelen bir neticedir.

Üstad Hazretleri, hayat sahibi karıncayı, hayatsız cismani kainata karşı denk görüyor. Hayat sayesinde kainat karıncaya hizmet eden bir hizmetçi gibidir. Karınca, hayatlı sanat noktasından küre ile tartıya konulsa, küre cansız olmasından, karıncanın yarısı kadar olamaz. Hayat ile cansız arasındaki değer farkı bakışlarımıza sunuluyo.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir