İNEBOLU FEDAKARLARINDAN ZİYA DİLEK
İnebolu Nur talebeleri arasında yeralan Ziya Dilek 1901 yılında İnebolu’nun Karaca Mahallesinde dünyaya gelir. Eşraf ve memur kesiminden olup ilim ve irfan sahibidir. Rüştiye mezunu olan Ziya Dilek, etrafında kibar, beyefendi, abid bir zat olarak bilinir.
1930 lu yıllarda Ziya, birkaç arkadaşı ile biraraya gelir dini kitaplar okurlar. O günlerde Ezan ve Kur’an yasaklanmış, tekke, medrese gibi kurumlarda kapatılmıştı. O arkadaşları ile, Deccal ve Mehdi’nin gelmesinin yakınlaştığını düşünürler. Mehdi’nin ordusunda yeralmak için hazırlık yaparlar. Daha sonra ise Kastamonu’ya Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin geldiğini öğrenirler.
Birgün Üstad Hazretlerini ziyaret etmeyi düşünen Ziya, Nasrullah Camiine gider. Orada Selahaddin ismindeki genci bulur. Selahaddin ile birlikte Üstad Hazretlerinin evine gidip Üstad’ı beklemeye başlarlar. Üstad Hazretleri, biraz sonra gelir. Onlara bir sandalye gösterir ve oturmalarını ister. ”İsmin ne, nereden geliyorsun?” sorusuna, İsmim Ziya, İnebolu’dan geliyorum” deyince, Üstad Hazretleri, ”Ya! Ziya sen misin? ” diyerek, daha sonra, Ayetü’l Kübra risalesini raftan alıp Ziya’ya verir. ”Sen yaz, hanımın okusun.”der. O günden sonra Ziya, ölümüne kadar güzel hattıyla Risale-i Nur’ları yazmaya başlar.
1943 yılının Ağustos ayında bir Nur talebesinin üzerinde bulunan bir risale sebebiyle, Ankara hükûmeti yurt çapında, Risale i Nurla alakadar olan herkesi toplattırma emrini verir. Kastamonu, Ankara, İstanbul, Isparta, Denizli ve Antalya’dan tutuklanan bu insanların bir çoğu önce kendi memleket hapishanelerine konur. Kimisi üç ay, kimisi bir ay kalır ve sonra hepsi Denizli’ye sevkedilirler.
Ziya Dilek’te evinde yapılan aramada Risale-i Nur eserleri bulununca mahkemeye sevkedilir. Hakim, Ziya’nın tutuklanmasına karar verir. Böylece On bir Nur Talebesinin bulunduğu İnebolu Cezaevine gönderilir. Hapse gelmeden birkaç gün önce tevafuken Üstad Hazretleri ile aynı otobüste bulunan Ziya, Talebelere Üstad Hazretlerinin selamını söyleyerek, kendisine verdiği ”‘Rabbinin hükmü gelinceye kadar sabret. Muhakkak Sen bizim himayemiz altındasınız” ayeti yazılı kağıdı onlara verir.
Ziya Dilek ve On bir Nur Talebesi İnebolu Hapishanesinden Denizli’ye sevkedilirler. Denizli Cezaevinde gelen maznunları karşılayan Üstad Bediüzzaman Hazretleri, onların yüzlerini okşayarak iltifat eder. Ziya’yı görüncede, ”Ziya senin de gelmen lazımdı. Korkma, Korkma, gelişin hayırlı oldu.” der.
Denizli Mahkemesinde Üstad Bediüzzaman ve Nur talebeleri 15 Haziran 1944 tarihinde 12 nci kez hakim karşısına çıkarlar. Mahkeme, olayda suç unsuru olmadığını belirterek başta Üstad Bediüzzaman Hazretleri olmak üzere oy birliğiyle bütün Talebelerin beraatına karar verir. Beraat kararında Ziya Dilek “İnebolu, Karaca Mahallesinden, Mustafa oğlu, 317 doğumlu, Hususi Muhasebe Varidat Memuru, 05.10.1943’den beri mevkuf, sabıkasız” şeklinde takdim edilir.
Hapisten çıkan Nur Talebeleri birbirleriyle helalleşir ve memleketlerine dönerler. Ziya Dilek’te İnebolu’ya döner. Tosya’ya Özel İdare Müdür olarak tayini çıkar. Tosya’da iman Kur’an hizmetine kaldığı yerden devam eden Ziya Dilek Risale-i Nur’un ilk tohumların burada atılmasına vesile olur.
Tarihler 16 Kasım 1979 u gösterdiği gün Cuma’dır. Cuma namazı için abdest alan Ziya Dilek, Cuma Namazı için camiye giderken yolda vefat eder. Allah’tan kendisine rahmet dileriz.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!