GIYBETSİZ NASIL KONUŞULUR?

İnsan gıybet, dedikodu yapmadan bir hadiseyi, olayı nasıl anlatır? Risale-i Nur’da misalleri,örnekleri var mı?

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, insanın dedikodu ve gıybet yapmadan nasıl hareket etmesini, risalelerde birçok yerde izah etmektedir. Bilhassa Lahika Mektublarında bunun örnekleri çoktur. Biz buraya Lem’a’lar adlı eserde yer alan bir konu ile buna cevap verelim :

”Hem iktisattan gelen kanaat, şükür kapısını açar, şekvâ kapısını kapatır. Hayatında daima şâkir olur. Hem kanaat vasıtasıyla insanlardan istiğnâ etmek cihetinde, teveccühlerini aramaz. İhlâs kapısı açılır, riyâ kapısı kapanır. İktisatsızlık ve israfın dehşetli zararlarını geniş bir dairede müşahede ettim. Şöyle ki:

Ben, dokuz sene evvel mübarek bir şehre geldim. Kış münasebetiyle o şehrin menâbi-i servetini göremedim. Allah rahmet etsin, oranın müftüsü birkaç defa bana dedi: “Ahalimiz fakirdir.” Bu söz benim rikkatime dokundu. Beş altı sene sonraya kadar, daima o şehir ahalisine acıyordum.

Sekiz sene sonra yazın yine o şehre geldim. Bağlarına baktım. Merhum müftünün sözü hatırıma geldi. “Fesübhânallah,” dedim. “Bu bağların mahsulâtı, şehrin hâcetinin pek fevkindedir. Bu şehir ahalisi pek çok zengin olmak lâzım gelir.” Hayret ettim. Beni aldatmayan ve hakikatlerin derkinde bir rehberim olan bir hatıra-i hakikatle anladım: İktisatsızlık ve israf yüzünden bereket kalkmış ki, o kadar menâbi-i servetle beraber, o merhum müftü “Ahalimiz fakirdir” diyordu.

Evet, zekât vermek ve iktisat etmek, malda bittecrübe sebeb-i bereket olduğu gibi, israf etmekle zekât vermemek, sebeb-i ref-i bereket olduğuna hadsiz vakıat vardır. ”

Barla Lahikasında yer alan bir mektub ise bu konuda yine bize güzel bir misal, örnektir :

”Mühim bir tüccar dostum otuz kuruşluk bir çay getirdi, kabul etmedim. “İstanbul’dan senin için getirdim, beni kırma” dedi. Kabul ettim. Fakat iki kat fiyatını verdim.”

Bu misaller gibi daha birçoğu bizlere, bir şeyi ve olayı anlatırken ora ile ilgili isim vermememizi, sadece o hadiseyi anlatmamızı ders vermektedir.

”Allah’ım dilimizi gıybet ve dedikodu belasından muhafaza  etmeyi bize nasip eyle.”

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir