ABDULLAH BİN ÜNEYS(RA)

Ebu Yahya Abdullah bin Üneys el-Cüheni, diye tanınan Abdullah bin Üneys, Cüheyne kabilesine mensup olup, Medine dışında çölde yaşıyan bir bedeviydi. İslamiyet Medine’de hızla yayılmaya başladığı zaman, Abdullah’ta müslümanlığı seçenler arasında yeraldı. Beni Seleme kabilesi içinde İslamiyeti yaymaya başladı. Daha sonra Medine’den Mekke’ye giden 75 kişilik grubun içinde yer alarak, Rasulullah ile Akabe’de buluştu.

Humma hastalığına yakalanan Abdullah bin Üneys, Bedir Gazvesine katılamamıştı. Hastalığı hafifleyince, İslam Ordusunu yolda karşılamış ve Rasulullah’a,”Ya Rasulullah! Hastalık yakamı bırakmadı. Dün biraz iyileşir gibi oldum ve ayağa kalktım. Çok şükür siz, sağ salim zaferle döndünüz, Elhamdülillah!”dedi. Rasulullah, ona dönerek,”Allah seni de mükafatlandırsın!” buyurdu.

Uhud Gazvesine koşarak katılan Abdullah kahramanca savaşan sahabilerden biriydi. Hayber’deki Yahudi Reisi Ebu Rafi’yi öldürmekle görevli seriyyede yeraldı. Kale içerisine sızarak Ebu Rafi’yi öldürdü.

Rasulullah, Medine’de üzerine yürümek için adam toplayan Yahudi Lideri Halid bin Süfyan’ı öldürmesi için tek başına Abdullah bin Üneys’i görevlendirdi. Halid’i tanımayan Abdullah, Rasulullah’tan onu tarif etmesini istedi. Rasulullah ”Onu gördüğün zaman korkacaksın, biraz çekineceksin, şeytanı hatırlayacaksın.” buyurdu. Abdullah,” Ben insanlardan korkmam, Ya Rasulullah!”dedi. Kılıcını kuşandı. Atına bindi. Urne vadisine doğru yola çıktı. Orada aradığı adamı kalabalık bir topluluk içinde yürürken gördü. Gördüğü kişi,Rasulullah’ın tarif ettiği adamdı. Halid bin Süfyan onu görünce uzun uzun baktı ve çevresindekilere sordu:

”Bu adam kim?”. Abdullah kimseye fırsat vermeden: ”Ben Huzaalıyım Muhammed’e karşı savaşmak için toplandığınızı duydu. Sana katılmak için geldim.”dedi.

O da, ”Evet ben de Muhammed’e karşı kuvvet topluyorum.” dedi. Beraberce sohbet ederek yürümeye başladılar. Abdullah daha sonra bu konuyu kendisi şöyle anlatır:

”Peygamberle savaşmaya gelen, Huzaalı bir arap olarak kendimi tanıttım. Sohbetimiz iyice koyulaştı. Çadırının yanına kadar geldik. Beni yanından ayırmadı, akşam çadırında kalmamı istedi. Etrafımızda ki, arkadaşları ayrıldılar. Çevre oldukça sakinleşti. Herkes uykuya daldı. Bir fırsatını bulup onu öldürdüm. Kafasını kesip, yanıma aldım. Dağdaki bir mağaraya girdim. Hadise sabahleyin ortaya çıkınca beni aramaya başladılar, fakat beni bulamadılar. Gündüzleri saklanıp, geceleri yola devam ettim. Nihayet Medine’ye ulaştım. Hemen Rasulullah’ın yanına gittim. Beni görünce, ”Gözün aydın!”dedi. Ben de O’na dönerek, ”Asıl sizin gözünüz aydın, Ya Rasulullah!”dedim. Adamın kellesini önüne koydum. Rasulullah bana, asasını verdi ve, ”Bunu cennette eline alıp gezeceksin.”buyurdu.(Tabakat,2 50-1)

Bu olay daha sonra Abdullah bin Üneys Seriyyesi olarak anıldı. Huneyn Gazvesi ve Mekke’nin fethinde de bulunan Abdullah bin Üneys, Mısır’ın fethi ve Afrika’da yapılan savaşlara katıldı. Hicretin 54 ncü yılında 80 yaşında vefat ettiği rivayet edilir.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir