İNSAN NEFSİNİ NASIL İSRAF EDER

İnsanın nefsini israf etmesi ne demektir? Nefis nasıl israf edilir?

”Nefislerini israf edenler” Kur’an-ı Kerim’de Zümer Suresi 53 ncü ayetinde geçmektedir. Ayet mealen şöyledir:

”De ki, Ey nefislerini israf etmiş (kendi aleyhinde haddi aşmış)kullarım. Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Muhakkak, Allah bütün günahları affeder.Şüphesiz o Gafur ve Rahim’dir.”

”Nefislerini israf edenler” denilince akla, elini, kolunu, gözünü, dilini elhasıl bütün organlarını ve ruh dünyalarını yanlış yolda kullanan insanlar gelmektedir. İnsan organlarını haram sahalarda kullanır, aklını, hafızasını, düşüncesini kötü şeylerle doldurursa nefsini yani kendini israf etmiş olur.

Ayette dikkat çeken önemli bir kelime ”nefislerini israf” eden kimselere Cenab-ı Hak, ”kullarım” diye hitap ediyor. Sonsuz rahmetiyle kusurların ve günahların hepsini affedeceğini bizlere müjdeliyor. Bu müjde ile kişi yeis ve ümitsizlikten kurtarılıyor. Ayetin sonunda ise Gafur, günahları bağışlayan ve Rahim olduğu nazara veriliyor.

Ayette günahlara dalan insanın Allah’ın hükümlerini çiğneyerek kendi ruhunu ve hayatını kirletmesi ve kendisine zarar vermesine dikkat çekilerek, günahlara tövbe edilerek Allah’ın rahmet ve affının ümitsizliğe izin vermeyeceği açık şekilde ortaya konuyor. Ümitsizlik şeytanın en dehşetli vesvesesidir. Yeis, ümitsizlik insanı küfre kadar götüren bir hastalıktır. Ümitsizliğe düşen kişi, ”Ben bu kadar günah işledikten sonra daha cennet yüzü göremem” der. İşte böyle bir tehlike içinde olan insanın imdadına bu ayet yetişiyor.”Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyiniz!” hitabı insana kurtuluş yolunu gösteriyor.

Cenab-ı Hakk’ın kendisinden istediği ibadet ve ubudiyeti yerine getiremeyen insan bu eyleminin cezasız kalmayacağını vicdanen bilir. Azaptan korkmaya başlar. İnsanın önünde iki yol vardır. Ya tövbe edecek doğru yola girecek. Veya ben ”Islah olmam” diyerek ümitsizliğe düşecek. İşte bu ayet burada insanın imdadına yetişiyor.

Bu konuda Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Sözler adlı eserin Altıncı Söz’ünde ”En kıymetdar aletleri en kıymetsiz şeylerde sarfedip nefsine zulmettin!” diyerek bizim dikkatimizi çekmektedir.

İnsan organlarını ve duygularını Allah’ın emri dairesinde kullanmaz kendi heva ve hevesine göre kullanırsa nefsini israf etmiş olur. Allah’ın emri dairesinde kullanırsa değerleri birden artar ve bine çıkar. Mesela aklı ele alalım. Aklın dairesi çok geniştir. Geçmişi ve geleceği düşünür. Geçmişin elemi, geleceğin korkusu insanı rahatsız eder. Eğer, Allah hesabına kullanılmazsa akıl, geçmişin acı elemlerini önüne getirir, gelecekteki bela ve sıkıntıları düşündürür ve onu rahatsız eder, huzurunu kaçırır. Allah hesabına kullanırsa akıl insana elem değil, ona rahmet hazinelerinin anahtarı olur. Böylece akıl sahibi geçmişin elemlerinden lezzet alır. Gelecekteki korku ve endişelerinden de Allah’a tevekkül eder, huzuru kazanır.

Duygu ve azalarını Allah yolunda sarf eden insana bu aza ve duygular ona cenneti kazandırır, nefis hesabına kullanıldığı zaman ise ona cehennemi kazandırır.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir