İKİ NUR SAHİBİ HZ. OSMAN (RA)
Hazreti Osman (RA) 580 yılında Taif’de doğdu. Kureyş’in zengin Ümeyye oğulları ailesindendir.Hz. Osman bin Affan (RA)cennetle müjdelenen on sahabeden biri ve dört büyük halifenin üçüncüsüdür.Hz.Osman (RA) ilk müslüman olanların beşincisidir.
Hz. Ebû Bekir(RA) müslüman olduktan sonra samimi dostlarını ziyaret ederek hak dini onlara anlatır. Bu dostlarından biri de Hz. Osman’dı. Yaradılıştan halim selim, iyi ahlaklı ve dürüst bir şahsiyet olan Hz. Osman (RA), Hz. Ebû Bekir’i dikkatle dinledi ve anlattıklarına büyük bir alaka duydu. Sonra da birlikte Resûlullah’ın huzuruna gittiler.
Peygamberimiz (ASV), Hz. Osman’a:
“Allah’ın ihsanı olan cennete rağbet et. Ben sana ve bütün insanlara hidayet rehberi olarak gönderildim. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur.” dedi. Kur’ân-ı Kerim okudu.
Hz. Osman (RA) hemen Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman oldu. Hz. Osman, daha sonraları bu hissiyatını şöyle dile getirir:
“Resûlullah’ın lisanından duyduğum o ilk sözler, o kadar saf ve sade, o kadar tesirli idi ki, âdeta Kelime-i Şehadet ihtiyarsız olarak dudaklarımdan dökülüverdi.”
Hz. Osman (RA)Müslüman olunca, Efendimiz ASV) kızı Rukıye’yi onunla evlendirdi. Müşriklerin zulmünden dolayı Habeşistan’a hicret eden 15 kişilik kafile arasında Hz. Osman ve Rukiyye de bulunuyordu. Resûlullah (ASV), Hz. Osman’ın herkesten önce yola çıktığını duyunca şöyle buyurdu:
“Onların dostu ve hâkimi Allah’tır. Osman, Lût’tan (AS) sonra ailesiyle birlikte ilk hicret eden kimsedir.”
Hz. Osman, bir müddet Habeşistan’da kaldıktan sonra tekrar hanımıyla birlikte Mekke’ye döndü. Daha sonra da oradan Medine’ye hicret etti.
Hz. Osman (RA) hanımı Rukıye vefat edince, Peygamber Efendimiz (ASV) onu diğer kızı Hz. Ümmü Gülsüm ile evlendirdi. Hz. Osman (RA)dan başka tarih boyunca hiç kimse bir Peygamberin iki kızıyla evlenmemiştir. Bu sebeple Hz. Osman’a, “iki nur sahibi” mânâsına Zinnûreyn lakabı verilmiştir.
Hz. Osman (RA), 644 senesinde halife seçildi. Halifeliği döneminde başta Sâsânî İmparatorluğu’nun son eyaleti Ermeniye olmak üzere, Kuzey Afrika kıyıları ve Anadolu’nun bir bölümü İslâm devletinin hudutları içine dâhil edildi.
Hz. Osman (RA)ın hilâfeti 12 sene sürdü. Hilâfeti esnâsında yaptığı mühim hizmetlerden biri de, Hz. Ebûbekir(RA) zamanında toplanıp Mushaf haline getirilmiş olan Kur’ân-ı Kerîm’i tekrar kontrol ettirerek çoğaltıp çeşitli merkezlere dağıtması oldu.
Hz. Osman’ın en bariz vasfı, edep ve hayâsı idi. Hz. Âişe’nin rivayetine göre, bir gün Resûlullah, üzerine bir örtü çekmiş olduğu hâlde istirahat ediyordu. O sırada Hz. Ebû Bekir kapıya geldi, içeri girmek için izin istedi. Resûlullah tavrında bir değişiklik yapmadan içeri girmesine izin verdi. Sonra soracağını sorup gitti. Daha sonra Hz. Ömer geldi, ona da aynı şekilde hâlini değiştirmeden izin verdi. Ondan sonra Hz. Osman, huzura girmek için izin istedi. Bu defa Resûlullah hemen doğruldu, toparlandı.
Bunun üzerine Hz. Âişe:
“Ey Allah’ın Resûl’ü!” dedi, “Ebû Bekir ve Ömer için toparlanmadığınız hâlde, neden Osman gelince hâlinizi değiştirdiniz?”
Allah Resûlü şöyle cevap verdi:
“Çünkü Osman çok hayâlı birisidir. Kendisinden meleklerin bile hayâ ettiği bir kimseden ben hayâ etmeyeyim mi?!”
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!