1936 yılında Van’da dünyaya gelen Fahrettin Sayı, Risale-i Nurlarla ilk tanışması 1954 yılında Molla Hamid Ağabey’in kendisine verdiği Gençlik Rehberi adlı eserle başlar. Daha sonra Asa-yı Musa adlı eseri okur. Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini de Isparta’da ziyaret eder.

26 Kasım 1956 yılında Isparta’da Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini ziyaret eden Fahrettin Sayı, o günleri hatıralarında şöyle anlatır:

”Ben Van’dan ayrılırken, Üstad Hazretlerinin hasta olduğunu, onu değil, Hüsrev Altınbaşak’ı ziyaret etmemi söylediler. Isparta’da doğruca onun evine gitttim. Kapıyı çaldım, kimse çıkmadı. Tekrar çaldım, yine kimse çıkmadı. Beni gören bir hanım, ”Oğlum açmıyorsa, demek ki, açmıyacak.”dedi. Üzüntülü bir şekilde geri döndüm. Bir camiye gittim. Cami müezzininden Üstad’ın evini sordum. Bir ara duraklayan müezzin, karşıda ki askere eslendi. ”Bak bu da sizdendir. Üstad Hazretlerini soruyor.” dedi. O asker, Üzeyir Şenler imiş, adını sonradan öğrendim. Beraberce Üstad’ın evine gittik. Hüsnü Bayram ve Ceylan Çalışkan Ağabeyler bizi karşıladı. Ceylan Ağabey ile Üstad Hazretlerinin odasına girdik.

Üstad somyasında uzanıyordu, bizi görünce kalkıp oturdu. Ellerini öptüm. Bana yer gösterdi, oraya oturdum. Üstad, bana Molla Hamid, Mecid Hoca, Abdurrahman Hoca ve Hacı Nuh Bey’i sordu. Bende cevaplar verdim. Sonra,”Ne okuyorsun?” dedi. Asa-yı Musa’yı okuduğumu söyledim. ”Tamam” dedi. Ceylan Ağabey,”Kitap verelim mi?” dedi. Üstad,”Yok askerdir, ancak farz namazlarını kılabilir.”dedi. Tekrar bana döndü,”Seni yanımdaki talebelerimle bir ettim, ama hizmet etmek şartıyla. Van’a gelip, kalenin başında medresemi yapacağım.”dedi.

Üstad, Ceylan Ağabey’in sırtını okşadı, ”Dağlarda fedakar ceylanlar olur, bu benim fedakar Ceylan’ım.” Hüsrev’i ziyaret ettin mi? diye sordu. Üç sefer gittim, kapıyı açmadı”dedim. Ceylan Ağabey’e,”Götür Hüsrev’i ziyaret etsin.”dedi.

”Üstad’ım, sizi bir daha nasıl ziyaret edeyim?”diye sordum. ”Lüzum yok, risaleleri oku beni ziyaret etmiş olursun.”dedi. Yanında bir saat kadar kaldım. Üstad Hazretleri ellerini açıp dua etti. Ben de ellerini öperek yanından ayrıldım, dışarı çıktım.

Ceylan Ağabey, beni Hüsrev Ağabey’in evine götürdü. İçeri girdim, Hüsrev Ağabey kitap yazıyordu. Elini öptüm. İzmir’den Mustafa Birlik Ağabey’in adresini verdi, bir kağıda da bir ilaç ismi yazıp bana verdi. O gece Isparta’da bir otelde kaldım, sabah İzmir’e gittim. Mustafa Birlik Ağabey’i buldum, onla tanışıp, Hüsrev Ağabey’in yazdığı kağıdı verdim. Sonra kıtama teslim oldum.”

Askerlik görevinden sonra Van’a gelen Fahrettin Sayı, Risale-i Nur hizmetlerine başlar. Uzun yıllar Van’da kalan Sayı, daha sonra 1983 yılında Bursa’ya göç eder ve burada hizmetlere devam eder.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir