SAV KAHRAMANLARINDAN MUSTAFA GÜL
Mustafa Gül, 1915 Isparta Sav Köyünde dünyaya gelmiştir. Sav Köyünün en sadık en çok hizmet eden ailelerinden birine mensuptur. Sav Köyünün, Nur Katipliğini yapan Hafız Mehmed Gül, Ali Gül, Mustafa Gül ve Ahmed Gül olarak dört kardeşler, ayrıca İbrahim Gül, İsmail Gül, Tevfik Gül’de amcaoğullarıdır.
“Medrese-i Yusufiye” ismi verilen Denizli Hapsinde Sav’dan da on beş kişi olduğunu söyleyen Mustafa Gül Ağabey, hapishaneye ilk defa ziyarete gittiğinde yazdıkları kitapları ve Isparta gülü götürdüğünü anlatır. İlk defa Üstad Hazretlerini orada gördüğünü hatıralarında anlatan Mustafa Ağabey ”Hapishane penceresinden, bana ‘Sav’dan mı geldin?’ diye sordu. Ben de ‘Evet Üstadım, Sav’dan geldim’ diye cevap vermiştim. O zaman benim kardeşim Ali Gül de Üstad’la birlikte Denizli Hapishanesindeydi. Tam dokuz ay süren bu hapishane macerası sonunda beraetle neticelendi.”
Şualar, Mesnevî-i Nuriye ve Emirdağ Lahikası gibi eserlerde imzası bahsi bulunan, merhum Mustafa Gül Ağabey’i Üstad Said Nursi Hazretleri bir mektubunda şöyle ifade etmektedir:
“Aziz sıddık kardeşlerim!
“Ben size bugün mektup yazacaktım. Ziyade rahatsızlığım sebebiyle telâşta iken, aynı dakikada Mustafa Gül ve İbrahim Gül geldiler. Hem bana ilâç, hem tesellî, hem büyük sevince vesile olduklarından, o iki mübarek kardeşimi benim vekillerim ve bir mektup olarak size gönderiyorum. Onlar birer Said olarak benim bedelime sizi ziyaret ve tebrik edip, sair şeylerimi de size beyan etsinler.”(Emirdağ Lâhikası-II, 56)
Bir hakikat kahramanı olan Mustafa Gül Ağabeyimiz yıllarca evinde risaleleri yazmış ve Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin varisleri arasında da yer almıştır.
”Şimdi manevî evlatlarım, fedakâr hizmetkârlarım olan Zübeyr, Ceylan, Sungur, Bayram, Hüsnü, Abdullah, Mustafa gibi ve has ve hâlis Nur’un kahramanları olan Hüsrev ve Nazif, Tahirî, Mustafa Gül gibi zatların nezaretinde o düsturumun muhafaza edilmesini vasiyet ediyorum. Said Nursî (Emirdağ Lâhikası)
Mustafa Gül Ağabey, Üstad Hazretlerinin, tabiriyle matbaa gibi bin kalemli bir beldenin, geceleri sabaha kadar mum veya gaz lambası ışığında Risale-i Nur yazan kahramanlarından biridir. Mustafa Gül Ağabey ile ilgili bazı mektuplar ise şöyle:
”Aziz kardeşlerim, sizinle konuştuğum bu dakika iftar vaktine yarım saat kalmış, bayram gecesidir, hastalık şiddetlidir. Onun için fazla konuşamıyorum. Bende, büyük ve tehlikeli hastalıktan, Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsinin mu’cize gibi şifa duası kerametiyle o tehlike geçti. Fakat öyle şiddetli bir öksürük, bir heyecan var ki, sizin gibi canımdan ziyade sevdiğim kardeşlerimle konuşmayı kısa kesiyorum.
Yalnız bu kadar var ki, Isparta havalisinde yüzer genç Said’ler ve Hüsrev’ler yetişmişler. Bu ihtiyar ve zaif Said dünyadan kemal-i istirahat-i kalble veda etmeye hazırdır. Ve bilhassa mühim bir medrese-i Nuriye olan Sav köyünün başta Hacı Hafız, Mustafa Gül olarak Ahmed’leri, Mehmed’leri, hattâ muhterem hanımları (Tahirî’nin refikası ve kerimeleri gibi) ve mâsum çocukları, Risale-i Nur’la meşgul olmalarını düşündükçe bu dünyada Cennet hayatının manevî bir nev’ini zevk ediyorum, görüyorum. Oranın Ahmed’lerinin hediyesini umum o köy hesabına bir teberrük deyip öpüp başıma koydum.”(Kastamonu Lahikası)
”Salisen: Ankara ve İstanbul Üniversite Nurcuları İstanbul’da iki bin adet Rehber’i tab ediyorlar. Zannımca büyük Rehberdir. Daha iyi. İnşaallah gençlere büyük bir rehber olur. Kılınç Hacı Ali’ye Medresetü’z-Zehra ile münasebettar olmak için siz yazınız ki: Asâ-yı Mûsâ’yı edip âlimler, güzelce tercüme etsinler. Tâ o tercüme münasebetiyle âlem-i İslâmın o üstadları Nurlarla alâkadar olsunlar.
Rabian: Hacca giden kardeşimiz marangoz Ahmed selâmetle gelmiş mi, merak ediyorum. Hem Zülfikar ve Asâ-yı Mûsâ’nın âhirinde Hüsrev’e ve yardımcılarına olan aynı duayı Mustafa Gül ve refiklerini ilâve ile Sözler mecmuasının âhirinde yazınız. Bâkî umumunuza selâm.(Emirdağ Lahikası)
1985 yılının Kasım ayında Hakk’ın rahmetine kavuşan Mustafa Gül Ağabey’in kabri Sav mezarlığındadır. Kendisine Allah’tan rahmet dileriz.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!