NURA TALEBE DOKTOR SADULLAH NUTKU
İbrahim Sadullah Nutku, aslen Trabzon’un Of ilçesinden olmasına rağmen Osmanlı Ordusunda Deniz Subayı olan babası Binbaşı Süleyman Nutku’nun görevi sebebiyle 1908 yılında Preveze’de dünyaya gelir. İlkokul, ortaokul ve liseyi Üsküdar’da okuyan Nutku, babasının teşvikiyle Askeri Tıbbiye Mektebibe girer ve buradan mezun olur. Kıta doktoru olarak askeri birlikte göreve başlar.
Sadullah Nutku, daha sonra ihtisasını tamamlayarak Verem ve Dahiliye Hastalıkları uzmanı olur. Asistanlık yıllarında Almanca öğrenir ve ”Dahiliye Hastalıkları Genel Teşhisi” adlı bir eser yazar. Daha sonra ”Hazım Cihazı Hastalıkları ve Tedavileri” adlı bir eser daha neşreder. Her iki eseri de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde okutulan mesleki ders kitapları arasında yeralır.
Uzun yıllar çeşitli yerlerde doktor olarak görev yapan Nutku, 1950 yılında Binbaşı rütbesinde iken ordudan kendi isteği ile ayrılır. İstanbul’a gelir, Sirkeci’de bir muayehane açar. Beşiktaş Vişnezade Cami imamı emekli Yüzbaşı Refet Bey’den aldığı Haşir Risalesini okuyan İbrahim Sadullah Nutku, dinini daha iyi yaşamak için Mekke ve Medine’ye gitmek ister. Fakat istediğine ulaşamaz,bunun üzerine çocuklarını safahattan korumak için Konya’ya gider ve oraya yerleşir.
Hastalarını muayene ettikten sonra reçeteye önce arap harfleri ile, ”Bismillahirrahmanirrahim” ve ”Bismillahişşafi” yazan İbrahim Sadullah Nutku, daha sonra Şifa’nın Allah’tan olduğu dersini verip, ilaçları kullanmasını isterdi. Hastaları ile sohbet edip, Şafi-i Hakikinin Allah olduğu dersini veren Nutku onlara birde Hastalar Risalesi verirdi.
İbrahim Sadullah Nutku, hastalarını muayene ederken kendi hastalığını da Risale-i Nur’ları okuyarak gidermeye çalışır. Bu sırada Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Emirdağ’da ikamet ettiğini öğrenir. Hemen, Üstad Hazretlerini ziyarete gider. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Nutku’yu kabul eder ve onunla sohbet eder. Konya’ya geliş sebebini Üstad’a anlatan Nutku’yu dinleyen Bediüzzaman Said Nursi,ona şöyle hitap eder:
”Kardeşim, sen gül bahçesindesin, gübrelere fazla bakma, çiçeklere, güllere bak, iyiliklere, güzelliklere bak.”
Bu görüşmeden sonra, sosyal hayat içinde de doğru yolda yürüneceğine inanan Nutku, artık her zeminde İslamı yaşayıp, yaşatmaya çalışır. İbrahim Sadullah Nutku, Konya hayatında birçok kez siyasi menfaat, şahsi nüfuz temin etmek için laikliğe aykırı nurculuk porpagandası yapmak suçlanaları ile tutuklanıp mahkemelere sevk edilip bir süre cezaevlerinde kalır. Bu mahkemelerden bir kısmı ise şöyle; 2 Aralık 1959 Karaman Cumhuriyet Müddei Umumiliği, 15 Aralık 1959 Konya 1. Sulh Ceza Mahkemesi, Konya Ağır Ceza Mahkemesi 1 Ocak 1960, 6 Ocak 1960, 21 Ocak 1960 açılan davalarda alınan kararlar beraetlerine ve kitapların iadesine olmuştur.
Konya’da altı sene kaldıktan sonra Mekke ve Medine’ye giden Sadullah Nutku, daha sonra İstanbul’a gelir ve Beşiktaş’a yerleşir. 1960 İhtilalinden sonra çeşitli eziyetlere maruz kalır, hapsedilir, işkence görür, ama davasından vazgeçmez. Medrese-i Yusufiye gördüğü hapishanede büyük bir azim gösterir Kur’an-ı Kerim’i ezberler ve 55 yaşında hafız olur. Cezaevinde iken koğuşuna Osman Yüksel Serdengeçti de gelir. Onu zamanla tanıyan Serdengeçti, ”Allah’ım ne adamdı o! Nasıl bir imandı ondaki.Adam hapishanede değil sanki gül bahçesi içerisindeydi. Onun yanında herşeyi unutuyordum.”der.
İttihad ve Yeni Asya gazetelerinde ”Hekim Gözüyle” köşesinde yazılar yazar. Okuyuculara ve hastalara hizmet eder.18 Ağustos 1972 günü karşıdan karşıya geçmek isterken bir araba Sadullah Nutku’ya çarpar, beş gün komada kaldıktan sonra 23 Ağustos günü vefat eder. Eyüp Sultan Mezarlığına defnedilir.
Çok sevilen, hürmet edilen bir doktor olan İbrahim Sadullah Nutku,samimi, ihlaslı, ömrünü bu aziz millete hasretmişti. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!