MUTE ŞEHİDİ ABDULLAH BİN REVAHA(RA)
Abdullah bin Revaha, Hazrec Kabilesinin Beni Haris kolundan Revaha bin Sa’lebe’nin oğludur. Medineli olan Abdullah şairliği, okuma yazma bilmesi ve etkileyici bir hitabet gücüne sahip olması ile tanınmıştır.
Rasulullah tarafından Medine’ye İslam nurunu tanıtmak ve İslamı öğretmek üzere gönderilen Mus’ab bin Umer’in bu vazifeyi güzel bir şekilde ifası sonucu 2si kadın 73 erkek Medineli İslamı kabul etmişti. Bunların içinde Abdullah bin Revaha’da bulunmaktadır.
Hac mevsiminde Mekke’ye gelen,75 Medineli müslüman Rasulullah ile Akebe mevkiinde buluştu. Görüşme bir hayli uzamıştı. Rasulullah, Mekkeli müşriklerin işkençelerinden kurtulmak istiyor ve Medine’ye teşrif etmek istiyordu. Abdullah için için dertleniyor, ”Bir an evvel yanımıza gel, Ya Rasulullah! Bütün şartlarını kabul ediyoruz.” denmesi gerektiğini düşünüyordu. Konuşmalara daha fazla dayanamadı. Ebu Heysem’e şöyle dedi:
”Biz, Allah’tan ve Allah’ın Resül’ünden geleni kabul ettik. Ey Ebu Heysem! Sen şöyle bir kenara çekil. Biz Rasulullah’a biat edeceğiz.”
Bu konuşmadan sonra Medineli Müslümanlar teker teker Rasulullah’a biat etmeye başladılar. Abdullah bin Revaha biat ederken, ”Ya Rasulullah! Sana 12 Havarinin İsa Aleyhisselam’a biat ettiği şekilde biat ediyorum.” dedi.
Medineye dönen Abdullah bin Revaha, şairlik sanatını İslam dinini ve Rasulullah’ı savunmak, müşrikleri hicvetmek yolunda kullanmaya başlamıştır. Rasulullah, onun için ”Şiirleri müşrikler üzerinde oklardan daha etkilidir.” iltifatında bulunmuştur.
Abdullah bin Revaha, şairliği, hatipliği ve savaşcığı, yüksek cesareti, zühd ve takvasından dolayı Rasulullah’ın özel teveccühünü kazanıp, önemli görevler yüklenmiştir. Bedir, Uhud, Hendek, Hayber Gazvelerine katılmıştır. Hayber’in fethinden önce Rasulullah, dört kişilik bir seriyyenin kumandanı olarak Abdullah’ı,”Hayber’i gözetle, halkın arasına karış, ne konuştuklarını ve ne yapmak istediklerini öğren.” emri ile Hayber’e göndermiştir.
Rasulullah, Hicretin 8 nci senesinde Mute seferine çıkan ordunun başına Zeyd bin Harise’yi kumandan tayin etti. Zeyd şehid olursa Cafer bin Ebu Talip, o da şehit olursa orduya Abdullah bin Revaha kumandan tayin olundu. 3000 kişilik bir ordu hazırlandı. Rasulullah, sahabelerle vedalaşıp Medine’ye dönerken Abdullah bin Revaha onu şu beyitlerle selamladı:
”Geride kalan, hurmalıkta kendisine veda ettiğim zata, o en hayırlı uğurlayıcıya, en hayırlı dosta selam olsun!” (Sire 4,21)
Mute’de iki ordu karşılaştı. Şiddetli çarpışmalar başladı. Zeyd şehit oldu, sancağı Cafer aldı. Cafer şehit düştü. Sancağı Abdullah bin Revaha eline aldı, atının üzerinde düşman saflarına doğru hücum etti. O da şehit oldu.
Cenab-ı Hak, Rasul’üne savaş meydanını gösterdi. Minbere çıkıp oturan Rasulullah, halka şöyle seslendi:
”Onlar düşmanla karşılaştılar. Zeyd şehit oldu. O şimdi cennete girdi. Sonra sancağı Cafer aldı. O da şehit oldu. Şimdi o yakuttan iki kanadıyla duruyor. Cafer’den sonra sancağı Abdullah bin Revaha aldı. İki ayağını pekiştirdi. Elinde sancak olduğu halde, düşmanla çarpıştı ve şehit olarak öldürüldü. İtirazlı olarak cennete girdi.” buyurdu.
Allah, onlardan razı olsun.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!