Muhterem Efendim, sevgili Üstadım; Yirmi Dokuzuncu Mektubun bir kısmını nasıl bulduğum ferman buyuruluyor. Bu hususta ne yazabilirim, ne gibi bir fikir dermeyan edebilirim? Risalelerin her birisinin nurları bir, fakat mevzuları ayrı, güzellikleri ayrı, lâtiflikleri ayrı, zevkleri ayrıdır. Bu risalenin nuru diğer risaleler gibi her tarafı parlak, her köşesi güzeldir. Bilhassa, ruhlarımızı sızlatan, kalblerimizi ağlatan bu […]
(Ehemmiyetlidir.) Risale-i Nur talebelerinden bir kısım kardeşlerimin, benim haddimin çok fevkinde hüsn-ü zanlarını ve ifratlarını tâdil etmek için ihtar edilen bir muhaveredir. Bundan kırk elli sene evvel, büyük kardeşim Molla Abdullah (rahmetullahi aleyh) ile bir muhaveremi hikâye ediyorum. O merhum kardeşim, evliya-i azimeden olan Hazret-i Ziyaeddin’nin (k.s.) has müridi idi. Ehl-i tarikatça, mürşidinin hakkında müfritane […]
Kardeşlerim; Bu defa Meyve Risalesi’nin tam kıymetini bilen ve kendine “Meyveci” namını veren Risale-i Nur santralcısının yazdığı mektup, beni çok memnun eyledi. Çünkü, Hulusi, Hakkı gibi yirmi seneye yakın bir zamandan beri mâbeynlerinde olan samimane dostluk ve kardeşlik tam devam ve sebat ettiği gibi, onların Risale-i Nur’a karşı alâka ve irtibat ve sadakatleri, aynen mâbeynlerindeki […]
Hulûsi Beyin fıkrasıdır. Eyyühe’l-Üstadü’l-Muhterem; Bu kere Yirmi Dokuzuncu Mektubun Dört ilâ Dokuzuncu Nüktelerini hâvi mübarek mektubunuzu, Yirmi Sekizinci Mektubun Yedinci Meselesinin sırr-ı azîm-i inayet beyanındaki hâtimesi namını verdiğiniz ve mu’ciz-nümâ Ramazanın hikmetlerini beyan eden Yirmi Dokuzuncu Mektubun İkinci Kısmını ve münevver hâtem-i i’câzı kemâl-i şükranla aldım. İştiyakla, lezzetle, zevk-i mânevîyle defaatle okudum. Fakat iki haftaya […]
Ehemmiyetli, fakat bir derece mahremdir. Aziz kardeşlerim; Mahrem sırr-ı اِنَّاۤ اَعْطَيْنَا “Biz verdik.” Kevser Sûresi, 1.nci ayeti) da, cifirle istihracım aynen Münâzarat risalesinde, “Bir nur çıkacak ve göreceğiz?” diye gaybî müjdeler gibi, ilhamî ve hak bir hakikati fikrimle olan tatbikatımda bir kusur vardı. O kusur beni düşündürüyordu. Münâzarât ve Sünuhat gibi risalelerdeki müjde-i nuriyeyle Risale-i […]
”Birincisi: Ispartalı kardeşlerimiz, hususan gül Nur kahramanı Hüsrev, benim bu kış münasebetiyle maddî hâcetlerimi merak ediyorlar, yardım etmek istiyorlar. Ben de onlara teşekkürle beraber derim ki: Onların Risale-i Nur’a hizmeti, her şakirdin saadet-i ebediyesine menfaati gibi, benim de hakikî kışım suretinde olan kabrimden sonraki kışta ihtiyacatıma o derece mükemmel yardım ediyorlar ki; bu fâni, muvakkat […]
Sabri’nin fıkrasıdır. Üstad-ı Âlîşânım Efendim; Şu iki geceden iğtinam edebildiğim vakitlerde, Yirmi Dokuzuncu Mektubun Birinci Kısmını istinsah ederek, kendi nüshamı Ali Efendiye ve aslını zât-ı Üstadânelerine iade ve takdim ediyorum. Şu bir aydan beri, ruhlarımız ateşe mâruz çimen gibi yanık, küskün, solgun bir vaziyette olup, hattâ ekser arkadaşlarla, bu mesele hakkında ne hatt-ı hareket takip […]
https://nurkoy.org/wp-content/uploads/2019/05/img_0549.jpg24483264Nurköy/wp-content/uploads/2016/07/logo.pngNurköy2021-03-30 15:57:142021-06-12 18:19:52VAZİFEMİZ DUAYA DEVAM
”Sualin ikinci şıkkı: “Sen, bir mektubunda, şairane bir lâtifeyi, yani kuşların, mektuplarını yazmak ve okumak zamanında yanınıza ve şakirtlerin yanına gelmelerini, o lâtifeyi ciddî bir tarzda kardeşlerine yazdın. Halbuki o kuşlar, hal-i âlemi ve Risale-i Nur’un hâdisâta karşı fâidesini bilecek mahiyetinden uzaktırlar.” Elcevap: Emir ve izn-i İlâhî ve havl ve kuvvet-i Rabbâniye ile, umum hayvanatın, […]
Hüsrev’in fıkrasıdır. Sevgili Üstadım; Yorucu bir kuvvetle gece ve gündüz beni düşündüren ve fakat hiç de kıymeti olmayan vaziyetten kurtaran mektubunuzu aldığım vakitten beri, sürur içinde, Cenâb-ı Hakka bînihâye teşekkürlerimi takdim ediyor ve beş vakitte, eltaf-ı İlâhiyeye mazhariyetinizi dua ediyorum. Bilhassa sevincimi artıran keyfiyet, Cenâb-ı Hakkın sırf hizmet-i Kur’ân’da istihdam etmesinin iş’ar buyurulmasıdır. Muhterem Üstadım, […]
Aziz, sıddık kardeşlerim; Sizin mektuplarınızdan o kadar mesrur oldum ki, tarif edemem. Hususan Hüsrev’in çok kıymettar iki mektubunda, Hacı Hâfız’ın köyünde Risale-i Nur’un pek fevkalâde bir surette tevessüü, o iki mektubu nüsha gibi ve bir hüccet-i katıa gibi saklayıp, bu havalideki talebelere bir tâziyâne-i teşvik olarak gösteriliyor. Risale-i Nur, Kur’ân’ın bir mu’cize-i mânevîsi olduğu gibi, […]
https://nurkoy.org/wp-content/uploads/2020/02/kuran.jpg942645Nurköy/wp-content/uploads/2016/07/logo.pngNurköy2021-02-28 13:59:032021-05-12 18:01:17ASIL KAYNAK KUR’ANDIR
ISSIZ SAHRALAR SUSUZ ÇÖLLER
Muhterem Efendim, sevgili Üstadım; Yirmi Dokuzuncu Mektubun bir kısmını nasıl bulduğum ferman buyuruluyor. Bu hususta ne yazabilirim, ne gibi bir fikir dermeyan edebilirim? Risalelerin her birisinin nurları bir, fakat mevzuları ayrı, güzellikleri ayrı, lâtiflikleri ayrı, zevkleri ayrıdır. Bu risalenin nuru diğer risaleler gibi her tarafı parlak, her köşesi güzeldir. Bilhassa, ruhlarımızı sızlatan, kalblerimizi ağlatan bu […]
ŞAHISLARA DEĞİL HAKİKATE BAĞLANMAK
(Ehemmiyetlidir.) Risale-i Nur talebelerinden bir kısım kardeşlerimin, benim haddimin çok fevkinde hüsn-ü zanlarını ve ifratlarını tâdil etmek için ihtar edilen bir muhaveredir. Bundan kırk elli sene evvel, büyük kardeşim Molla Abdullah (rahmetullahi aleyh) ile bir muhaveremi hikâye ediyorum. O merhum kardeşim, evliya-i azimeden olan Hazret-i Ziyaeddin’nin (k.s.) has müridi idi. Ehl-i tarikatça, mürşidinin hakkında müfritane […]
MEYVE RİSALESİNİN KIYMETİNİ BİLEN
Kardeşlerim; Bu defa Meyve Risalesi’nin tam kıymetini bilen ve kendine “Meyveci” namını veren Risale-i Nur santralcısının yazdığı mektup, beni çok memnun eyledi. Çünkü, Hulusi, Hakkı gibi yirmi seneye yakın bir zamandan beri mâbeynlerinde olan samimane dostluk ve kardeşlik tam devam ve sebat ettiği gibi, onların Risale-i Nur’a karşı alâka ve irtibat ve sadakatleri, aynen mâbeynlerindeki […]
NETİCE İLE DEĞİL HİZMETLE MÜKELLEFİZ
Hulûsi Beyin fıkrasıdır. Eyyühe’l-Üstadü’l-Muhterem; Bu kere Yirmi Dokuzuncu Mektubun Dört ilâ Dokuzuncu Nüktelerini hâvi mübarek mektubunuzu, Yirmi Sekizinci Mektubun Yedinci Meselesinin sırr-ı azîm-i inayet beyanındaki hâtimesi namını verdiğiniz ve mu’ciz-nümâ Ramazanın hikmetlerini beyan eden Yirmi Dokuzuncu Mektubun İkinci Kısmını ve münevver hâtem-i i’câzı kemâl-i şükranla aldım. İştiyakla, lezzetle, zevk-i mânevîyle defaatle okudum. Fakat iki haftaya […]
EN BÜYÜK DAVA İMAN DAVASI
Ehemmiyetli, fakat bir derece mahremdir. Aziz kardeşlerim; Mahrem sırr-ı اِنَّاۤ اَعْطَيْنَا “Biz verdik.” Kevser Sûresi, 1.nci ayeti) da, cifirle istihracım aynen Münâzarat risalesinde, “Bir nur çıkacak ve göreceğiz?” diye gaybî müjdeler gibi, ilhamî ve hak bir hakikati fikrimle olan tatbikatımda bir kusur vardı. O kusur beni düşündürüyordu. Münâzarât ve Sünuhat gibi risalelerdeki müjde-i nuriyeyle Risale-i […]
İKİ KAHRAMAN BABA OĞUL
”Birincisi: Ispartalı kardeşlerimiz, hususan gül Nur kahramanı Hüsrev, benim bu kış münasebetiyle maddî hâcetlerimi merak ediyorlar, yardım etmek istiyorlar. Ben de onlara teşekkürle beraber derim ki: Onların Risale-i Nur’a hizmeti, her şakirdin saadet-i ebediyesine menfaati gibi, benim de hakikî kışım suretinde olan kabrimden sonraki kışta ihtiyacatıma o derece mükemmel yardım ediyorlar ki; bu fâni, muvakkat […]
VAZİFEMİZ DUAYA DEVAM
Sabri’nin fıkrasıdır. Üstad-ı Âlîşânım Efendim; Şu iki geceden iğtinam edebildiğim vakitlerde, Yirmi Dokuzuncu Mektubun Birinci Kısmını istinsah ederek, kendi nüshamı Ali Efendiye ve aslını zât-ı Üstadânelerine iade ve takdim ediyorum. Şu bir aydan beri, ruhlarımız ateşe mâruz çimen gibi yanık, küskün, solgun bir vaziyette olup, hattâ ekser arkadaşlarla, bu mesele hakkında ne hatt-ı hareket takip […]
HER MAHLUKUN MELEĞİ FARKLI
”Sualin ikinci şıkkı: “Sen, bir mektubunda, şairane bir lâtifeyi, yani kuşların, mektuplarını yazmak ve okumak zamanında yanınıza ve şakirtlerin yanına gelmelerini, o lâtifeyi ciddî bir tarzda kardeşlerine yazdın. Halbuki o kuşlar, hal-i âlemi ve Risale-i Nur’un hâdisâta karşı fâidesini bilecek mahiyetinden uzaktırlar.” Elcevap: Emir ve izn-i İlâhî ve havl ve kuvvet-i Rabbâniye ile, umum hayvanatın, […]
MANEVİ İPLERLE BAĞLI BİR AİLE
Hüsrev’in fıkrasıdır. Sevgili Üstadım; Yorucu bir kuvvetle gece ve gündüz beni düşündüren ve fakat hiç de kıymeti olmayan vaziyetten kurtaran mektubunuzu aldığım vakitten beri, sürur içinde, Cenâb-ı Hakka bînihâye teşekkürlerimi takdim ediyor ve beş vakitte, eltaf-ı İlâhiyeye mazhariyetinizi dua ediyorum. Bilhassa sevincimi artıran keyfiyet, Cenâb-ı Hakkın sırf hizmet-i Kur’ân’da istihdam etmesinin iş’ar buyurulmasıdır. Muhterem Üstadım, […]
ASIL KAYNAK KUR’ANDIR
Aziz, sıddık kardeşlerim; Sizin mektuplarınızdan o kadar mesrur oldum ki, tarif edemem. Hususan Hüsrev’in çok kıymettar iki mektubunda, Hacı Hâfız’ın köyünde Risale-i Nur’un pek fevkalâde bir surette tevessüü, o iki mektubu nüsha gibi ve bir hüccet-i katıa gibi saklayıp, bu havalideki talebelere bir tâziyâne-i teşvik olarak gösteriliyor. Risale-i Nur, Kur’ân’ın bir mu’cize-i mânevîsi olduğu gibi, […]